Sulla ve Sullacılığın Siyasal Anlamı
Prof. Dr. Firuz Demir Yaşamış
Özet
Bu çalışma, Roma Cumhuriyeti'nin
önemli figürlerinden biri olan Lucius Cornelius Sulla'nın yaşamı, kariyeri ve
uyguladığı siyasal yöntemleri değerlendirmektedir. Sulla’nın “proskripsiyon
stratejisi” ve Sullacılık olarak adlandırılan yönetim anlayışı, Roma'nın siyasi
yapısını önemli ölçüde dönüştürmüştür. Bu makale, Sulla'nın iktidarının temel
unsurlarını analiz ederek, dönemindeki siyasi atmosfere ve otoriter yönetim
biçimlerinin gelişimine ışık tutmayı amaçlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Sulla, Roma Cumhuriyeti, Proskripsiyon, Sullacılık, Otoriter Yönetim
GİRİŞ
Lucius Cornelius Sulla Felix (MÖ 138-
MÖ 78), Roma Cumhuriyeti'nin tarihinde önemli bir yere sahip olan bir Roma
generali ve devlet adamıdır. Özellikle MÖ 88-82 yılları arasında yaşanan iç
savaşlar sırasında iktidarı ele geçirerek, Roma'da tartışmalı bir diktatörlük
dönemi başlatmıştır. Bu makalenin amacı, Sulla'nın yaşamını ve siyasal
yaklaşımını incelemek ve “proskripsiyon” uygulamaları ile Sullacılık’ın
siyasal bağlamını açıklamaktır.
Proskripsiyon terimi genellikle bir
kişinin yargılamadan veya cezalandırmadan kaçırılması, sürgün edilmesi ya da
kamu yaşamımdan dışlanması anlamında kullanılır. Bununla birlikte, bir şeyin
kaydedilmesi veya belgelenmesi anlamına da gelebilir.
“Proscriptus”, Latince “proscribere”
fiilinden türetilmiş bir isimdir. “Proscribere” kelimesi, “pro-” (“önünde”) ve
“scribere” (“yazmak”) köklerinden oluşur. Bu bağlamda, proscriptus, belirli bir
kişinin adının kamuya açıklanması veya yazılması (ve dolayısıyla dışlanma)
anlamında bir bağlam taşır. Antik Roma döneminde siyasal olarak tehlikeli
görülen bireylerin isimleri “proscription” listelerine yazılır ve bu kişiler
topluca cezalandırılırlardı.
Siyaset bilimi açısından ilginç bir
isim olan Sulla ülkemizde tanınmamaktadır. Siyaset bilimcilerinin dahi
Sulla’dan söz ettiklerini pek duymadım. Bu nedenle bu iki kavramı ve özellikle
“proskripsiyon” (proscription, yasaklama) biraz tanıtmak istedim.
ÇÖZÜMLEME
Sulla'nın Yaşamı
ve Kariyeri
Sulla'nın askeri kariyeri MÖ 88'deki
Asya Seferi sırasında kazandığı zaferlerle şekillenmiştir. MÖ 82'deki iç
savaşta Roma'yı denetim almasıyla diktatörlük unvanını almıştır. Bu dönemde
Sulla, birçok siyasal rakibini hedef almış ve proskripsiyon adı verilen
bir yöntemle düşmanlarını öldürterek ve mallarını kamulaştırarak, iktidarını
pekiştirmiştir.
Sulla, “proskribe” ettiği
kişilerin isimlerini halka duyururdu. Bu kişilere yönelik öldürme emirleri
verilirdi. Proskribe edilen kişilerin mallarına el konulurdu ve öldürülmeleri
için ödüller verilirdi. Bu uygulama, devletin düşmanı ilan edilen kişilerin
yakınlarının yaşamını da tehdit ederdi. Proskripsiyon, halkın da katılımına
açık bir süreçti.
Sulla'nın kariyeri, askeri
başarılarıyla şekillenmiştir. MÖ 88'deki Asya Seferi sırasında kazandığı
zaferler ve MÖ 82'deki Roma iç savaşında elde ettiği galibiyetler onun ününü
pekiştirmiştir. Sulla, iktidara geldiğinde birçok politik rakibini öldürtmüş ve
"proskripsiyon" adı verilen bir yöntemle, düşmanlarını öldürüp
mallarını el koymuştur.
MÖ 79 yılında, gücünü elinde tutmaya
devam etmesine rağmen, Sulla şaşırtıcı bir şekilde diktatörlük görevinden
feragat etti ve emekli olmayı tercih etti. Bu, Roma Cumhuriyeti tarihinde
benzeri pek görülmeyen bir durumdur. Sulla, MÖ 78'de öldü.
Sullacılığın
Tanımı
Sullacılık, Roma Cumhuriyeti döneminde
Sulla'nın izlediği otoriter ve aristokratik yönetim anlayışını tanımlar.
Sullacılığın temel özellikleri arasında şunlar bulunmaktadır: Sulla, halk
meclislerinin gücünü kısıtlamış, Senato’nun yetkilerini artırmış ve aristokratik
sınıfların iktidarını güçlendirmiştir. Sulla'nın kullandığı yöntemler Roma'daki
demokratik süreçlerin askıya alınmasına ve siyasal kararlılığın sağlanması
gerekçesiyle olağanüstü yetkilerin verilmesine yol açmıştır.
“Proskripsiyon”
Uygulamaları
Proskripsiyon, Roma Cumhuriyeti
döneminde, Sulla'nın yönetimi altında uygulanan, politik rakiplerin ve
düşmanların öldürülmesi ya da sürgün edilmesi ve mal varlıklarının
kamulaştırılması amacıyla kullanılan bir siyasal yönetim biçemidir. Bu yöntem,
Roma’daki iç savaşlar sırasında siyasal temizliği sağlamaya yönelik şiddet
içeren bir strateji olmuştur. “Proskribe” edilen kişilerin isimleri halka
duyurulmuş ve bu kişilerin öldürülmesi için ödüller belirlenmiştir.
Proskripsiyonlar, Sulla'nın siyasi otoritesini pekiştirmede önemli bir araç
olmuştur. Proskripsiyon, Roma Cumhuriyeti'nde,
özellikle Sulla'nın diktatörlüğü sırasında uygulanan, siyasal rakiplerin ve
düşmanların öldürülmesi veya sürgün edilmesi ve onların mal varlıklarının
kamulaştırılması için kullanılan bir terimdir. Bu kavram, Roma'daki iç
savaşlarda siyasi temizliği sağlamak amacıyla kullanılan, oldukça sert ve
hukuksal olmayan bir yöntemdir. Proskripsiyon, aslında bir tür "devlet
düşmanı" ilan etme işlemidir. Sulla'nın proskripsiyonları, Roma'da güç
kazanmayı ve siyasal rakiplerini ortadan kaldırmayı amaçlayan bir strateji
olarak öne çıkmıştır. MÖ 82'deki iç savaşın ardından, Sulla, diktatörlük
görevini elinde tutarken, ona karşı çıkan ve kendisini tehdit olarak gören
kişileri hedef almış ve bu kişileri proskribe etmiştir. Proskripsiyon listesine
dahil edilen kişiler, genellikle siyasal rakipler, eski müttefikler veya
Sulla'nın iktidarını tehdit ettiğini düşündüğü figürlerdi.
Herkes, listeye dahil edilen kişileri
öldürme hakkına sahipti ve bu Roma'daki iç savaş atmosferinde yoğun bir kaos
yaratmıştır. Proskripsiyonlar Roma'daki siyasi atmosferi radikal bir şekilde
dönüştürmüş ve korku iklimi yaratmıştır. Bu uygulama, Sulla'nın iktidarını
pekiştirmek için kullandığı güçlü bir araç olmuş ve Roma'da daha sonra benzer
yöntemler örneğin Julius Caesar ve Augustus'un yönetiminde de zaman zaman
kullanılmıştır. Proskripsiyonlar, Roma'nın iç savaşlarını daha kanlı ve
despotik hale getiren uygulamalardan biri olarak tarihe geçmiştir. Sulla'nın
diktatörlük dönemi, Roma'da siyasi reformların yapılmasını sağladı. Bu
reformlar, senatonun gücünü artırmak, halk meclislerinin etkinliğini azaltmak
ve askeri komutanların siyasal gücünü sınırlamak gibi unsurları içeriyordu.
Ancak, Sulla'nın yöntemleri ve kullandığı sert politikalar, onun Roma
tarihindeki tartışmalı figürlerden biri olmasına yol açmıştır.
Siyasal Anlamda “Sullacılık”
Nedir?
Siyasal anlamda Sullacılık, Roma
Cumhuriyeti döneminde Lucius Cornelius Sulla'nın izlediği otoriter ve
aristokratik yönetim anlayışını tanımlar. Sullacılık, özellikle Sulla'nın
diktatörlük döneminde uyguladığı siyasalar ve reformlar çerçevesinde
şekillenmiştir. Bu anlayış, Roma'da siyasal gücün ve yönetimin, özellikle Senato
ve üst sınıfların (patriciler) elinde yoğunlaşmasını savunmuş ve halkın,
özellikle plebler (halk sınıfı) ve halk meclislerinin gücünün
sınırlandırılmasına yönelik adımlar atmıştır.
Sullacılığın temel özellikleri
şunlardır: Sulla, MÖ 82'de Roma'da diktatörlük unvanını alarak, tek adam
yönetimi kurmuş ve bu dönemde demokratik süreçlerin çoğunu askıya almıştır.
Diktatörlük, siyasal kararlılığı sağlamak amacıyla olağanüstü yetkilerle
donatılmış bir yönetim biçimiydi. Sulla bu yöntemi uzun süreli olarak
uygulamıştır. Sulla, siyasal rakiplerini ve düşmanlarını öldürmek ve mallarına
el koymak amacıyla "proskripsiyon" adı verilen bir yöntem
kullanmıştır. Bu, Roma'da siyasal düşmanları ortadan kaldırmak için hukuksal
olmayan bir şekilde yapılan kitlesel temizliğe işaret eder. Bu yöntem,
Sulla'nın siyasal gücünü pekiştirmesinde önemli bir rol oynamıştır. Sulla, Senato’nun
gücünü artırarak, halk meclislerinin ve plebler sınıfının etkisini
azaltmaya çalışmıştır. Bu bağlamda, Senato üyelerinin seçilme şekli ve
yetkileri üzerinde reformlar yapmıştır. Halkın iradesinin sınırlanması ve
aristokratik bir yönetimin güç kazanması, Sullacılığın temel amaçlarından biri
olmuştur. Sulla, halk meclislerinin yasama yetkilerini kısıtlayarak popüler
liderlerin ve halkın siyasal gücünü daraltmıştır. Bu, Roma'daki halk
hareketlerine karşı bir tepkidir ve aristokratik sınıfların denetim gücünü
pekiştirmeye yönelik bir adımdır. Sulla'nın hükümetin denetimini ele almasının
temelinde askeri gücün etkisi büyüktür. Sulla, ordusunu siyasal amaçları için
kullanmış ve Roma'da bir askeri diktatörlük kurmuştu. Bu durum, Roma'nın
sonrasında yaşadığı askeri müdahalelerle şekillenen siyasal yapının da
temellerini atmıştır.
Sullacılık, aslında Roma'daki
"cumhuriyetçi" yapının sonuna işaret eden bir dönemi simgeler.
Sulla'nın izlediği bu otoriter yol, Roma'da daha sonraki yıllarda benzer
diktatörlük ve otoriter yönetim biçimlerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu
açıdan, Sullacılık, modern anlamda otoriter rejimler ve askeri diktatörlüklerle
büyük ölçüde benzeşir.
GENEL
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Sulla, Roma Cumhuriyeti'nde izlediği
otoriter yönetim yaklaşımı ve “proskripsiyonlar” yoluyla siyasal düşmanları
ortadan kaldırmasıyla tartışmalı bir figür olmuştur. Sulla'nın reformları ve yöntemleri
Roma'daki siyasal dinamikleri değiştirmiş ve daha sonraki yıllarda benzer
yönetim biçimlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır.
Sulla, Roma Cumhuriyeti'nde izlediği otoriter yönetim yaklaşımı ve proskripsiyonlar yoluyla siyasal düşmanları ortadan kaldırmasıyla tartışmalı bir figür olmuştur. Sullacılık, otoriter yönetim ve aristokratik yapıların güç kazanmasını simgelerken, çağdaş otoriter rejimlerle de benzerlikler göstermektedir. Sulla'nın reformları ve yöntemleri Roma'daki siyasal dinamikleri değiştirmiş ve daha sonraki yıllarda benzer yönetim biçimlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır.
Günümüzün siyasal yaşamı açısından
önemi ise otoriter, despotik ve diktatoryal yönetim ve aristokratik yapıların
güç kazanmasını simgeleyen Sullacılık’ın
çağdaş otoriter/despotik rejimlerle de benzerlikler göstermesidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder