RADİKAL DİNCİ ÖRGÜTLERİN TEMEL
STRATEJİSİ
PROF. DR. FİRUZ DEMİR YAŞAMIŞ
Abu Bakr Naji
"Vahşetin Yönetimi: Ümmetin
Geçeceği En Kritik Aşama" (The Management of Savagery: The Most
Critical Stage Through Which the Umma Will Pass) adlı kitabın yazarıdır. Bu
kitap, radikal İslamcı hareketler tarafından benimsenen stratejik bir rehber
niteliğindedir ve özellikle El Kaide ve DAEŞ gibi örgütlerin şiddet ve kargaşa
yoluyla nasıl güç kazanabileceklerini kuramsallaştırır.
Kitap ilk kez 2004 yılında
Arapça olarak yayımlandı.
Kitabın ana tema olarak
vahşeti ele alır. Devlet otoritesinin çöktüğü bölgelerde nasıl kargaşa
yaratılacağı, halkın korku ve istikrarsızlıkla nasıl yönetileceği ve bu sürecin
sonunda bir İslam devleti kurmanın yollarını tartışır. Naji’nin önerdiği temel strateji
Devlet otoritesinin zayıfladığı bölgelerde şiddet kullanarak bir yönetim
boşluğu oluşturmayı ve ardından bu boşluğu doldurarak bir İslamcı yönetim
kurulmasıdır.
Kitap, özellikle El Kaide ve
DAEŞ’in stratejilerini şekillendiren metinlerden biridir. ABD ve Batılı
güvenlik kurumları tarafından da ayrıntılı olarak çözümlenmiştir. Türk güvenlik
örgütlerinin kitap ile ilgi düzeyini bilmiyorum.
Abu Bakr Naji’nin gerçek kimliği belirsizdir. Bazı
kaynaklar, onun bir kod adı olduğunu ve muhtemelen El Kaide bağlantılı biri
olduğunu öne sürer. William McCants’ın 2006’daki çevirisi, kitabın Batı
akademik dünyasında incelenmesine olanak sağlamıştır.
Bu kitap, radikal İslamcı hareketlerin stratejik
düşüncelerini anlamak açısından önemli bir metin olsa da, içeriği ve savunduğu
şiddet yöntemleri nedeniyle oldukça tartışmalıdır.
Abu Bakr Naji’nin "Vahşetin
Yönetimi" kitabında öne sürdüğü temel stratejilerden biri, korkunun
bir silah olarak kullanılmasıdır. Ona göre, bir bölgenin kontrolünü ele
geçirmek isteyen bir grup, devlet otoritesinin çöküşünü hızlandırmalı, halkın
güvenlik hissini ortadan kaldırmalı ve korku yoluyla yönetimi kendi eline
almalıdır.
Bu çerçevede, "yüreklerine korku salmak"
fikri, sadece fiziksel şiddetle değil, psikolojik savaşla da ilgilidir. Kitapta
şunlar vurgulanır: Şok ve dehşet
stratejisi (Düşmanı ve halkı sindirmek için aşırı şiddet kullanımı), propaganda (medya ve görsel unsurlar
yoluyla şiddetin etkisini artırmak), Devlet
otoritesinin çökertilmesi (güvenlik güçlerine ve altyapıya saldırılar
düzenleyerek kargaşa yaratmak) ve halkı
"eğitmek" (şiddeti bir yönetim aracı olarak normalleştirmek ve
yeni düzene alıştırmak).
Bu stratejiler, El Kaide ve DAEŞ gibi örgütler tarafından
Suriye, Irak, Afganistan ve bazı Afrika ülkelerinde uygulandı. Kitap, terör
örgütleri için bir yol haritası işlevi gördü ve bazı Batılı güvenlik uzmanları
tarafından modern cihatçılığın en
önemli stratejik belgelerinden biri olarak değerlendirildi.
Abu Bakr Naji'nin "Vahşetin Yönetimi" adlı
eserinde, düşmanın ve destekçilerinin kalplerine korku salmak amacıyla
rehinelerin "korkutucu bir şekilde" öldürülmesi gerektiği belirtilir.
Bu strateji, düşmanı sindirmek ve psikolojik üstünlük sağlamak için şiddetin
bir araç olarak kullanılmasını önerir.
"Şiddet politikası da takip edilmelidir, öyle ki
talepler karşılanmazsa rehineler korkutucu bir şekilde infaz edilmelidir, bu da
düşmanın ve destekçilerinin yüreklerine korku salacaktır."
DAEŞ tarafından yakılarak öldürülen iki Türk askerinin
trajedisinin altında yatan düşünce ve yaklaşım budur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder