CHP Genel Merkezi'nin Yerel Yönetimlerle
İlişkilerinde Kurumsal Yeterlik Düzeyinin İncelenmesi
Prof. Dr. Firuz Demir Yaşamış
GİRİŞ
Yerel yönetimler, özellikle
merkeziyetçiliğin yoğun olduğu siyasal sistemlerde halkın yönetime katılımını
sağlama, hizmetin tabana yayılmasını temin etme ve yerindenlik ilkesinin yaşama
geçirilmesinde kritik bir rol üstlenmektedir. Türkiye gibi merkezi yapının
baskın olduğu ülkelerde, yerel yönetimlerin siyasal partilerle ilişkisi
yalnızca seçim dönemlerine özgü stratejik ortaklıklarla sınırlı kalmamalı aynı
zamanda kurumsal eş güdüm, ortak siyasa üretimi ve deneyim paylaşımı gibi
alanlarda sürdürülebilir mekanizmalarla desteklenmelidir.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 2019
yerel seçimlerinde kazandığı büyükşehir ve ilçe belediyeleriyle birlikte
Türkiye'nin yerel yönetim haritasında önemli bir alanı denetlemeye başlamıştır.
Bu durum, partinin yalnızca muhalefet rolüyle değil, aynı zamanda yerel iktidar
uygulamalarıyla da sınandığı yeni bir dönemi başlatmıştır. Bu bağlamda CHP
Genel Merkezi’nin yerel yönetimlerle ilişkileri nasıl yönettiği, eş güdüm ve
rehberlik kapasitesini ne ölçüde kurumsallaştırabildiği önemli bir araştırma
alanı oluşturmaktadır.
Bu süreçte Parti hem kurumsal yapılar
aracılığıyla hem de belirli kişilere atfettiği görevler vasıtasıyla yerel
yönetimleri yönlendirme çabasına girmiştir. Özellikle Eskişehir eski Büyükşehir
Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e verilen özel danışmanlık rolü dikkat çekicidir.
Büyükerşen’in partili belediyelere rehberlik etmesi ve yerel hizmet anlayışının
sosyal demokrat bir çizgide kurumsallaşmasına katkı sunması hedeflenmişse de bu
rolün kurumsal bir yapıya dayanmaması katkının sürekliliğini ve etkinliğini
sınırlamıştır.
Öte yandan, partide yerel yönetimlerle
doğrudan ilgilenen Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı
makamının alt örgütlenmesinin de yeterince kurumsallaşmadığı ve belediyelerle
etkili bir eş güdüm ve izleme-değerlendirme mekanizması kurmakta zorlandığı
gözlemlenmektedir. Bu birime bağlı olarak çalışan merkez ofisi sınırlı sayıda
danışmanla çalışmalarını yürütmekte; teknik kapasite, sayısal altyapı ve
sürdürülebilir bilgi yönetimi sistemlerinden yoksun biçimde çalışmaktadır.
Belediyelerle kurulan temaslar çoğunlukla “ad hoc” çalıştaylar, dönemsel
toplantılar ve kişisel girişimlere dayalı ağlar üzerinden yürütülmektedir.
Bu çerçevede çalışmanın amacı, CHP
Genel Merkezi’nin yerel yönetimlere yönelik rehberlik ve eş güdüm işlevlerini
hangi düzeyde kurumsallaştırabildiğini, hangi aktör ve yapılar aracılığıyla bu
süreçleri yürüttüğünü ve söz konusu işleyişin etkililik, süreklilik ve siyasa
üretme kapasitesi açısından ne gibi güçlü ve zayıf yönler taşıdığını
incelemektir. Özellikle partinin yerel başarılarını uzun vadeli bir siyasal
dönüşüme yönlendirebilmesi için hangi kurumsal ve örgütsel reformlara ihtiyaç
duyduğuna ilişkin tartışmalar, bu incelemenin temel eksenini oluşturmaktadır.
ÇÖZÜMLEME
Yılmaz
Büyükerşen’in Görev Alanı ve Bağlı Yapıların Niteliği
CHP Genel Merkezi, 2019 yerel
seçimlerinden sonra Türkiye genelinde kazandığı belediyeleri daha etkili ve eş
güdümlü şekilde yönlendirmek amacıyla bazı isimlere özel roller vermeyi tercih
etmiştir. Bu kapsamda Yılmaz Büyükerşen, partinin yerel yönetim vizyonunun
geliştirilmesi, deneyim aktarımı ve özellikle büyükşehir belediyeleri arasında eş
güdümün güçlendirilmesi amacıyla görevlendirilmiştir. Ancak bu görevin doğrudan
bağlandığı kurumsal bir yapı ya da hiyerarşik bir alt örgütlenme
oluşturulmamıştır.
Büyükerşen’e verilen bu sorumluluk,
"danışmanlık" ve "rehberlik" niteliğinde tanımlanmış; bu
bağlamda CHP’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ile
doğrudan hiyerarşik bir bağ kurulmamıştır. Dolayısıyla Büyükerşen’in görev
alanı, parti tüzüğüne veya örgütlenme çizelgesine dayalı değil daha çok biçimsel
ve ad hoc bir yapı üzerinden şekillenmiştir. Bu durum, Büyükerşen’in
etki alanının daha çok kişisel ilişkilere ve belediye başkanlarının gönüllü iş
birliğine bağlı kalmasına neden olmuştur.
Yürütülen çalışmalar arasında yerel
yönetimlerde kültür, sanat ve şehir estetiği alanlarında deneyim aktarımı, kentsel
tasarım ve kamusal alan düzenlemeleri gibi konularda rehberlik ve yeni seçilen
belediye başkanlarına yönelik başlangıç oryantasyonları ve danışma toplantıları
düzenlenmesi gibi etkinlikler zaman zaman gündeme gelmiş, fakat bu etkinlikleri
yürüten sürekli bir sekretarya, uzman kadro ya da bölgesel eş güdüm birimi
kurulmamıştır. Bu bağlamda söz konusu etkinlikler daha çok seminer, çalıştay,
deneyim paylaşımı gibi geçici örgütlerle sınırlı kalmıştır.
Kurumsallaşmamış bu yapı, Yılmaz
Büyükerşen gibi deneyimli bir aktörün sağlayabileceği bilgi ve vizyon
aktarımının sistematikleşmesini engellemiştir. Oysa Büyükerşen'in
yönlendirmesiyle bir Yerel Yönetim Vizyon Merkezi ya da CHP Belediye Akademisi
kurulmuş olsaydı, bu yapı uzun vadeli olarak sürdürülebilir bir katkı
sağlayabilirdi. Ancak partide böylesi bir kurumsal düzenleme yapılmadığı için
bu katkı bireysel düzeyde kalmış, kurumsal kapasiteye dönüşememiştir.
CHP Yerel
Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ve Alt Örgütlenmesi
Cumhuriyet Halk Partisi'nin parti içi örgüt
yapısında “Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı”,
belediyelerle olan ilişkilerin yürütülmesinden, yerel yönetim siyasalarının
oluşturulmasından ve seçilen belediye başkanlarının parti ilke ve programları
doğrultusunda yönlendirilmesinden sorumludur. Bu birim aynı zamanda yerel
yönetim seçimlerine yönelik strateji geliştirme, aday belirleme süreçlerinde
yerel dengeleri gözetme ve belediyelerin başarımını izleme gibi görevlerle
donatılmıştır.
Ancak bu Genel Başkan Yardımcılığı'na
bağlı kurumsal alt örgütlenme yapısı, genel olarak zayıf ve kurumsallaşmamış
bir görünüm çizmektedir. Alt yapı şu unsurlardan oluşmaktadır:
Yerel Yönetimler
Birimi (Merkez)
Genel Merkez’de görev yapan ve sayıca
sınırlı danışman, uzman veya koordinatörlerden oluşan bir masa etrafında,
belediyelerle iletişim kurmak ve yönetsel eş güdümü sağlamakla görevli çekirdek
bir ekip bulunmaktadır. Ancak bu ekip belediyelerin sayısı ve büyüklüğü göz
önüne alındığında yetersiz personel ile çalışmakta, sistemli bir başarım izleme
ya da veri toplama mekanizmasına sahip olmamakta ve Belediyelere teknik destek
sunacak düzeyde uzmanlaşmış içerik üretimi gerçekleştirememektedir.
CHP'li
Belediyeler Arası Bilgi Paylaşım Ağları
Zaman zaman belediye başkanlarının
kendi aralarında oluşturduğu çoğu biçimsel nitelikte olan ağlar veya
birliktelikler bulunmaktadır (örneğin: Marmara Bölgesi CHP’li belediye
başkanları toplantıları). Bu yapılar partinin merkez yapısından ziyade
belediyelerin kendi girişimleriyle oluşmaktadır. Genel Başkan Yardımcılığı bu
girişimlere ancak eşlik edici bir rol üstlenmektedir.
Yerel Yönetimler
Çalıştayları ve Tematik Toplantılar
Genel Merkez tarafından düzenlenen
“CHP’li Belediyeler Çalıştayı”, “Sosyal Demokrat Belediyecilik Zirvesi” gibi toplantılar
partinin belediyelerle iletişimini ve strateji belirlemesini sağlamak amacıyla
kullanılan araçlardır. Ancak bu tür etkinlikler dönemsel ve seçim odaklı olup sürekli
bilgi üretimi veya deneyim aktarımı sağlayacak kurumsal bir platforma
dönüşmemektedir.
CHP’li Belediye
Akademisi
Yerel yönetimlerin eğitim ve kapasite
geliştirme gereksinimlerine yanıt verecek bir “CHP Belediye Akademisi”
kurulması yönünde geçmişte zaman zaman dile getirilen öneriler olmuş ancak bu
öneriler uygulamaya geçirilememiştir. Böyle bir akademi, yerel aktörlerin
eğitimi, yeni seçilen başkanların oryantasyonu ve sosyal demokrat
belediyeciliğin içeriğinin geliştirilmesi açısından önemli bir boşluğu
doldurabilirdi.
CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel
Başkan Yardımcılığı’nın alt örgütlenmesi şu an itibarıyla kurumsallaşma düzeyi
düşük, personel kapasitesi sınırlı ve teknolojik altyapı ve
izleme-değerlendirme mekanizmaları eksik bir yapı görünümündedir.
Bu durum, CHP’nin 2019 yerel
seçimlerinde kazandığı büyük başarıyı daha uzun vadeli bir siyasal başarıya
dönüştürme sürecinde ciddi bir örgütsel darboğaza işaret etmektedir. Parti, bu
yapıyı sadece “temsil” değil, aynı zamanda “işlevsel” bir yapıya dönüştürmek
istiyorsa kurumsal kapasiteyi güçlendirmeli ve sayısal bilgi paylaşım altyapısı
kurmalı ve sürekli çalışan teknik birimler oluşturmalıdır.
Örgütsel ve
Kurumsal Yetersizliklerin Ötesinde: Vizyon, Bilgi, Deneyim ve Liderlik
Eksikliği
CHP Genel Merkezi’nin yerel
yönetimlere yönelik yönlendirme ve eş güdüm mekanizmalarındaki örgütsel ve
kurumsal yetersizlikler, yerel yönetimlerin partiyle bütünleşme sürecini
sınırlayan önemli engellerdir. Ancak bu teknik eksikliklerin ötesinde, asıl
problem stratejik vizyon, sektörel bilgi birikimi ve liderlik kapasitesi alanlarında
ortaya çıkmaktadır.
Eskişehir eski Belediye Başkanı Yılmaz
Büyükerşen gibi deneyimli ve vizyon sahibi isimlerin danışmanlık rollerine
rağmen, genel olarak partide bu tür liderlerin ve deneyimli kadroların yaygın
olmaması, yerel yönetimlerin hem uygulama hem de siyasal anlamda güçlü bir çatı
altında buluşmasını zorlaştırmaktadır. Özellikle, vizyon eksikliği,
belediyelerin uzun vadeli, sürdürülebilir ve yenilikçi siyasalar geliştirmesini
engellerken partinin yerel hizmet anlayışında bütünsellik ve tutarlılık
sorunlarına yol açmaktadır. Bilgi ve deneyim eksikliği, hem yerel yönetim
mevzuatı ve uygulamaları hem de sosyal demokrat belediyecilik uygulamalarına ilişkin
derinlemesine donanım yetersizliği anlamına gelmektedir. Liderlik eksikliği
ise, belediye başkanları ve parti merkezinin etkili bir iletişim, güdülenme ve
strateji geliştirme sürecini beraber yürütecek, deneyimli, vizyoner aktörlerin
olmaması olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu temel eksiklikler CHP’nin yerel
yönetimlerde sergilediği başarıları sürdürülebilir kılmak ve partinin yerel
yönetimlerden aldığı güçle merkezi siyasette etkin bir konuma ulaşmak konusunda
en önemli kısıtlayıcı etmenlerden biridir. Dolayısıyla, örgütsel reformların
yanı sıra bilgi ve deneyim aktarımına dayalı kapasite geliştirme, liderlik
yetiştirme programları ve stratejik vizyon belirleme mekanizmalarının partide
kurulması zorunlu hale gelmektedir.
Vizyon, Bilgi ve
Liderlik Eksikliğinin Yerel Yönetimler Üzerindeki Etkileri ve Çözüm Önerileri
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel
Merkezi’nin yerel yönetimlere yönelik yönlendirme ve eş güdüm işlevlerinde
yaşanan örgütsel ve kurumsal yetersizliklerin yanı sıra, partideki en temel
sorunlardan birinin vizyon, bilgi ve liderlik eksikliği olduğu görülmektedir.
Bu üçlü eksiklik, CHP’nin yerel yönetimlerde etkin, tutarlı ve sürdürülebilir siyasalar
geliştirmesini ve uygulamasını engellemekte ve dolayısıyla partinin yerel
yönetimlerden alabileceği siyasal güç üzerinde olumsuz etkilere neden
olmaktadır.
Öncelikle, vizyon eksikliği yerel
yönetimlerin uzun vadeli stratejik planlama yapmasını zorlaştırmakta ve
belediyeler arasında uygulamada tutarsızlıklara yol açmaktadır. CHP’nin farklı
belediyelerinde yürütülen sosyal yardım, kentsel dönüşüm ve hizmet siyasaları
arasında ciddi farklılıklar gözlemlenmekte ve bu durum parti kimliğinin yerelde
zayıflamasına ve seçmen nezdinde güven kaybına neden olmaktadır. Ayrıca,
belirsiz ve zayıf bir vizyon, belediyelerin kaynaklarını etkin kullanmasını
engellerken, yenilikçi uygulamaların yaygınlaşmasını da sınırlandırmaktadır. Bu
durum, özellikle rakip partilerin daha dinamik ve sürdürülebilir belediyecilik
uygulamaları geliştirdiği ortamda CHP’nin rekabet gücünü zayıflatmaktadır.
Bilgi ve deneyim eksikliği ise
belediye yönetimlerinin teknik ve hukuksal süreçlerde etkili karar almasını
engellemektedir. Bu durum, proje gecikmeleri, uygulama hataları ve yönetimsel
verimsizlik olarak geri dönmektedir. Aynı zamanda bilgi açığı, halkla iletişim
ve katılım süreçlerinde zayıflıklar yaratmakta ve bu da yerel yönetimlerin
meşruluğunu ve toplumsal desteğini olumsuz etkilemektedir. Liderlik eksikliği
ise parti içi eş güdümün aksamasına, belediye başkanları ve parti merkezi
arasındaki iletişim sorunlarına ve genel olarak yerel yönetimlerin parti siyasalarına
uyum sağlamasında güçlükler yaşanmasına neden olmaktadır.
Bu bağlamda, CHP’nin yerel
yönetimlerdeki sorunlarını aşması için kapsamlı yapısal ve kültürel reformlara
ihtiyacı bulunmaktadır. İlk olarak, parti bünyesinde belediye başkanları ve
yerel yöneticilerin sürekli eğitim ve deneyim paylaşımını sağlayacak merkezi
bir kurumun kurulması elzemdir. CHP Belediye Akademisi gibi bir yapı hem
liderlik gelişimi hem de teknik kapasitenin artırılması açısından önemli bir
araç olabilir. Ayrıca, yerel yönetimlerin başarımını izleyebilecek ve sorunları
erken saptayabilecek sayısal izleme sistemlerinin oluşturulması gerekmektedir.
Stratejik planlama mekanizmalarının
kurumsallaştırılması, CHP’nin yerel yönetim vizyonunun belirlenmesi ve bu
vizyonun tüm belediyelerde tutarlı şekilde uygulanması için yaşamsal önem
taşımaktadır. Uzun vadeli stratejik planların geliştirilmesi ve yenilikçi,
sürdürülebilir belediyecilik anlayışının partinin temel ilkeleriyle uyumlu
biçimde gözden geçirilmesi gerekmektedir. Liderlik gelişimi açısından,
deneyimli belediye başkanlarının genç ve yeni yöneticilere mentörluk yapacağı
programların yaşama geçirilmesi ve sosyal demokrat liderlik okullarının
düzenlenmesi, parti içi liderlik kapasitesini güçlendirecektir.
Son olarak, parti merkezinden
belediyelere ve belediyeler arasında açık, düzenli ve saydam iletişim
kanallarının oluşturulması, bilgi paylaşımının artırılması ve başarılı uygulama
örneklerinin yaygınlaştırılması, CHP içinde öğrenme kültürünün gelişmesini özendirecektir.
Bu kapsamlı dönüşüm, CHP’nin yerel yönetimlerde hem teknik hem de siyasal
açıdan daha güçlü, tutarlı ve sürdürülebilir bir konuma ulaşmasını olanaklı
kılacaktır.
Vizyon, Bilgi ve
Liderlik Eksikliğinin Yerel Yönetimler Üzerindeki Etkileri ve CHP Genel
Merkezi’nin Denetim ve Eş güdüm Eksikliği
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel
Merkezi’nin yerel yönetimlere yönelik yönlendirme, denetim ve eş güdüm
işlevlerinde yaşanan örgütsel ve kurumsal yetersizlikler partinin yerel yönetim
başarısını önemli ölçüde sınırlamaktadır. Partinin genel vizyon ve
stratejilerinin belediyelere etkili şekilde aktarılması ve uygulanması
noktasında ortaya çıkan boşluklar, CHP’li belediyelerin kendi başlarına hareket
etmelerine, birbirinden bağımsız ve dağınık siyasalar geliştirmelerine neden
olmaktadır.
Özellikle CHP Genel Merkezi’nin,
belediyelerin etkinliklerini sistemli biçimde denetlemediği ve düzenli
incelemediği gözlemlenmektedir. Bu durum, yerel yönetimlerin başarımının
merkezden izlenmesini ve gerekli müdahalelerin zamanında yapılmasını
engellemekte ve parti içi disiplinin ve ortak hedeflerin oluşturulmasını
zayıflatmaktadır. Belediye yönetimleri, parti siyasalarından bağımsız olarak
kendi vizyon ve uygulamalarını şekillendirme eğilimindedir. Bu bağımsızlık,
olumlu yanları olmakla birlikte, eş güdüm eksikliği ve parçalı bir yapı
yaratmakta ve dolayısıyla CHP’nin yerel yönetimlerde bütüncül ve tutarlı bir
strateji izlemesini zorlaştırmaktadır.
Eş güdüm ve iş birliği
mekanizmalarının yetersizliği CHP’li belediyelerin deneyim ve bilgi paylaşımını
da olumsuz etkilemektedir. Belediyeler arası iletişim ve iş birliği kanalları
ya sınırlı düzeyde işleyebilmekte ya da tamamen kapalı kalmaktadır. Bu durum,
başarılı uygulamaların yaygınlaştırılmasını engellemekte ve partinin yerel
yönetimlerde ortak bir vizyonla hareket etmesini engellemektedir. Ayrıca, Genel
Merkez’in belediyelere yönelik rehberlik, yönlendirme ve destek işlevlerinin
etkin biçimde yerine getirilmemesi yerel yönetimlerdeki bilgi ve liderlik
açığını daha da derinleştirmektedir.
Sonuç olarak, CHP’nin yerel
yönetimlerde karşılaştığı temel sorunlar arasında sadece vizyon, bilgi ve
liderlik eksikliği değil aynı zamanda parti merkezi ile yerel yönetimler
arasında güçlü bir denetim ve eş güdüm mekanizmasının olmaması da
bulunmaktadır. Bu yapısal zayıflıklar CHP’nin yerel yönetim başarımını
düşürmekte, parti içi bütünlüğü zedelemekte ve seçmen nezdinde güven kaybına
yol açmaktadır. CHP’nin bu eksiklikleri gidermek için Genel Merkez ile yerel
yönetimler arasında etkili denetim, rehberlik ve iş birliği mekanizmalarını
kurması ve güçlendirmesi gerekmektedir. Ancak bu sayede partinin yerel
yönetimlerde sürdürülebilir ve tutarlı bir siyasa üretme kapasitesi
artırılabilir.
Vizyon, Bilgi ve
Liderlik Eksikliğinin Yerel Yönetimler Üzerindeki Etkileri: CHP Genel
Merkezi’nin Denetim ve Eş güdüm Eksikliği
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel
Merkezi’nin yerel yönetimlere yönelik denetim, inceleme ve eş güdüm
işlevlerinde gözlenen zayıflıklar partinin belediyecilik alanındaki
potansiyelini tam anlamıyla ortaya koymasını engelleyen temel sorunlar arasında
yer almaktadır. Bu sorunlar, CHP’li belediyelerin farklı kentlerde birbirinden
bağımsız ve eş güdümden uzak siyasalar geliştirmesine ve yerel yönetimlerin
ortak bir stratejik vizyon eksikliğiyle karşı karşıya kalmasına yol açmaktadır.
Örneğin, CHP’nin uzun süreli başarı
örneklerinden olan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Prof. Dr. Yılmaz
Büyükerşen’in liderliğinde kapsamlı ve sürdürülebilir bir kentsel dönüşüm ve
kültür siyasası geliştirmiştir. Ancak bu deneyim, ne yazık ki CHP’nin diğer
belediyelerine yaygınlaştırılmamış ve model olarak merkeze alınmamıştır. Genel
Merkez, Büyükerşen gibi deneyimli ve vizyoner isimleri rehberlik göreviyle
görevlendirmiş olsa da bu yetkinlikler belediyeler arasında eş güdüm sağlamak
veya genel bir siyasa çerçevesi oluşturmak için sistemli bir biçimde
kullanılmamaktadır. Eskişehir modeli, başka bir CHP’li belediye olan İzmir veya
İstanbul’da kendi özgün dinamikleri içinde farklılaşarak uygulanmakta ve bu da
partinin yerel yönetim vizyonunun parçalanmasına neden olmaktadır.
Benzer biçimde, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi döneminde de görülen eş güdüm eksikliği, CHP’nin belediyecilik
anlayışının parti genelinde tutarlı bir biçimde yaşama geçirilmesini
engellemiştir. Belediye bünyesinde farklı birimler arasında iletişim ve iş
birliği eksikliği, çeşitli hizmet ve projelerde aksamalara neden olmuş,
özellikle CHP Genel Merkezi’nin bu aksaklıkları önceden fark edip müdahale etme
kapasitesinin sınırlı olduğu gözlemlenmiştir. Genel Merkez’in belediyelere
yönelik denetim ve rehberlik mekanizmaları etkin işlemediği için yerel
yönetimlerdeki başarım farklılıkları artmış ve bu durum seçmen gözünde CHP’nin
yerel yönetim becerisine ilişkin güven sorununu derinleştirmiştir.
Öte yandan, CHP’li belediyeler
arasında eş güdüm eksikliği nedeniyle ortak sosyal yardım programları, çevre siyasaları
ve kentsel gelişim stratejileri gibi alanlarda iş birliği sağlanamamaktadır.
Örneğin, İstanbul ve İzmir gibi büyükşehir belediyelerinin pandemi sürecinde
yürüttükleri sosyal yardım kampanyaları arasında eş güdüm yetersiz kalmış,
bilgi paylaşımı ve kaynak kullanımında verimlilik sağlanamamıştır. Bu da
CHP’nin yerel yönetimlerde bütüncül bir siyasa izleyememesinin doğrudan
sonucudur.
Sonuç olarak, CHP Genel Merkezi’nin
belediyeleri denetleme, rehberlik etme ve eş güdüm sağlama işlevlerinde ciddi
eksiklikler bulunmaktadır. Partinin yerel yönetim vizyonu ve stratejilerinin
yerelde etkili bir biçimde uygulanabilmesi için, Genel Merkez’in denetim
mekanizmalarını güçlendirmesi, belediyeler arası bilgi ve deneyim paylaşımını destekleyen
kurumsal yapılar oluşturması ve liderlik kapasitesini sistemli olarak
geliştirmesi gerekmektedir. Bu adımlar, CHP’nin yerel yönetimlerde tutarlı,
etkili ve sürdürülebilir siyasalar geliştirmesine olanak tanıyacak ve partinin
yerel yönetimlerdeki başarı düzeyini en üste çıkaracaktır.
Vizyon, Bilgi ve
Liderlik Eksikliğinin Yerel Yönetimler Üzerindeki Etkileri: CHP Genel
Merkezi’nin Denetim ve Eş güdüm Eksikliği Üzerine Kanıtlanabilir Örneklerle
İnceleme
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel
Merkezi’nin yerel yönetimlere yönelik denetim ve eş güdüm işlevlerinde
karşılaşılan eksiklikler partinin yerel yönetimlerde etkin ve tutarlı siyasa
üretmesini engelleyen önemli bir yapısal sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu
durum, belediyeler arasında eş güdüm yetersizliği, bilgi paylaşımının sınırlı
kalması ve belediyelerin kendi siyasalarını tek başına belirlemesi gibi olumsuz
sonuçlar doğurmaktadır.
Eskişehir
Büyükşehir Belediyesi Örneği: Prof.
Dr. Yılmaz Büyükerşen’in uzun yıllar sürdürdüğü başarılı belediyecilik
anlayışı, Türkiye’de yerel yönetimlerde sosyal demokrat vizyonun önemli
örneklerinden biridir. Büyükerşen’in kültür-sanat yatırımları, sosyal yardımlar
ve kentsel dönüşüm projeleri, sürdürülebilirlik ve katılımcılık temelli bir
belediyecilik modeli sunmaktadır. Ancak, bu modelin diğer CHP’li belediyelere
sistemli biçimde aktarılmaması ve merkezin bu deneyimi yaygınlaştırmakta
yetersiz kalması CHP’nin yerel yönetim siyasalarında birlik ve eş güdüm sağlama
kapasitesini zayıflatmaktadır. Örneğin, CHP’nin büyükşehir belediyelerinden
biri olan İzmir’de uygulanan kentsel dönüşüm stratejileri Eskişehir’den
bağımsız ve zaman zaman çatışan projeler olarak dikkat çekmiştir.
İstanbul
Büyükşehir Belediyesi (İBB) Yönetimindeki Eş güdüm Sorunları: 2019 yerel seçimleri sonrası CHP’nin denetimine
geçen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan bazı yönetimsel sorunlar Genel
Merkez’in denetim ve yönlendirme eksikliğine işaret etmektedir. İBB bünyesinde
farklı birimlerin ve iştiraklerin etkinlikleri arasındaki uyumsuzluklar bazı
projelerde gecikmelere ve verimsizliğe neden olmuştur. Örneğin, toplu taşıma ve
kentsel altyapı projelerinde yaşanan uygulama sorunları ve kamuoyuna yansıyan
bilgi kirliliği, partinin merkezi organlarının bu süreçleri etkili biçimde eş
güdümleyemediğini göstermektedir. Ayrıca, belediye başkanlığı ile parti
yönetimi arasındaki iletişim eksiklikleri siyasaların alanda bütüncül olarak yaşama
geçirilmesini engellemiştir.
Pandemi Sürecinde
Sosyal Yardım ve İş Birliği Eksikliği:
COVID-19 pandemisi sürecinde, CHP’li belediyelerin sosyal yardım
programlarında ortak hareket etmek yerine birbirinden bağımsız siyasalar
geliştirmesi dikkat çekmiştir. Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediyeleri gibi
büyük CHP’li yerel yönetimler, kendi kaynakları ve programlarıyla pandemi
destek etkinliklerini yürütmüş, ancak bu uygulamalar arasında etkili bir bilgi
ve kaynak paylaşımı sağlanamamıştır. Bu durum, CHP Genel Merkezi’nin
belediyeler arası eş güdümü sağlamadaki yetersizliğini ortaya koymaktadır.
Bu somut örnekler ışığında, CHP’nin
yerel yönetimlerde karşılaştığı temel sorunların başında, Genel Merkez’in
belediyeleri sistemli olarak denetleme, rehberlik ve eş güdüm işlevlerini
yerine getirmemesi gelmektedir. CHP’nin yerel yönetim başarısını artırabilmesi
için Genel Merkez’in belediyelerle daha yakın iletişim kurması, düzenli başarım
değerlendirmeleri yapması, başarılı uygulamaları yaygınlaştırması ve
belediyeler arası eş güdümü güçlendirmesi gerekmektedir. Ayrıca, liderlik
kapasitesinin artırılması ve yerel yönetimlere yönelik eğitim programlarının
yaygınlaştırılması parti içinde ortak bir vizyon oluşturulması açısından kritik
önem taşımaktadır.
Vizyon, Bilgi ve
Liderlik Açığının Yerel Yönetimlerin Başarımına Yansımaları
CHP Genel Merkezi’nin yerel
yönetimlere yönelik vizyon, bilgi ve liderlik açığı, belediyelerin başarımında
çok boyutlu olumsuz etkiler yaratmaktadır. Öncelikle, ortak bir vizyonun
olmayışı yerel yönetimlerin siyasa ve projelerinde tutarsızlıklara ve
parçalanmışlığa yol açmaktadır. Belediyeler, parti siyasalarından bağımsız
hareket ederek kendi önceliklerini belirlemek zorunda kalmakta ve bu durum ise
yerel yönetimlerin uzun vadeli ve bütüncül planlama yapmasını engellemektedir.
Vizyon eksikliği, özellikle kentsel dönüşüm, sosyal yardımlar, çevre siyasaları
ve altyapı hizmetleri gibi kritik alanlarda stratejik belirsizliklere neden
olmaktadır.
Bilgi eksikliği, özellikle yerel
yönetimlerin karar alma süreçlerinde ve proje uygulamalarında teknik kapasite
ve deneyim yetersizliğine işaret etmektedir. Belediyeler arası bilgi paylaşımı
yetersiz olduğundan başarılı uygulamalar ve yenilikçi yöntemler yaygınlaşamamaktadır.
Bu durum hem kaynakların verimli kullanımını engellemekte hem de hizmet
kalitesinin düşmesine neden olmaktadır. Örneğin, pandemi sürecinde sosyal
yardım ve sağlık hizmetleri alanında eş güdümsüzlük vatandaşların
ihtiyaçlarının tam karşılanamamasına neden olmuştur.
Liderlik açığı ise, yerel yönetimlerin
siyasal ve idari açıdan karar alma mekanizmalarının zayıflamasına yol
açmaktadır. Vizyoner liderlerin olmaması, kriz yönetimi ve hızlı çözüm üretme
kapasitesinin sınırlı kalmasına neden olmakta ve belediyelerin halkla
ilişkilerinde ve kamuoyu ile iletişiminde sorunlar yaşanmaktadır. Bu durum,
seçmen nezdinde güven kaybını derinleştirmekte ve CHP’nin yerel yönetimlerdeki saygınlığını
zayıflatmaktadır.
Önerilen Somut
Yapısal ve Kültürel Reformlar
Bu eksiklikleri gidermek amacıyla, CHP
Genel Merkezi ve belediyeler arasında hem yapısal hem de kültürel düzeyde
reformlar gerçekleştirilmelidir.
Merkezi Denetim
ve Eş Güdüm Mekanizmasının Güçlendirilmesi:
CHP Genel Merkezi’nin belediyeleri düzenli olarak başarım açısından
denetleyeceği, deneyim ve bilgi paylaşımını özendirecek bir eş güdüm birimi
kurulmalıdır. Bu birim, başarılı uygulamaların tüm belediyelerde
yaygınlaştırılmasını sağlayacak rehberlik ve destek işlevi görmelidir.
Ortak Vizyon ve
Strateji Geliştirme Süreci: Parti
içinde yerel yönetimler için ortak bir vizyon ve strateji belgesi hazırlanmalı
ve bu belge belediyeler tarafından rehber olarak kullanılmalıdır. Bu süreçte,
deneyimli belediye başkanları ve uzmanlardan oluşan danışma kurulları
oluşturulabilir.
Liderlik ve
Kapasite Geliştirme Programları:
Belediye yöneticileri ve kadrolarına yönelik sürekli eğitim programları
düzenlenmeli ve yerel yönetimlerde liderlik, kriz yönetimi, proje planlama ve
uygulama konularında kapasite artırılmalıdır.
Bilgi ve Deneyim
Paylaşımı Platformları: Sayısal
ortamda bilgi ve deneyim paylaşımını sağlayan platformlar oluşturulmalı ve
belediyeler arası iş birliği ve ortak projeler desteklenmelidir.
Kültürel Değişim
ve Parti İçi İletişimin Güçlendirilmesi:
Yerel yönetimler ile Genel Merkez arasında güven ve karşılıklı saygı kültürünü
güçlendirecek iletişim kanalları kurulmalı ve yerel yönetimlerin görüş ve gereksinmeleri
merkez yönetimce daha etkili biçimde dikkate alınmalıdır.
Başarım ve Hesap
Verebilirlik Sistemleri:
Belediyelerin başarımını nesnel ölçütlerle ölçen sistemler geliştirilerek, bu
değerlendirmeler kamuoyu ile paylaşılmalı ve hesap verebilirlik mekanizmaları
işletilmelidir.
Bu reformların yaşama geçirilmesi,
CHP’nin yerel yönetimlerdeki başarımını artıracak, parti içinde ortak hareket yeteneğini
geliştirecek ve seçmen nezdinde güveni yeniden oluşturacaktır. “Her Şey Çok Güzel Olacak” demek, sadece
olumlu bir umut ve güdülenme ifadesidir; ancak somut adımlar ve etkili siyasalar
olmadan, bu söylemin gerçeğe dönüşmesi olanaklı değildir. Siyasette ve
yönetimde başarı, sadece güzel sözlerle değil, planlı, disiplinli ve gerçekçi
stratejilerle elde edilir. CHP’nin yerel yönetimlerde yaşadığı eş güdüm, vizyon
ve liderlik eksiklikleri gibi yapısal sorunlar, ancak ciddi kurumsal reformlar,
etkili denetim mekanizmaları ve kapasite geliştirme çalışmaları ile aşılabilir.
Bu nedenle, siyasal söylemlerin ötesine geçip, somut adımlar atmak ve
sürdürülebilir çözümler üretmek gerekir. Bu ifade, aslında siyasal vaatlerin ve
sloganların tek başına yönetim başarısını güvence altına almadığını, bunun için
stratejik planlama, ekip çalışması ve uygulama disiplininin gerekliliğini
vurgular. Ancak yapılması gereken güzel sloganlar üretmekten çok daha
farklıdır.
Stratejik Eş Güdüm
ve Ortak Siyasa Üretimi
Yerel yönetimlerin etkililiği ve
başarısı parti genel merkezi ile belediyeler arasında sağlanan stratejik eş güdüm
ve ortak siyasa üretimi ile doğrudan ilişkilidir. Stratejik eş güdüm, farklı
belediyeler arasında kaynakların, bilgi ve deneyimlerin paylaşılmasını, uyumlu
hareket edilmesini ve ortak hedeflere yönelik siyasa uygulamalarını olanaklı
kılar. Bu eş güdüm eksikliği, CHP’nin yerel yönetimlerdeki başarımını
zayıflatmakta, parçalanmışlık ve tutarsızlık yaratmaktadır.
Ortak siyasa üretimi ise, parti içinde
farklı belediyelerin gereksinim ve önceliklerinin dikkate alınarak, genel
merkezin rehberliğinde oluşturulan kapsayıcı stratejiler geliştirilmesini ifade
eder. Bu süreçte, belediye yöneticilerinin ve ilgili uzmanların etkili katılımı
sağlanarak, yerel dinamiklere uygun ve uygulanabilir siyasalar tasarlanmalıdır.
Böylelikle, yerel yönetimlerin uygulama kapasitesi artarken parti içinde birlik
ve dayanışma güçlendirilmiş olur.
CHP Genel Merkezi’nin, yerel
yönetimler siyasalarının planlanması ve uygulanmasında merkezi bir rol
üstlenmesi, stratejik eş güdümün sağlanması açısından elzemdir. Bu bağlamda,
düzenli eş güdüm toplantıları, başarım değerlendirme mekanizmaları ve deneyim
paylaşım platformları oluşturulmalıdır. Ayrıca, ortak siyasa üretimi sürecinde saydamlık
ve hesap verebilirlik ilkeleri esas alınmalı ve böylece hem parti içi güdülenme
artması sağlanmalı hem de seçmen nezdinde güven oluşturulmalıdır.
Sonuç olarak, stratejik eş güdüm ve
ortak siyasa üretimi, CHP’nin yerel yönetimlerde etkililiğini artırmak ve
sürdürülebilir başarı sağlamak için vazgeçilmez unsurlardır. Bu iki
mekanizmanın sağlıklı işlemesi hem belediyelerin hizmet kalitesini yükseltecek
ve hem de partinin siyasal bütünlüğünü güçlendirecektir.
Siyasal İletişim
ve Kamuoyuyla İlişkiler
Siyasal iletişim, partilerin ve yerel
yönetimlerin kamuoyuna yönelik mesajlarını oluşturma, iletme ve geri bildirim
alma sürecini kapsar. CHP’nin yerel yönetimlerdeki başarısı, yalnızca hizmet
kalitesiyle değil, aynı zamanda bu hizmetlerin etkili biçimde kamuoyuna
anlatılması ve yerel halkla güvene dayalı ilişkilerin kurulmasıyla da doğrudan
bağlantılıdır.
Ancak, mevcut durumda CHP’nin yerel
yönetim birimleri arasında siyasal iletişim ve kamuoyuyla ilişkiler açısından
ciddi kopukluklar ve eş güdüm eksiklikleri gözlenmektedir. Belediye
yönetimlerinin kendi iletişim stratejilerini bağımsız olarak belirlemesi, parti
genel merkezinin ortak bir iletişim siyasası geliştirmesini ve
yaygınlaştırmasını zorlaştırmaktadır. Bu durum, parti imajının bütüncül ve
tutarlı biçimde yönetilmesini engellemekte ve yerel yönetimlerin başarısı
kamuoyunda yeterince algılanamamaktadır.
Kamuoyuyla etkili ilişki kurabilmek
için CHP yerel yönetimleri arasında ortak iletişim ölçünlerinin belirlenmesi ve
parti merkezi ile belediyeler arasında sürekli diyalog ve bilgi akışının
sağlanması gerekmektedir. Sosyal medya yönetimi, halkla ilişkiler etkinlikleri
ve kriz iletişimi gibi alanlarda ortak stratejiler geliştirilmelidir. Ayrıca,
vatandaş katılımını artıracak mekanizmalar ile halkın yerel yönetim süreçlerine
dahil edilmesi partinin demokratik imajını güçlendirecektir.
Siyasal iletişimde saydamlık ve
tutarlılık temel ilkeler olmalıdır. CHP’nin yerel yönetim başarımını kamuoyuna
doğru ve güvenilir şekilde aktarması, seçmenle aralarında güven tesis ederken, siyasal
destek ve ait olma duygusunun artmasına katkı sağlayacaktır. Böylelikle,
CHP’nin yerel yönetimlerdeki başarısı sadece teknik hizmetlerle sınırlı
kalmayıp, toplumsal meşruluk kazanarak sürdürülebilir hale gelecektir.
Alan Gerçekliği
ve Belediye Başkanlarının Özerkliği
Yerel yönetimler bağlamında alan
gerçekliği belediyelerin bulundukları coğrafi, demografik, ekonomik ve toplumsal
koşullarını ifade eder. CHP’nin farklı belediyeleri, Türkiye’nin değişken alan
gerçeklikleri içinde etkinlik göstermektedir; bu nedenle her belediyenin gereksinimleri,
öncelikleri ve karşılaştığı sorunlar birbirinden farklılık göstermektedir. Bu
çeşitlilik, belediye başkanlarının yerel dinamiklere uygun kararlar alabilme ve
uygulama kapasitesinin önemini artırmaktadır.
Belediye başkanlarının özerkliği yerel
yönetimlerin etkinliği açısından kritik bir etmendir. Ancak bu özerklik, parti
içi strateji ve eş güdüm ile dengelenmelidir. CHP Genel Merkezi’nin merkezi
denetim ve yönlendirme mekanizmalarını oluştururken belediye başkanlarının
kendi alan gerçekliklerine uygun esnek karar alma yetkilerine sahip olması
gerekmektedir. Aksi takdirde, merkeziyetçi yaklaşım yerel gereksinimlerle
uyumsuz siyasaların uygulanmasına ve yerel aktörlerde güdülenme ve inisiyatif
kaybına yol açabilir.
Mevcut durumda CHP’de, bazı
belediyelerde genel merkezin sınırlı rehberliği nedeniyle başkanların kendi
özerk kararlarını bağımsız biçimde kullanabildikleri gözlemlenmektedir. Ancak
bu durum, parti siyasalarının yerelde bütüncül ve tutarlı biçimde uygulanmasını
engellemekte ve farklı belediyeler arasında stratejik uyumsuzluklara neden
olmaktadır. Öte yandan, aşırı merkeziyetçilik de belediye başkanlarının alan
gerçekliğine uygun hareket etmesini kısıtlamakta ve yerel sorunlara çözüm
üretmede esnekliği azaltmaktadır.
Sonuç olarak, CHP’nin yerel
yönetimlerde başarı sağlaması için alan gerçekliği ve belediye başkanlarının
özerkliği arasında dengeli bir yaklaşım benimsemesi gerekmektedir. Merkezi
strateji ve yönlendirme ile yerel özerklik arasındaki bu denge hem parti içi eş
güdümün sağlanmasına hem de yerel gereksinimlere duyarlı hizmet üretimine
olanak tanır. Böylece, yerel yönetimlerin verimliliği ve etkililiği artırılarak
CHP’nin genel yönetim kapasitesi güçlendirilmiş olur.
Kriz ve İstisnai
Durum Yönetimi
Yerel yönetimler, doğal afetler,
ekonomik krizler, sağlık acil durumları ve toplumsal huzursuzluklar gibi
beklenmedik ve istisnai durumlarla karşı karşıya kalabilir. Bu tür krizler,
belediyelerin yönetim kapasitesini, eş güdüm yeteneğini ve hızlı karar alma
süreçlerini sınar. CHP’nin yerel yönetimlerde etkili kriz ve istisnai durum
yönetimi parti imajı ve kamu güveninin korunması açısından kritik öneme
sahiptir.
Ancak, mevcut durumda CHP genel
merkezi ile belediyeler arasındaki eş güdüm eksikliği kriz anlarında hızlı ve
tutarlı müdahaleyi zorlaştırmaktadır. Yerel yönetimler genellikle kendi
başlarına hareket etmekte ve genel merkezin kriz yönetimine ilişkin stratejik
yönlendirmesi sınırlı kalmaktadır. Bu durum krizlerin etkin yönetiminde
gecikmelere, kaynakların verimsiz kullanımına ve kamuoyunda olumsuz algıya
neden olmaktadır.
Etkili kriz yönetimi için CHP’nin,
yerel yönetimler arasında önceden belirlenmiş acil durum planları ve iletişim
protokolleri oluşturması gerekmektedir. Ayrıca, kriz anlarında hızlı bilgi
akışı sağlayacak merkezi bir eş güdüm biriminin kurulması zorunludur. Bu birim,
krizlerin erken saptanması, müdahale planlarının uygulanması ve krizin
etkilerinin azaltılması süreçlerinde liderlik yapmalıdır.
Kriz yönetiminde saydamlık ve halkla
doğru iletişim güven tesisinin temel unsurlarıdır. Belediye başkanları ve parti
yetkililerinin kriz dönemlerinde kamuoyunu bilgilendirme ve beklentileri
yönetme becerisi siyasal ve toplumsal kararlılığı koruyabilir. Ayrıca, kriz
sonrası değerlendirme ve öğrenme süreçleriyle yönetim kapasitesinin artırılması
benzer durumlara karşı hazırlıklı olunmasını sağlar.
Sonuç olarak, CHP yerel yönetimlerinin
kriz ve istisnai durum yönetiminde daha etkin ve eş güdümlü hareket etmesi hem
hizmet kalitesinin korunması hem de parti imajının güçlendirilmesi açısından
stratejik bir zorunluluktur. Bu amaçla kurumsal yapılar ve işleyiş
mekanizmaları güçlendirilmelidir.
CHP Genel
Merkezi’nin Güncel Odak Noktası: Ekrem İmamoğlu ve Sınırlı İşlevsellik
CHP Genel Merkezi’nin mevcut dönemdeki
en belirgin odağı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu üzerinden
şekillenmektedir. Parti yönetimi, İmamoğlu’nun güçlü kamuoyu desteği ve siyasal
başarımını merkeze alan bir strateji izlemekte ve bu konudaki atılımlarını
başarılı şekilde sürdürmektedir. İmamoğlu’nun seçim başarısı ve etkili yönetim
biçimi CHP’nin genel imajına olumlu yansımakta, parti içi moral ve güdülenmeyi
artırmaktadır.
Ancak, bu odaklanmanın partinin genel
işlevselliği açısından ne kadar yeterli olduğu sorgulanmalıdır. Genel Merkezin
yalnızca bir figür ve onun başarısı etrafında yoğunlaşması, diğer yerel
yönetimlerin gereksinmelerini, sorunlarını ve gelişim alanlarını ihmal etme
riskini beraberinde getirmektedir. Bu durum partinin yerel yönetimlerde
bütüncül bir strateji geliştirmesini ve kurumsal kapasitesini artırmasını
engelleyebilir.
Ekrem İmamoğlu etrafında yoğunlaşan
strateji kısa vadede başarı sağlayabilir ancak CHP’nin uzun vadeli yerel
yönetim başarısı için parti genelinde yaygınlaştırılmış vizyon, bilgi
paylaşımı, eş güdüm ve liderlik mekanizmalarının geliştirilmesi gerekmektedir.
Tek bir lider figürüne bağlı siyaset yürütmek parti içinde farklı dinamiklerin
ve yerel gerçekliklerin göz ardı edilmesine neden olabilir.
Sonuç olarak, CHP Genel Merkezi’nin
Ekrem İmamoğlu’na verdiği destek ve İmamoğlu’na odaklanması önemli ve stratejik
bir atılım olmakla birlikte bu yaklaşımın parti genelindeki örgütsel
işlevselliği ve yerel yönetimlerin kolektif başarısını sağlamak için yeterli
olmadığı söylenebilir. Parti yönetiminin, tüm belediyeleri kapsayan kapsayıcı
ve dengeli bir stratejik yönlendirme modeline geçmesi gerekmektedir.
Tutuklanan CHP’li
Belediye Başkanları: Sorumluluk ve Örgütsel Etkiler
Son dönemde tutuklanan CHP’li belediye
başkanlarının durumu hem Türkiye’nin siyasal ikliminde yaşanan otoriterleşme
eğilimlerinin hem de CHP’nin yerel yönetimlerdeki örgütsel yapısının
eksikliklerinin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda, sorunun
sorumluluğunu tek bir aktöre indirgemek yetersiz kalacaktır.
Bir yandan, AKP iktidarının, siyasal
muhalefeti ve özellikle CHP’nin güçlü yerel yönetimlerini baskı altına alma
yönündeki otoriter ve despotik uygulamaları belirgin bir etmendir. Bu
tutuklamalar, siyasal amaçlı müdahaleler, hukuksal süreçlerin siyasal araç
olarak kullanılması ve demokratik alanın daraltılması çerçevesinde okunabilir.
Dolayısıyla, merkezi iktidarın muhalefet üzerindeki baskı siyasalarının bu
durumdaki rolü büyüktür.
Öte yandan, CHP Genel Merkezi’nin
yerel yönetimler üzerinde yeterince güçlü bir eş güdüm ve yönlendirme
mekanizması geliştirememesi de bu sürecin etkili unsurlarından biridir. Parti
içi eş güdüm eksikliği, belediye başkanlarının yalnızca kendi alanlarında
hareket etmeleri, ortak stratejilerin ve savunma mekanizmalarının zayıf olması,
kriz anlarında ortak tepki verme kapasitesini sınırlandırmaktadır. Bu durum,
iktidar baskılarına karşı dayanışma ve etkili savunma mekanizmalarının
oluşturulmasını güçleştirmektedir.
Ayrıca, CHP’nin yerel yönetimlerde
siyasal eğitim, hukuksal destek ve kriz yönetimi alanlarında eksik kalması,
belediye başkanlarının tek başına hareket etmelerine neden olmakta ve olası hukuksal
ve siyasal saldırılara karşı savunmasız bırakmaktadır. Bu zayıflık hem parti
içi güdülenme kaybına hem de dış baskılara karşı kırılganlığa yol açmaktadır.
Sonuç olarak, tutuklanan CHP’li
belediye başkanları sorunu sadece AKP’nin otoriter uygulamalarının bir sonucu
olmakla kalmayıp aynı zamanda CHP’nin yerel yönetimlerdeki örgütsel
yetersizliklerinin ve eş güdüm eksikliğinin de yansımalarını içermektedir. Bu
nedenle, CHP’nin hem merkezi düzeyde hem de yerel yönetimlerde kapsayıcı,
dayanışmacı ve stratejik bir yapı oluşturması benzer olumsuz gelişmelerin önüne
geçilmesi açısından kritik önemdedir.
İtirafçı ve
Etkili Pişmanlık Olayı Sayısının Yüksekliği: Örgütsel Zayıflığın Bir Göstergesi
mi?
Son dönemde CHP’li belediye başkanları
ve yöneticiler arasında itirafçı ve etkili pişmanlık hükümlerinden yararlanan
kişi sayısının beklenenden fazla olması sadece siyasal baskıların değil aynı
zamanda parti içi örgütsel ve kurumsal eksikliklerin de yansımasıdır. Bu durum,
parti yönetiminin ve yerel örgütlerin kriz yönetimi, dayanışma kültürü ve hukuksal
destek mekanizmaları konusundaki yetersizliklerini ortaya koymaktadır.
Öncelikle, bu yüksek sayı, parti
içinde hukuksal ve psikolojik destek sistemlerinin zayıflığını ve belediye
başkanlarının kendilerini yalnız ve desteksiz gördüklerini göstermektedir.
Etkili pişmanlık kararlarının yaygın kullanımı, örgüt içinde dayanışma ve
kolektif savunma reflekslerinin zayıf olduğunu, bireysel korunma içgüdüsünün
ise baskın çıktığını ortaya koymaktadır.
Buna ek olarak, CHP Genel Merkezi’nin
yerel yönetimlerle kurduğu iletişim kanallarının ve eş güdüm mekanizmalarının
zayıflığı kriz anlarında ortak hareket etme ve birlikte direnme kapasitesinin
düşük olduğunu göstermektedir. Bu zayıflık, siyasal baskıların etkisini
artırmakta ve muhalefet belediyelerinin kırılganlığını derinleştirmektedir.
Sonuç olarak, itirafçı ve etkili
pişmanlık hükümlerinden yararlanan CHP’li belediye başkanlarının yüksek sayısı,
siyasal ortamın zorluklarının yanı sıra CHP’nin yerel yönetimlerdeki örgütsel
ve hukuksal hazırlıklarının güçlendirilmesi gerekliliğine işaret etmektedir.
Parti, bu konuda yapısal reformlar ve kapsamlı destek mekanizmaları oluşturarak
benzer kırılganlıkların önüne geçebilir ve dayanışma kültürünü pekiştirebilir.
ÖNERİLER: CHP YEREL
YÖNETİMLERİNDE KURUMSAL VE ÖRGÜTSEL GÜÇLENDİRME VE ETKİLİ EŞ GÜDÜM
Stratejik Merkezi
Eş Güdüm Birimi Kurulması
CHP Genel Merkezi bünyesinde, yerel
yönetimlerin eş güdümünü sağlamak, stratejik siyasa geliştirmek ve kriz
yönetimini koordine etmek üzere güçlü ve profesyonel bir merkez
oluşturulmalıdır. Bu birim, belediyeler arası bilgi akışını hızlandıracak ve
ortak hedeflerin belirlenmesini ve uygulanmasını sağlayacaktır.
Ortak Vizyon ve
Siyasaların Geliştirilmesi
Yerel yönetimler için parti genelinde
geçerli ortak vizyon ve siyasa çerçeveleri belirlenmelidir. Bu, belediyelerin
farklı alanlarda tutarlı ve entegre çalışmalar yapmasına, kaynakların verimli
kullanılmasına ve partinin yerel düzeydeki imajının güçlenmesine olanak tanır.
Siyasal Eğitim ve
Kapasite Geliştirme Programları
Belediye başkanları ve yerel
yöneticiler için sürekli eğitim programları düzenlenmeli ve özellikle kriz
yönetimi, hukuksal haklar, siyasal iletişim ve yönetişim konularında kapasite
artırılmalıdır. Bu eğitimler, liderlik becerilerinin geliştirilmesine ve
karşılaşılan zorluklara karşı hazırlıklı olunmasına katkı sağlar.
Dayanışma ve Hukuksal
Destek Mekanizmalarının Güçlendirilmesi
Tutuklamalar ve siyasal baskılar
karşısında dayanışma ağları oluşturulmalı, mağdur olan belediye başkanları ve
kadrolarına etkili hukuksal destek sağlanmalıdır. Parti içi dayanışmayı
artıracak mekanizmalar güven duygusunu pekiştirerek etkili savunma ve ortak
hareket yeteneğini yükseltecektir.
Saydamlık ve
Kamuoyu İletişimi Stratejisinin Oluşturulması
Kriz dönemlerinde ve rutin yönetimde,
kamuoyuyla saydam, tutarlı ve etkili iletişim stratejileri geliştirilmelidir.
Bu, parti ve belediyelerin halk nezdinde güvenilirliğini artıracak ve
dezenformasyonun önüne geçecektir.
Yerel
Yönetimlerin Özerklik ve Sorumluluk Dengesi Üzerine Çalışmalar
Yerel yönetimlerin kendi karar alma
süreçlerinde bağımsızlıkları desteklenirken parti siyasalarıyla uyumlu hareket
etmeleri sağlanmalıdır. Bu denge, hem alan gerçekliğine uygun yönetimi
kolaylaştıracak hem de parti içi eş güdümü güçlendirecektir.
Kriz ve Acil
Durum Yönetimi Protokollerinin Oluşturulması
Olası krizler için önceden hazırlanmış
müdahale planları ve iletişim protokolleri oluşturulmalıdır. Parti genelinde
kriz anında hızlı ve eş güdümlü hareket etmeyi sağlayacak uygulamalar
geliştirilmelidir.
Başarım İzleme ve
Değerlendirme Sistemleri Kurulması
Yerel yönetimlerin etkinlikleri,
hizmet kalitesi ve parti siyasalarına uyumu düzenli olarak izlenmeli,
değerlendirilmelidir. Bu sistem, eksik alanların erken saptanması ve
müdahalesini olanaklı kılarak sürekli gelişimi destekler.
Bu öneriler, CHP’nin yerel
yönetimlerdeki örgütsel ve kurumsal yetersizliklerini gidermek, parti
bütünlüğünü güçlendirmek ve siyasal baskılara karşı daha dirençli bir yapı
oluşturmak amacıyla geliştirilmiştir. Uygulanmaları durumunda parti içi eş
güdüm ve yerel yönetim başarımında kayda değer iyileşmeler sağlanabilir.
GENEL
DEĞERLENDİRME VE SONUÇLAR
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) uzun
süredir yerel yönetimlerde elde ettiği başarılarla Türkiye siyasetinde önemli
bir alanı temsil etmektedir. Ancak bu başarı, merkezileşmiş bir strateji ve
örgütsel bütünlükten çok çoğu zaman yerel liderlerin bireysel çabalarına, alan
bilgilerine ve siyasal girişimlerine dayalı olarak gelişmiştir. Bu durum,
CHP'nin yerel yönetim alanındaki örgütsel kapasitesinin sınırlı olduğunu,
yönlendirici ve eş güdümleyici bir merkezi yapının ise yeterince işlevsel
olmadığını ortaya koymaktadır.
Özellikle tutuklanan CHP’li belediye
başkanları olaylarında ortaya çıkan etkili pişmanlık örneklerinin beklenenden
fazla oluşu sadece iktidarın otoriter baskı araçlarının değil aynı zamanda
partinin yerel yönetim kadrolarına gerekli siyasal ve hukuksal desteği
sunamamasının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Bu durum, örgütsel
dayanışmanın zayıflığını, hukuksal savunma reflekslerinin kurumsallaşmadığını
ve belediye başkanlarının kendilerini yalnız gördüklerini göstermektedir.
Ayrıca, yerel yönetimlerde ortak bir
vizyon eksikliği, birbirinden kopuk ve parçalı uygulamalara yol açmakta, aynı
partiye mensup belediyeler arasında bile eş güdüm sağlanamamakta, kaynaklar
ortaklaştırılamamakta ve başarılar kolektif bir stratejiye
dönüştürülememektedir. CHP Genel Merkezi’nin siyasal ağırlığını büyük ölçüde
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu üzerine kurduğu görülmekle
birlikte bu durum parti genelinin eş güdüm, kapsayıcılık ve sürdürülebilir
liderlik üretme kapasitesini sorgulanabilir duruma getirmektedir.
Bu bağlamda, çalışmanın sonunda
geliştirilen öneriler kurumsal yeniden yapılanma, stratejik eşgüdüm, eğitim ve
kapasite geliştirme, kriz yönetimi protokolleri ve saydam kamuoyu iletişimi
gibi başlıklarda somut adımlar içererek CHP'nin yerel yönetimlerdeki varlığını
daha sürdürülebilir ve dirençli hale getirmeyi amaçlamaktadır.
Sonuç olarak, "Her şey çok güzel
olacak" umudunun siyasal ve kurumsal bir gerçekliğe dönüşebilmesi için,
yalnızca söylem düzeyinde değil, aynı zamanda örgütsel kapasite, liderlik
yetkinliği ve merkezi-yerele dayalı iş birliği modeli gibi yapısal alanlarda
ciddi reformlara gereksinim duyulmaktadır. CHP’nin Türkiye’de yerel demokrasiye
öncülük eden bir parti kimliğini güçlendirebilmesi bu reformların yaşama
geçirilmesine bağlıdır.
KAYNAKÇA
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP). (2024).
CHP Tüzüğü. Ankara: CHP Genel Merkezi Yayını. https://chp.org.tr/yayin/chp-parti-tuzugu
Demirkaya, Nergis (2024). CHP’li
belediyelerde denetim sertleşecek: İPA’nın ardından EPA geliyor. https://www.gazeteduvar.com.tr/chpli-belediyelerde-denetim-sertlesecek-ipanin-ardindan-epa-geliyor-haber-1690032
Sayın, Ayşe (2024). CHP’li
belediyelerde 'kayırmacılık' tartışması: Parti yönetimi önlemleri
sertleştirecek. https://www.bbc.com/turkce/articles/ceq34p98p1qo
TRT. (2025) İBB'ye yönelik yolsuzluk
soruşturmasında 24 şüpheli "etkin pişmanlık"tan yararlandı. https://www.trthaber.com/haber/gundem/ibbye-yonelik-yolsuzluk-sorusturmasinda-24-supheli-etkin-pismanliktan-yararlandi-909736.html
Yaşamış, Firuz Demir. Başlangıcından
Planlı Döneme Kadar Türk Yerel Yönetim Sisteminin Kısa Gelişim Tarihçesi. 1991.
Türk İdare Dergisi. Ankara. 393: 199-209.
Yaşamış, Firuz Demir. Belediye
Reformu. 1993. Çağdaş Yerel Yönetim Dergisi. Ankara. 2(2): 11-24.
Yaşamış, Firuz Demir. Belediye
Yönetimi. 1996. Ankara.
Yaşamış, Firuz Demir. Belediyelerde
Kurumsal Gelişme ve Yeniden Örgütlenme.
Yaşamış, Firuz Demir. Belediyelerde
Kurumsal Gelişme Zorunluluğu: Yöntem ve Teknikler.
Yaşamış, Firuz Demir. Belediyelerde
Reorganizasyon ve Örgütsel Gelişme: Çukurova Projesi Deneyimleri Işığında.
1988. Türk İdare Dergisi. Ankara. 378: 435-454.
Yaşamış, Firuz Demir. Belediyelerde
Yolsuzluk. Nedenler ve Yöntemler.
Yaşamış, Firuz Demir. Belediyelerin
Temel Gereksinimi: Örgütsel ve Yönetsel Yeniden Yapılanma. 1992. Çağdaş Yerel
Yönetim Dergisi. 1(5): 17-35.
Yaşamış, Firuz Demir. Büyük Şehir
Sorunsalı. 1995. Amme İdaresi Dergisi. Ankara. 28(1): 93–111.
Yaşamış, Firuz Demir. Hızlı
Kentleşmenin Sonuçları ve Belediyelerin Kurumsal, Örgütsel ve Yönetsel
Olanakları. 1991. Amme İdaresi Dergisi. Ankara. 24(3): 163-188.
Yaşamış, Firuz Demir. Kentsel
Planlamada Yeni Bir Kavram: Serpme Evler Kuramı. 1992. Çağdaş Yerel Yönetim
Dergisi. Ankara. 1(3): 63-66.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder