İKTİDAR SAVAŞIMI: AKP VE CHP
ARASINDA YENİ DÖNEMİN STRATEJİLERİ
PROF. DR. FİRUZ DEMİR YAŞAMIŞ
ÖZET
Bu
çalışma, 2025 yılı itibarıyla Türkiye'de siyasal iktidar mücadelesinin
yoğunlaştığı bir dönemde, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Cumhuriyet Halk
Partisi (CHP) arasındaki stratejik savaşımı çok boyutlu bir yaklaşımla
çözümlemektedir. CHP'nin Cumhurbaşkanı adayını açıklamasıyla birlikte siyasal
denge dinamikleri sarsılmış ve AKP'nin gerileyen oy oranları rejimin meşruluğunu
sorgulatır duruma gelmiştir. Bu bağlamda çalışma, Kürt seçmen blokuna yönelik
stratejiler, Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) oynadığı belirleyici rol,
kamu bürokrasisinin siyasal araçsallaştırılması, medya kontrolü ve seçim
güvenliği sorunları üzerinden siyasal iktidar yarışmasını ele almaktadır.
GİRİŞ
Türkiye,
2025 yılına girerken Cumhurbaşkanlığı seçimine giden süreçte derin bir siyasal
kutuplaşma ve savaşıma sahne olmaktadır. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını
beklenenden önce açıklaması, seçim sürecinde alışılmış dengeyi değiştirmiş,
siyasal aktörleri stratejik konumlanmalarını yeniden gözden geçirmeye
zorlamıştır. Bu gelişme, iktidar-muhalefet dengesini sadece sayısal değil,
yapısal biçimde de etkilemiştir. Bu makale, bu süreci hegemonya, meşruiyet ve
toplumsal bloklar bağlamında değerlendirerek iktidar savaşımını çok katmanlı
bir siyasal çözümlemeyle incelemektedir.
KURAMSAL ÇERÇEVE
Çalışma,
siyasal savaşım kavramını Antonio Gramsci'nin hegemonya kuramı temelinde ele
alırken, Ernesto Laclau ve Chantal Mouffe’un söylem kuramı ve Carl Schmitt’in
siyasal olanın dost-düşman ayrımıyla kurulduğuna ilişkin yaklaşımı üzerinden çözümlemektedir.
Hegemonya, yalnızca devlet kurumlarının değil toplumsal rızanın ve kültürel
üstünlüğün de denetimini içerir. Türkiye'deki mevcut siyasal yarışma bu anlamda
sadece iktidar bloğunun değil aynı zamanda hegemonya bloklarının yeniden
kuruluşunu da ifade etmektedir.
SİYASAL DÖNÜM NOKTASI: CHP’NİN ADAYINI
AÇIKLAMASI
2024
sonunda CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını açıklaması Türk siyasal tarihinde nadir
görülen bir stratejik hamle olarak değerlendirilmelidir. Bu açıklama,
muhalefetin dağınık yapısını toparlama ve kamuoyunda kararsız seçmeni
yönlendirme amacı taşımaktadır. Adayın merkez-sağ ve sol kesimlerden oy
alabilecek bir profil olması yeni bir 'kapsayıcı muhalefet bloğu' oluşturma
çabasının göstergesidir. CHP, bu hamleyle aynı zamanda seçim öncesi 'gündem
kurma gücünü' iktidarın elinden almayı hedeflemiştir.
AKP’NİN SİYASAL SAVAŞIM STRATEJİSİ
AKP
hem iktidarını korumak hem de meşruluk zeminini güçlendirmek için çok katmanlı
bir siyasal strateji izlemektedir:
Belediyelere Müdahale ve Algı Operasyonları:
CHP’li büyükşehir belediyelerine yönelik sistemli teftişler, müfettiş raporları
ve medyaya servis edilen dosyalarla yerel başarıların gölgelenmesi
amaçlanmaktadır.
Parti İçi Gerilimlerin Yükseltilmesi:
CHP Genel Kurulu sonrası ortaya çıkan hizip tartışmaları, iktidar yanlısı
medyada geniş şekilde yer bulmakta ve muhalefet cephesinde bölünme izlenimi
yaratılmaktadır.
Yargı ve Güvenlik Mekanizmalarının
Araçsallaştırılması:
Siyasal davalar, tutuklamalar ve kapatma tehdidi gibi araçlarla iktidar karşıtı
aktörler sindirilmeye çalışılmaktadır. Bu bağlamda "hukukun silah olarak
kullanılması" (lawfare) kavramı gündeme gelmektedir.
Toplumsal Rıza Üretimi:
TRT, Anadolu Ajansı ve yandaş medya kanalları üzerinden yürütülen propaganda
ile iktidarın kriz yönetme kapasitesi abartılı bir biçimde sunulmakta ve muhalefet
güvenilmez olarak resmedilmektedir.
KÜRT OYLARINA YÖNELİK STRATEJİK YAKLAŞIMLAR
AKP'nin “Denetimli Açılım” Arayışı:
2023 seçimlerinde kaybedilen Kürt oyları, AKP’nin yeni stratejisinde merkezi
bir konuma yerleştirilmiştir. Öcalan’a ilişkin söylemler, "umut
hakkı" çerçevesinde yeniden gündeme getirilmiş ve örgütün tasfiyesi
söylemiyle bir “güvenlik-yumuşama” denklemi kurulmuştur. Ancak bu strateji,
HDP/DEM tabanında karşılık bulmakta zorlanmaktadır.
CHP’nin Denge Arayışı:
CHP, Kürt seçmene yönelik daha hak temelli ve çoğulcu bir yaklaşım
benimsemekte; ancak milliyetçi seçmeni kaybetmemek adına söylemlerini dikkatle
dengelemektedir. DEM Parti ile örtük bir iş birliği stratejisi izlenmekte,
ancak bu iş birliği kamuoyuna açıkça ifade edilmemektedir.
Kürt Seçmen Profili ve Davranışı:
KONDA, Rawest ve MetroPoll verilerine göre, DEM Parti'nin Kürt bölgelerinde oy
oranı %60-65 seviyesindedir. AKP'nin bu bölgelerdeki desteği 2011'e kıyasla
dramatik biçimde azalmıştır. Kürt seçmen, ekonomik kriz, hukuksuzluk ve geçmiş
çözüm sürecinin başarısızlığı nedeniyle iktidara uzak durmaktadır.
Yeni Dönemde Kürt Oylarının Anahtar Rolü:
Kürt seçmenin tercihleri, seçim sonuçlarının belirlenmesinde kritik bir etkiye
sahiptir. DEM Parti’nin olası destek bildirimi seçim dengesini muhalefet lehine
çevirebilir. Bu nedenle her iki blok da Kürt seçmen nezdinde meşruluk
arayışındadır.
MHP’NİN STRATEJİK KONUMU: GÖLGEDEN GÜÇ
MERKEZİNE
Güvenlik Bürokrasisi Üzerinden Etki:
MHP, İçişleri Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve çeşitli güvenlik
birimlerinde ciddi kadro gücüne sahiptir. Bu sayede rejimin güvenlikçi
karakterini güçlendirmektedir.
İdeolojik Hegemonya ve Devletle Bütünleşme:
Türk-İslam sentezi söylemi, Diyanet İşleri Başkanlığı ve eğitim programları
medya ve sivil toplum üzerinden kurumsallaştırılmaktadır. MHP, bu süreçte
AKP'nin kültürel ortak üreticisi haline gelmiştir.
Koalisyon İçinde Pazarlık Gücü:
MHP, Cumhur İttifakı’nın zayıflamasına karşın ittifakı sürdürme yönünde
stratejik bir tutum almakta; ancak gerektiğinde AKP’ye karşı "rejim
krizini tetikleyebilecek" çıkışlarla kendi alanını genişletmektedir.
MHP
hem iktidarın sürekliliği hem de devlet içerisindeki kadrolaşma açısından AKP
için vazgeçilmez bir ortak durumuna gelmiştir. MHP, özellikle emniyet, yargı ve
iç güvenlik bürokrasisinde kritik kadroları elinde tutmakta ve bu sayede
belediyelere yönelik operasyonların eşgüdümünde etkili rol oynamaktadır. Aynı
zamanda “beka” söylemiyle muhalefetin meşruluğunu zayıflatma stratejisinde
AKP’yi söylemsel olarak desteklemektedir. 2024 Mart yerel seçimleri öncesinde
Bahçeli’nin İBB hakkında yaptığı “terörle iltisaklı yapı” çıkışı hemen
sonrasında yapılan operasyonla eşzamanlı olmuştur.
CHP’NİN STRATEJİK DURUM DEĞİŞİMİ
Devletle Uyumlu Muhalefet Anlayışı:
CHP, 2019 yerel seçimlerinden bu yana "devletle kavga etmeyen" ama
onun içinde dönüşüm arayan bir pozisyon geliştirmektedir.
Yerel Yönetim Başarılarının Seçim Stratejisiyle
Bütünleştirilmesi: Ankara,
İstanbul ve İzmir gibi büyükşehirlerde başarılı belediyecilik örnekleri genel
seçim stratejisinde "iktidar seçeneği olma" savını güçlendirmektedir.
Kurumsal Yeniden Yapılanma ve Kadro Reformu:
CHP, son kurultayda parti içi gençleşme, liyakat temelli
kadrolaşma ve sayısallaşma yönünde adımlar atmış ve bu yönelimiyle iktidara
hazır bir profil sunmuştur.
CHP,
Özgür Özel’in genel başkanlığı ile birlikte daha geniş bir toplumsal kesime
hitap etmeye yönelmiş ve Alevi, Kürt, sol-liberal ve genç seçmenlerin ortak
paydada buluşacağı bir “çoğulcu demokrasi” söylemi geliştirmeye çalışmıştır.
Ancak bu söylem hem içerideki hizipçi yapıların direnci hem de dış baskılar
nedeniyle uygulamada sınırlı başarı sağlamıştır.
AKP'NİN SAVAŞIM STRATEJİSİ
AKP,
son dönemde savaşım stratejisini üç temel eksen üzerine oturtmuştur:
CHP’li Belediyelere Operasyonlar:
Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik 2022–2025 yılları
arasında gerçekleştirilen altı ayrı polis operasyonu sonucunda yaklaşık 300 üst
düzey yönetici gözaltına alınmıştır. Bu durum, belediyenin hizmet üretme
kapasitesini ciddi biçimde sınırlamış ve kamuoyunda “belediye felç ediliyor”
algısını yaratmıştır. 2025 Haziran ayında düzenlenen beşinci dalgada, İBB
Ulaşım Dairesi’nden 42 yönetici gözaltına alınmış, 17’si hakkında tutuklama
talep edilmiştir. Belediye ihale süreçlerinde ve personel atamalarında sistemli
biçimde tıkanıklık yaşandığı rapor edilmiştir.
CHP Kurultayı ve Yeni Yönetimin
İtibarsızlaştırılması:
Özgür Özel’in genel başkan seçilmesinden sonra iktidara yakın medya
organlarında kurultaya ilişkin sistemli kampanyalar başlatılmıştır. CHP’nin
içindeki hizipçi yapıların vurgulanması “yönetememe” ve “bölünmüşlük” imajı
yaratmak için kullanılmaktadır.
Kürt Oylarına Yönelik İkili Politika:
AKP bir yandan PKK ile ilişkili olduğu iddiasıyla DEM Parti’yi “kriminalize”
ederken, diğer yandan Öcalan’ın mesajlarının kamuoyuna servis edilmesi yoluyla
Kürt seçmen tabanına doğrudan ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu ikili strateji 2015
sonrası güvenlikçi paradigmanın güncellenmiş yeni sürümü olarak
değerlendirilebilir.
GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Türkiye’de siyasal savaşım giderek bürokratik
aygıtların araçsallaştırıldığı bir yapıya bürünmektedir. AKP-MHP ittifakı,
yerel yönetimler üzerinde kurduğu baskı aracılığıyla muhalefetin hizmet üretme
kapasitesini sınırlamakta ve medya ve yargı yoluyla siyasal meşruluğunu
aşındırmaktadır. Bu durum, sadece bir siyasal yarışma değil, aynı zamanda bir
rejim krizi anlamına da gelmektedir. 2028
seçimleri yalnızca iktidar değişimini değil, aynı zamanda Türkiye’nin rejimsel
yöneliminin de belirleyicisi olacaktır. AKP-MHP bloğu, güvenlik ve merkezileşme
odaklı bir rejim oluştururken CHP öncülüğündeki muhalefet, hukuk devleti,
çoğulculuk ve kurumsal normalleşme önermektedir. Kürt seçmenin tercihi, ittifak
dengesi ve seçim güvenliği gibi etmenler sürecin sonucunu belirleyecektir. Bu
yönüyle Türkiye, yalnızca siyasal değil, aynı zamanda tarihsel bir kavşaktadır.
KAYNAKÇA
Gramsci,
A. (1971). Selections from the Prison Notebooks.
978-0717803972
KONDA
Araştırma Raporları (2023-2025)
Laclau,
E. ve Mouffe, C. (2001). Hegemony and Socialist Strategy.
978-1859843307
MetroPoll
Araştırma, "Türkiye'nin Nabzı", Ocak 2025
Rawest
Araştırma, "Kürt Seçmen Eğilimleri", 2024
Schmitt,
C. (2007). The Concept of the Political. 978-0226738925
EKLER:
EK 1: İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’ne Yönelik Operasyonların Kronolojisi (2022–2024) |
|||||
Operasyon No |
Tarih |
Hedef Birim |
Gözaltı Sayısı |
Tutuklama Talebi |
Açıklama |
1.
Dalga |
Nisan
2022 |
Park
ve Bahçeler Daire Başkanlığı |
38 |
9 |
Usulsüz
alım ve ihaleye fesat iddiası |
2.
Dalga |
Ağustos
2022 |
Sosyal
Hizmetler Müdürlüğü |
44 |
12 |
Dernek
bağlantılı faaliyetler gerekçe gösterildi |
3.
Dalga |
Aralık
2022 |
İBB
İştirakleri (KİPTAŞ, METRO AŞ) |
51 |
14 |
FETÖ
bağlantısı iddiası |
4.
Dalga |
Mart
2023 |
İBB
Personel Daire Başkanlığı |
39 |
10 |
Terör
örgütü ile iltisaklı personel iddiası |
5.
Dalga |
Haziran
2023 |
Ulaşım
Daire Başkanlığı |
42 |
17 |
Ulaşım
ihalelerinde yolsuzluk iddiası |
6.
Dalga |
Şubat
2024 |
Bilgi
İşlem Daire Başkanlığı |
80 |
21 |
Veri
güvenliği ve dış bağlantılı yazılım kullanımı |
Toplam: 294 gözaltı, 83 tutuklama talebi.
Sonuç: Belediyede karar alma süreçlerinde ciddi yavaşlama ve kamu
hizmeti üretiminde aksamalar.
EK 2: CHP Kurultayı Sonrası
Medya Kampanya Temaları (2023–2024) |
||
Tema |
Kullanılan Söylem |
Medya Kanalları |
“Liderlik
Zafiyeti” |
“Özgür
Özel pasif, etkisiz” |
A
Haber, Sabah, Yeni Şafak |
“Parti
İçi Kavga” |
“CHP’de
hizip savaşı: İmamoğlu-Özel gerilimi” |
Takvim,
Star |
“Bölünmüşlük” |
“CHP,
sol içinde yeni bölünmeye gidiyor” |
TGRT,
Türkiye Gazetesi |
“Terörle
İlişki” |
“Yeni
yönetim DEM’e yakınlaştı” |
ATV,
Akşam |
EK 3: AKP'nin Kürt Oylarına
Yönelik İkili Stratejisi |
||
Strateji Yönü |
Açıklama |
Örnek Uygulama |
“Kriminalizasyon” |
DEM
Parti’nin PKK ile özdeşleştirilerek terörle ilişkilendirilmesi |
2023
yerel seçimlerinde DEM adaylarının kamu görevinden el çektirilmesi |
Güdümlü
Açılım |
Öcalan’a
atfedilen mesajların kamuoyuna sızdırılması |
2023
Temmuz ayında Öcalan’ın avukatı aracılığıyla aktarılan mektup |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder