Hakkımda

FİRUZ DEMİR YAŞAMIŞ Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirmiştir (1968). University of Southern California’da planlama (kentsel ve bölgesel çevre) ve kamu yönetimi yüksek lisans programlarını bitirmiştir (1976). Siyaset ve Kamu Yönetimi Doktoru (1991). Yerel Yönetimler, Kentleşme ve Çevre Politikaları bilim dalında doçent (1993). Başbakanlık Çevre Müsteşarlığı’nın kuruluşu sırasında müsteşar vekili. (1978-80) UNICEF Türkiye temsilciliği. (1982-84) Dünya Bankası’nın Çukurova Kentsel Gelişme Projesi’nde kurumsal gelişme uzmanı. (1984-86) Çankaya Belediyesi’nin kurumsal gelişme projesini yürütmüştür. (1989-91) Yedinci Kalkınma Planı “Çevre Özel İhtisas Komisyonu”nun başkanlığı. DPT “Çevre Yapısal Değişim Projesi” komisyonu başkanlığı. Cumhurbaşkanlığı DDK’nun Devlet Islahat Projesi raportörü. (2000-1) Çevre Bakanlığı Müsteşarı (Şubat 1998 – Ağustos 1999). Sabancı Üniversitesi tam zamanlı öğretim üyesi. (2001-2005) Halen yarı zamanlı öğretim üyesi olarak çeşitli üniversitelerde ders vermektedir. Şimdiye kadar ders verdiği üniversiteler arasında Ankara, Orta Doğu, Hacettepe, Fatih, Yeditepe, Maltepe ve Lefke Avrupa (Kıbrıs) üniversiteleri bulunmaktadır.
Blogger tarafından desteklenmektedir.

Translate

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

EVİM: ARKEON, TUZLA, ISTANBUL, TÜRKİYE

EVİM: ARKEON, TUZLA, ISTANBUL, TÜRKİYE
EV

Bu Blogda Ara

31 Mayıs 2025 Cumartesi

 

 

 

BELEDİYELERDE KURUMSAL VE ÖRGÜTSEL ZAYIFLIKLAR VE KENTLERİN DİRENÇLİLİĞİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

 

Prof. Dr. Firuz Demir Yaşamış

ORCID: 0000-0002-8756-1366

E-Posta: firuzyasamis@maltepe.edu.tr; fyasamis@gmail.com

Maltepe Üniversitesi, İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye

 

ÖZET

Bu makale, belediyelerdeki kurumsal ve örgütsel zayıflıkların, kentlerin iklim değişikliği gibi çeşitli tehditlere karşı dirençliliği üzerindeki etkilerini incelemektedir. Belediyeler, kent yönetimi ve hizmet sunumu açısından kritik bir rol oynamaktadır. Ancak, birçok belediyenin karşılaştığı kurumsal ve örgütsel zayıflıklar, kentlerin dayanıklılığını ve sürdürülebilirliğini olumsuz yönde etkileyebilir. Makale, öncelikle belediyelerde yaygın olarak gözlemlenen kurumsal ve örgütsel zayıflıkları tanımlayacak ve bu zayıflıkların kökenlerini analiz edecektir. Personel yönetimi, bütçe planlaması, karar alma süreçleri gibi temel alanlardaki eksikliklerin yanı sıra, belediyeler arası koordinasyon ve işbirliği eksiklikleri de ele alınacaktır. Ardından, bu zayıflıkların kent dirençliliği üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde incelenecektir. İklim değişikliği, doğal afetler, su krizleri gibi kentsel zorluklarla başa çıkabilme kapasitesi, belediyelerin güçlü ve etkili bir örgüt yapısı ile doğrudan ilişkilidir. Bu bağlamda, belediyelerin sahip oldukları kurumsal ve örgütsel zayıflıkların, kentlerin bu zorluklara uyum sağlama ve direnç gösterme becerisini nasıl kısıtladığı anlatılacaktır. Son olarak, makale, bu sorunlara karşı çözüm önerileri sunacak ve belediyelerin kurumsal kapasitelerini güçlendirerek kent dirençliliğini artırma yollarını tartışacaktır. Bu bağlamda en etkili yöntem sürece yönelik kurumsal gelişme (yeniden örgütlenme ve yönetim beceri ve yetkinliklerinin geliştirilmesi) teknik, yöntem ve modellerinin uygulama alanına konulması olacaktır. Bir başka önemli araç ise belediyelerde oldukça yaygınlaşmış olan yolsuzlukların yasal ve yönetsel önlemlerle önüne geçilmesi olmalıdır. Bunların dışında eğitim, teknolojik yenilikler, etkili liderlik gibi faktörlerin kullanılması, belediyelerin karşılaştığı zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olabilir ve kentlerin gelecekteki belirsizliklere daha hazırlıklı olmalarına katkıda bulunabilir. Bu makale, belediyelerin güçlü, etkili ve dirençli örgütler olmalarının, kentlerin sürdürülebilirlik ve direnç kapasitelerini artırma noktasında kritik öneme sahip olduğunu vurgulayarak, kentsel planlamacılara, yerel yönetimlere ve politika yapıcılara değerli perspektifler sunmayı amaçlamaktadır.

Anahtar kelimeler: Belediyelerde kurumsal zayıflıklar, kent dirençliliği, iklim değişikliği, doğal afetler.

 

ABSTRACT

This article examines the effects of institutional and organizational weaknesses in municipalities on the resilience of cities to various threats such as climate change. Municipalities play a critical role in urban management and service delivery. However, the institutional and organizational weaknesses faced by many municipalities can negatively affect the resilience and sustainability of cities. The article will first identify the institutional and organizational weaknesses commonly observed in municipalities and analyze the origins of these weaknesses. In addition to deficiencies in basic areas such as personnel management, budget planning and decision-making processes, deficiencies in coordination and cooperation between municipalities will also be addressed. Then, the effects of these weaknesses on city resilience will be examined in detail. The capacity to cope with urban challenges such as climate change, natural disasters and water crises is directly related to a strong and effective organizational structure of municipalities. In this context, it will be explained how the institutional and organizational weaknesses of municipalities limit the ability of cities to adapt and resist these challenges. Finally, the article will offer solutions to these problems and discuss ways to increase urban resilience by strengthening the institutional capacities of municipalities. In this context, the most effective method will be to put into practice of process-oriented institutional development (reorganization and development of management skills and competencies) techniques, methods and models. Another important tool should be to prevent corruption, which has become widespread in municipalities, with legal and administrative measures. Apart from these, the use of factors such as education, technological innovations and effective leadership can help municipalities to overcome the challenges they face and contribute to cities being better prepared for future uncertainties. This article aims to provide valuable perspectives to urban planners, local governments and policy makers by emphasizing that municipalities being strong, effective and resilient organizations is of critical importa*nce in increasing the sustainability and resilience capacities of cities.

 

Key words: Institutional weaknesses in municipalities, urban resilience, climate change, natural disasters.

 


 

GİRİŞ

Belediyelerin kurumsal ve örgütsel zayıflıkları, yerel yönetimlerin etkinliğini ve performansını olumsuz yönde etkileyebilir. Belediyeler, kentsel dirençliliği artırmak için güçlü bir kurumsal altyapıya, etkili yönetişime, toplumsal katılıma ve uzun vadeli stratejik planlamaya ihtiyaç duyar. Bu nedenle, kurumsal ve örgütsel zayıflıkların belirlenmesi ve düzeltilmesi, kentsel dirençliliği artırmak adına önemli bir adımdır. Belediyeler, yerel toplulukların temel hizmetleri sağlayan ve sürdüren önemli kurumlardır. Ancak, kurumsal ve örgütsel zayıflıklar, belediyelerin dirençli kentler inşa etme çabalarını olumsuz etkileyebilir. Bu zayıflıkların bir araya gelmesi veya birbirleriyle etkileşime girmesi, dirençli kent gelişimi için gereken stratejik planlama, dayanıklılık ve adaptasyon kapasitesini azaltabilir. Bu nedenle, belediyelerin bu zayıflıkları belirlemeleri ve gidermeye yönelik çabalar harcamaları önemlidir. Ayrıca, bu zayıflıkların dirençli kent gelişimi üzerinde de olumsuz etkileri olabilir.

  1. İyi Yönetişim Eksikliği: Belediyelerde kurumsal ve örgütsel zayıflıkların başında iyi yönetişim eksikliği gelir. Şeffaf, hesap verebilir, katılımcı ve etkili bir yönetişim olmadığında, yerel halkın beklentilerine uygun hizmetler sunmak zorlaşır.
  2. Yetersiz Kaynak Yönetimi: Belediyelerin bütçe yönetimi, kaynak tahsisi ve kullanımı konusunda yaşanan sorunlar, projelerin ve hizmetlerin sürdürülebilirliğini etkileyebilir. Bu durum dirençli kent gelişimi için önemli bir engel oluşturabilir.
  3. Eğitim ve Kapasite Eksikliği: Belediye personelinin yeterli eğitim ve kapasiteye sahip olmaması, modern yönetim yöntemlerini benimsemekte zorlanmalarına neden olabilir. Bu durum, kriz anlarında etkili bir şekilde mücadele edememeye ve dirençli kent gelişimine katkı sağlamamaya yol açabilir.
  4. Partizanlık ve Nepotizm: Belediyelerde siyasi etkileşimlerin ve nepotizmin (akrabalık ilişkilerine dayalı atamaların) hâkim olması, liyakate dayalı bir yönetim yerine siyasi sadakate dayalı bir yönetimi teşvik edebilir. Bu durum, etkili hizmet sunumunu ve dirençli kent gelişimini engelleyebilir.
  5. Toplumsal Katılım Eksikliği: Belediyelerin, yerel halkın katılımını teşvik etmekte başarısız olmaları, yerel ihtiyaçların doğru bir şekilde anlaşılmamasına ve yerel topluluğun dirençli kent gelişimine aktif katılımının önünde engeller oluşturabilir.
  6. Çevresel ve Sosyal Etki Analizi Eksikliği: Belediyelerin, planlama ve projelendirme süreçlerinde çevresel ve sosyal etki analizi yapmamaları, kentsel gelişimde sürdürülebilirliği ve dirençliliği zayıflatabilir.
  7. Altyapı Yetersizliği: Belediyelerin altyapı yatırımları konusunda yetersiz kalması, doğal afetlere, iklim değişikliklerine veya diğer acil durumlara karşı direnci azaltabilir.
  8. Kötü iletişim ve koordinasyon: Belediye birimleri ve çalışanları arasında etkili iletişim ve koordinasyon eksikliği, kriz durumlarında müdahaleyi zorlaştırabilir.
  9. Yetersizlik veya eksiklik: Belediyelerin, altyapı, afet yönetimi ve sosyal hizmetler gibi kritik alanlarda yeterli kapasite veya kaynaklara sahip olmaması, direnci azaltabilir.
  10. Yozlaşmış veya etkisiz yönetim: Yozlaşmış veya etkisiz yönetim, halkın güvenini sarsabilir ve belediyelerin kaynaklarını etkili bir şekilde kullanma yeteneğini zayıflatabilir.
  11. Afetlere hazırlık ve müdahale: Belediyelerin afetlere hazırlıklı olması ve kriz durumlarında etkili bir şekilde müdahale etmesi önemlidir. Kurumsal ve örgütsel zayıflıklar, bu kapasiteyi azaltabilir ve afetlerin etkilerini daha da kötüleştirebilir.
  12. Sosyal ve ekonomik eşitsizlik: Belediyeler, sosyal ve ekonomik eşitsizliği azaltmak için önemli bir rol oynayabilir. Kurumsal ve örgütsel zayıflıklar, bu çabaları engelleyebilir ve toplulukların daha savunmasız hale gelmesine neden olabilir.
  13. Sürdürülebilirlik: Belediyeler, sürdürülebilir topluluklar inşa etmek için önemli bir rol oynayabilir. Kurumsal ve örgütsel zayıflıklar, bu çabaları engelleyebilir ve iklim değişikliği ve diğer çevresel zorlukların etkilerini daha da kötüleştirebilir.
  14. Sosyal ve ekonomik eşitsizliği artırabilir: Belediyeler, sosyal ve ekonomik eşitsizliği azaltmak için önemli bir rol oynayabilir. Kurumsal ve örgütsel zayıflıklar, bu çabaları engelleyebilir ve toplulukların daha savunmasız hale gelmesine neden olabilir. Örneğin, bir belediyenin sosyal hizmetler programı yetersizse, afet veya diğer zorluklar karşısında savunmasız topluluklar daha fazla zarar görebilir.

 

ETKİLEME YOLLARI

Belediyelerdeki kurumsal ve örgütsel zayıflıkların, kentsel dirençliliği olumsuz etkileme potansiyeli vardır. Kentsel dirençlilik, bir şehir veya bölgenin, doğal afetler, iklim değişikliği, ekonomik krizler gibi stres ve şoklara karşı dayanıklı olma yeteneğini ifade eder. Belediyelerdeki kurumsal ve örgütsel zayıflıkların kentsel dirençliliği nasıl etkileyebileceğiyle ilgili bazı önemli etmenler aşağıda yer almaktadır:

  1. Hızlı Karar Alma ve Uygulama Yeteneği: Belediyelerdeki bürokratik engeller, karar alma süreçlerinin yavaşlamasına neden olabilir. Acil durumlarda hızlı kararlar almak ve uygulamak, kentsel dirençlilik için kritiktir. Kurumsal zayıflıklar bu süreçleri geciktirebilir.
  2. Toplumsal Katılım ve Bilinç Düzeyi: Kentsel dirençlilik, yerel toplulukların bilinç düzeyine ve bu süreçlere katılımına dayanır. Belediyelerin katılımcı yönetişim ve toplumsal katılım konularında zayıf olmaları, yerel halkın dirençlilik konusundaki bilinç düzeyini düşürebilir.
  3. Sürdürülebilir Altyapı Yatırımları: Belediyelerin uzun vadeli sürdürülebilirlik stratejileri ve altyapı yatırımları, kentsel dirençliliği artırabilir. Ancak kaynak yönetimi eksikliği veya etkili planlama yapamama gibi zayıflıklar, bu tür yatırımları sınırlayabilir.
  4. Kriz Yönetimi Yetenekleri: Belediyelerin kriz durumlarına müdahale yetenekleri, kentsel dirençliliğin belirlenmesinde kritik bir rol oynar. Eğitim eksikliği, kriz iletişimi sorunları ve etkili koordinasyonun sağlanamaması gibi zayıflıklar, kriz anlarında etkili müdahaleyi engelleyebilir.
  5. İklim Değişikliği Adaptasyonu: Belediyelerin iklim değişikliği ile başa çıkma ve adaptasyon stratejileri geliştirmesi, kentsel dirençliliği artırabilir. Ancak bu konuda kapasite eksikliği veya uzmanlık yetersizliği, etkili stratejilerin oluşturulmasını zorlaştırabilir.
  6. Çevresel ve Sosyal Etki Analizi: Belediyelerin planlama süreçlerinde çevresel ve sosyal etki analizleri yapmaması, kentsel gelişimin sürdürülebilirliğini ve dirençliliğini zayıflatabilir.

 

İYİLEŞTİRME YÖNTEMLERİ

Kurumsal ve örgütsel zayıflıkları ele almak, kentsel direnci güçlendirmek için kritik öneme sahiptir. Belediyeler, bu önlemleri alarak dirençli kentler inşa etme çabalarını güçlendirebilir ve toplulukların daha güvenli, daha adil ve daha sürdürülebilir olmasına yardımcı olabilir. Bu, aşağıdakiler de dâhil olmak üzere bir dizi önlemi içerebilir:

  1. İletişim ve koordinasyonu iyileştirme: Belediyeler, birimleri ve çalışanları arasında etkili iletişim ve koordinasyonu sağlamak için adımlar atmalıdır. Bu, kriz durumlarında daha hızlı ve etkili bir şekilde müdahale etmelerine yardımcı olacaktır.
  2. Yeterli kapasite ve kaynakları sağlamak: Belediyeler, altyapı, afet yönetimi ve sosyal hizmetler gibi kritik alanlarda yeterli kapasite ve kaynaklara sahip olmalıdır. Bu, afetlere hazırlıklı olmalarını ve kriz durumlarında etkili bir şekilde müdahale etmelerini sağlayacaktır.
  3. Yozlaşmayı ve etkisiz yönetimi önlemek: Belediyeler, yolsuzluğa ve etkisiz yönetime karşı etkili önlemler almalıdır. Bu, halkın güvenini artıracak ve belediyelerin kaynaklarını daha verimli kullanmalarına yardımcı olacaktır.

 

OLUMSUZ ETKİLERİ GÖSTEREN SOMUT ÖRNEKLER

Aşağıdaki örnekler belediyelerdeki kurumsal ve örgütsel zayıflıkların kentsel dirençlilik üzerindeki olumsuz etkilerini göstermektedir. Bu nedenle, yerel yönetimlerin güçlü, esnek ve etkili bir kurumsal yapıya sahip olmaları, kentsel dirençliliği artırmak için önemlidir.

  1. Hızlı Karar Alma ve Uygulama Yeteneği:
    • Örnek: Bir doğal afet durumunda, belediyenin karar alma süreçlerinin ağır olması ve bürokratik engellerle karşılaşması, acil müdahale ve kurtarma çalışmalarının hızını azaltabilir. Bu durum, afetzedelerin acil ihtiyaçlarını karşılamada zorluk yaratabilir.
  2. Toplumsal Katılım ve Bilinç Düzeyi:
    • Örnek: Belediyenin yerel halkı kentsel planlama ve afet hazırlığı süreçlerine dâhil etmemesi veya etkili iletişim stratejileri oluşturmaması, toplumun afetlere karşı bilinç düzeyini düşürebilir. Bu durum, halkın acil durumlara hazırlıklı olmamasına ve müdahaleye aktif katılım gösterememesine neden olabilir.
  3. Sürdürülebilir Altyapı Yatırımları:
    • Örnek: Belediyenin uzun vadeli sürdürülebilir altyapı yatırımları yapamaması veya bu konuda stratejik planlar oluşturamaması, şehirdeki altyapının dirençsiz olmasına yol açabilir. Örneğin, sel felaketleriyle başa çıkma için gerekli altyapı eksikliği, su baskınlarının ve zararların artmasına neden olabilir.
  4. Kriz Yönetimi Yetenekleri:
    • Örnek: Belediyenin kriz yönetimi ekiplerinin yeterince eğitimli olmaması veya kriz anlarında etkili bir iletişim kuramaması, afet müdahale sürecini karmaşık hale getirebilir. Hatalı bilgi iletimi veya koordinasyon eksikliği, kaynakların etkili bir şekilde kullanılmasını engelleyebilir.
  5. İklim Değişikliğine Uyumda Yetersizlik Örnekleri:

a)     2017'deki İrma kasırgası sırasında, Florida'nın Miami-Dade County'sindeki belediyeler, afet planlamasında ve koordinasyonunda önemli eksiklikler gösterdi. Bu, kurtarma ve yardım çabalarının gecikmesine ve karmaşıklaşmasına neden oldu. Örnek: Belediyenin iklim değişikliği ile mücadele ve adaptasyon stratejileri geliştirmemesi, şehirdeki artan sıcaklık, sel, kuraklık gibi iklim değişikliği etkilerine karşı dirençsizlik yaratır. Bu durum, şehirdeki yaşam kalitesini ve sürdürülebilirliği olumsuz etkileyebilir.

b)     2011'deki Tohoku depremi ve tsunamisinde, Japonya'nın Sendai kentindeki belediyeler, altyapının yetersizliğine ve afet yönetiminde koordinasyon eksikliğine karşı savunmasızdı. Bu afet binlerce can kaybına ve büyük maddi hasara neden oldu.

c)     “Hurricane Katrina” (2005), New Orleans, ABD.

d)     Belediyenin yetersiz hazırlığı ve koordinasyon eksikliği, Katrina kasırgasının New Orleans’ı vurduğunda acil durum müdahalesini geciktirdi. Altyapı zayıflıkları ve kriz yönetimi sorunları, kentsel dirençliliği azalttı ve büyük ölçekli felaketlere karşı savunmasızlık yarattı.

e)     Japonya'nın kentsel alanları, deprem ve tsunamiye karşı dirençli olma kapasitesini gösterdi. Ancak, Fukushima nükleer santralindeki felaket, enerji altyapısının dirençsiz olduğunu gösterdi. Bu durum, nükleer enerji tesislerinin çevresel ve sosyal etkilerini hesaba katma konusundaki zayıflıkları gösterdi.

f)      İstanbul Sel Felaketi (2009), Türkiye: İstanbul'da şiddetli yağışlar sonucu meydana gelen sel felaketi, altyapı zayıflıklarını ve plansız kentleşme sorunlarını ortaya koydu. Belediyenin etkili bir şekilde kriz yönetimini sağlayamaması, felaketin etkilerini artırdı.

 

TOPLUMSAL VE EKONOMİK EŞİTSİZLİĞİ ARTIRAN OLUMSUZ ETKİLER

1.     Amerika Birleşik Devletleri'nde, düşük gelirli topluluklar genellikle daha savunmasız altyapıya sahiptir ve afetlere daha fazla maruz kalmaktadır. Bu, afetlerin etkilerini daha da kötüleştirebilir ve sosyal ve ekonomik eşitsizliği artırabilir.

2.     Brezilya'da, Rio de Janeiro şehri, “favelas” olarak bilinen yoksul topluluklara yeterli altyapı ve hizmetleri sağlamada yetersiz kalmaktadır. Bu, afetlere karşı daha savunmasız olmalarını ve afetlerin etkilerini daha da kötüleştirebilir.

3.     İklim değişikliğinin etkilerinin artması, kentsel direnci önemli ölçüde tehdit etmektedir. Belediyeler, iklim değişikliğine uyum sağlama ve etkilerini azaltmaya yardımcı olmak için kritik bir rol oynamaktadır. Ancak, kurumsal ve örgütsel zayıflıklar, bu çabaları engelleyebilir. Örneğin, bir belediyenin iklim değişikliğine uyum sağlama planlaması yetersizse, kent daha fazla savunmasız hale gelebilir.

4.     Kirlilik ve diğer çevresel zorluklar da kentsel direnci tehdit etmektedir. Belediyeler, çevreyi korumak ve sürdürülebilir topluluklar inşa etmek için önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, kurumsal ve örgütsel zayıflıklar, bu çabaları engelleyebilir. Örneğin, bir belediyenin çevre koruma programları yetersizse, kent daha kirli ve daha savunmasız hale gelebilir. Bu örnekler, belediyelerin kurumsal ve örgütsel zayıflıklarının kentsel dirençliliği nasıl etkileyebileceğini göstermektedir. Bu tür olaylar, yerel yönetimlerin güçlü bir kurumsal yapı, etkili kriz yönetimi ve sürdürülebilir planlama ile donatılması gerekliliğini vurgular.

 

SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞMEYİ OLUMSUZ ETKİLEYEN ETMENLER

İklim değişikliğinin etkilerinin artması, kentsel direnci önemli ölçüde tehdit etmektedir. Belediyeler, iklim değişikliğine uyum sağlama ve etkilerini azaltmaya yardımcı olmak için kritik bir rol oynamaktadır. Ancak, kurumsal ve örgütsel zayıflıklar, bu çabaları engelleyebilir. Örneğin, bir belediyenin iklim değişikliğine uyum sağlama planlaması yetersizse, kent daha fazla savunmasız hale gelebilir.

Kirlilik ve diğer çevresel zorluklar da kentsel direnci tehdit etmektedir. Belediyeler, çevreyi korumak ve sürdürülebilir topluluklar inşa etmek için önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, kurumsal ve örgütsel zayıflıklar, bu çabaları engelleyebilir. Örneğin, bir belediyenin çevre koruma programları yetersizse, kent daha kirli ve daha savunmasız hale gelebilir.

Bu örnekler, kurumsal ve örgütsel zayıflıkların kentsel direnci nasıl olumsuz etkileyebileceğini göstermektedir. Belediyeler, bu zayıflıkları ele almak için adımlar atarak toplulukları daha güvenli, daha adil ve daha sürdürülebilir hale getirmeye yardımcı olabilir.

Formun Üstü

 

YEREL YÖNETİMLER VE KENTSEL DİRENÇ

Yerel yönetim sistemimiz, devlet yönetiminin etkinliğini sağlamada karşılaşılan en önemli engellerden biri olarak kabul edilen koşullar içinde bulunmaktadır. Yerel yönetimler (İl özel idareleri, belediyeler ve köyler) kökenlerini uzun bir geçmişe dayandırmakta olup, kuruldukları dönemlerin sosyo-ekonomik ve politik gerçeklerini yansıtan önemli kurumlar haline gelmişlerdir. Ancak günümüzde, değişen sosyo-ekonomik ve politik koşullar bağlamında, yerel yönetimlerin geçerlilik düzeyleri sürekli olarak sorgulanmaktadır.

İl özel idareleri, etkilerini büyük ölçüde kaybetmiş ve bir yandan merkezi hükümetin taşra uzantısı olma rolünü üstlenirken, diğer yandan kalkınma planlarında önerilen ilçe düzeyinde kalkınma odaklarına ulaşamamışlardır. Belediyeler ise hızlı kentleşmenin neden olduğu kentsel büyüme olgusunu etkili bir şekilde yönetememiş, yönlendirememiş ve denetleyememiştir. Bu bağlamda, kentleşme sürecinin ortaya çıkardığı sorunların önemi ve büyüklüğü karşısında belediyeler zorluklarla karşılaşmış ve bu konuda başarısız olmuşlardır.

Bu olumsuz sonuçların temel nedeni, merkezi yönetimin tutum ve davranışlarından çok, belediyelerin kurumsal (örgütsel, yönetsel ve kaynak planlamasına ilişkin) beceri ve yetenek düzeylerini çağdaş bir konuma getirememiş olmalarıdır. Bu durum, yerel yönetimlerin günümüz gereksinimlerine uygun bir şekilde gelişmelerini engellemekte ve etkili bir performans göstermelerini sınırlamaktadır.

 

BELEDİYELERİN BAŞARISIZLIK NEDENLERİ

Belediyelerin başarısızlık nedenleri oldukça çeşitlidir ve bu etmenlerin bir araya gelmesi, etkili bir yerel yönetim sağlamalarını zorlaştırmaktadır. Bu bağlamda, belediyelerin karşılaştığı zorlukları daha ayrıntılı bir şekilde inceleyebiliriz:

  1. Öz Gelir Kaynakları ve Vergi Toplama Sorunları: Belediyelerin öz gelir kaynakları oldukça sınırlıdır ve vergi toplama süreçleri siyasi ilişkiler nedeniyle zarar görmektedir. Bu durum, yerel yönetimlerin gelir elde etme konusunda zorluk yaşamasına neden olmaktadır. Ayrıca, gelirleri büyük ölçüde merkezi yönetimin belirlediği vergi paylarına bağlıdır.
  2. Niteliksiz Eleman İstihdamı ve Akçalı Baskılar: Belediyelerin aşırı sayıda niteliksiz eleman istihdam etmeleri, etkin bir performansı engelleyen bir sorundur. Bu durum, bütçe üzerindeki baskıları artırarak daha fazla sorun yaratmaktadır.
  3. Borçlanma Sorunları: Belediyeler, giderek artan bir borç yükü altına girmektedir. Bu durum, mali sürdürülebilirlik açısından endişe verici bir etmendir.
  4. Yetersiz Yönetim Biçimi ve İç Örgütlenme: Belediyelerin iyi bir yönetim biçimine sahip olmamaları ve iç örgütlenmelerinin yanlış olması, etkinliklerini olumsuz etkilemektedir.
  5. Sınırlı Kaynak Planlaması ve İşbirliği Olanakları: Belediyelerin kaynak planlaması, eşgüdüm ve işbirliği olanakları sınırlıdır, bu da etkili projelerin gerçekleşmesini engelleyebilir.
  6. Yerel Kaynak Yaratma Zorluğu: Belediyeler, yerel kaynak yaratma konusunda sınırlıdır, bu da bağımsızlık ve sürdürülebilirlik açısından önemli bir eksikliktir.
  7. Harcama Politikalarının Yanlışlığı ve Saydamlığın Gerçekleştirilememesi: Belediyelerin harcama politikalarının yanlış olması, bütçe yönetimi konusunda sorunlara yol açabilir. Saydamlığın sağlanamaması ise yolsuzlukların yaygınlaşmasına ve derinleşmesine neden olmaktadır.
  8. Ekonomik Girişimlerdeki Mali Zararlar: Belediyelerin kurduğu ekonomik girişimler genellikle mali zarar içermekte ve kaynak israfına neden olmaktadır.
  9. İhalelerde Usulsüzlük ve Yolsuzluklar: Yapılan ihalelerde usulsüzlük ve yolsuzluk yaşanması, belediyelerin saydamlık ve hesap verebilirlik konusundaki zorluklarını artırmaktadır.
  10. Sınırlı Yetkinlik Düzeyi: Yerel yönetimlerin yetkinlik düzeyleri kısıtlıdır, bu da etkili karar almayı zorlaştırmaktadır.
  11. Ağır Merkezi Yönetim Denetimi: Yerel yönetimler üzerinde ağır bir merkezi yönetim denetimi (vesayet) bulunması, yerel yönetimlerin bağımsız hareket etme yeteneklerini sınırlamaktadır.
  12. Yerel Vergi ve Gelir Bazının Oluşturulamaması: Belediyeler, yerel vergi ve harçlara dayalı bir yerel vergi ve gelir bazı oluşturamamıştır, bu da finansal bağımsızlık açısından bir sorun teşkil etmektedir.

 

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ

Büyükşehir belediyeleri, sistemin yanlış tasarlanmış olması nedeniyle çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Anakentleşmenin getirdiği sorunlara çözüm arayışı, giderek büyüyen kent olgusu ile karşılaşarak karmaşıklaşmıştır. Bu durum, konunun yanlış bir şekilde tanımlanması ve uygulanan tedavinin yanlışlığı sebebiyle, büyüyen ve anakentleşen yerleşim yerlerinde ortaya çıkan kentsel sorunların çözümsüz bırakılmasına yol açmıştır.

Yaklaşık 40 uygulanan sistem, büyük kentlerin sorunlarına ne ölçüde çözüm getirebildiği konusunda giderek artan bir tartışma konusu haline gelmiştir. Bu süreçte, yerel siyasal güç potansiyelinin kent sınırları içinde birkaç odakta bölünmesi, birbirine rakip ve çekişen siyasal ekiplerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Büyükşehir belediye sisteminde üst ve alt kademe belediyeler arasında görev, yetki, sorumluluk ve kaynak paylaşımı konusunda makul, gerçekçi ve bilimsel geçerliliği olan bir kıstaslar sistemi oluşturulmamıştır. Bu durum, sistemin etkin bir şekilde işleyebilmesini engellemektedir.

Büyükşehir belediyelerinde ve ilçe/alt kademe belediyelerinde homojen bir kurumsal yapılanmanın oluşturulamamış olması ve sistem oluşturulurken yapılan tercihlerin yanlışlıkları ve çelişkiler, büyük şehir belediye sisteminin ne kadar isabetli bir çözüm yolu olduğu konusunda önemli duraksamalar yaratmaktadır.

Ayrıca, belediyelerin merkezi hükümet bürokrasisi gibi çeşitli büropatolojiler ve etik eksiklikler içinde olmaları, sistemin daha geniş bir çerçevede ele alınması gerekliliğini vurgulamaktadır.

 

YÖNETİM ANLAYIŞININ DEĞİŞTİRİLMESİ ZORUNLULUĞU

Yönetim anlayışının değiştirilmesi, Türk kamu yönetiminin geliştirilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu bağlamda, dikkate alınması gereken temel konular şu şekildedir:

a)     Yetersiz Yönetim Yetkinliği: Türk kamu yönetiminde yöneticilerin bilgi, beceri ve yeteneklerinin yeterince gelişmemiş olması, önemli bir sorun teşkil etmektedir. Bu konuda yapılan yatırımlar ve eğitimlerle yöneticilerin yetkinlik düzeylerinin artırılması gerekmektedir.

b)     Performansa Dayalı Yönetim Eksikliği: Kamu yönetiminde performans düzeyini yükseltmeyi ve geliştirmeyi amaçlayan bir yönetim anlayışının eksikliği, temel bir sorun olarak öne çıkmaktadır. Bu eksiklik, etkili planlama ve örgütlenmeyi engelleyebilir.

c)     Sorumluluk ve Hedef Belirleme Zafiyeti: Kamu yönetiminde bireysel sorumluluğun ortaya çıkmasını engelleyen bir yapı hâkimdir. Ayrıca, kamu kurumları somut ve ölçülebilir hedefler belirleme konusunda yeterince organize olmamıştır, bu da etkili bir yönetim anlayışını zorlaştırmaktadır.

d)     Pazarlama ve Müşteri Odaklılık Eksikliği: Kamu hizmetinin pazarlanabilir bir mal olarak görülmemesi ve yurttaşların bu hizmetlere maddi karşılığını vererek müşteri olarak algılanmaması, kaliteli hizmet sunma konusundaki eksiklikleri ortaya çıkarmaktadır. Müşteri memnuniyetini ön planda tutan bir yönetim anlayışı oluşturulmalıdır.

Bu temel sorunların çözümü için, kamu yönetimindeki yöneticilerin yetkinliklerinin geliştirilmesi, performans odaklı bir yönetim anlayışının benimsenmesi, bireysel sorumluluğun teşvik edilmesi, somut hedeflerin belirlenmesi ve hizmet kalitesini artırmaya yönelik bir müşteri odaklılık perspektifinin benimsenmesi önemli adımlardır. Bu değişimler, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde sunulmasını sağlayabilir, böylece kamu yönetiminin daha güçlü ve modern bir yapıya kavuşmasına katkı sağlayabilir.

Formun Üstü

 

KAMU YÖNETİMİNDE RÜŞVET VE YOLSUZLUKLAR

Kamu yönetiminde rüşvet ve yolsuzluklar, ciddi sorunlar oluşturarak toplumun güvenini sarsmaktadır. Bu konuda öne çıkan bazı önemli noktalar şunlardır:

  1. Çeşitli Yolsuzluk Türleri: Rüşvet, zimmet, ihtilas, irtikâp, ihaleye fesat karıştırma, kamu fonlarında hırsızlık, bankaların içlerini boşaltma gibi çeşitli yolsuzluk türleri kamu yönetiminde yaygın bir şekilde görülmektedir. Bu, kamu kaynaklarının etkin ve adil bir şekilde kullanılmasını engelleyerek toplumun genel çıkarına zarar vermektedir.
  2. Özel Ayrıcalıklar ve Kamu Finansman Kaynakları: Kamu kaynakları, özellikle kamu kredilerinin dağıtımı ve tahsili gibi alanlarda siyasal yandaşlara özel ayrıcalıklar tanıma eğilimindedir. Bu durum, kamu finansman kaynaklarının siyasi amaçlar için kullanılmasına ve seçimlerde avantaj elde edilmesine yol açabilmektedir.
  3. Rüşvetin Kurumsallaşması: Rüşvet, kamuda iş yapabilme şartı haline gelmiş durumdadır. Bu durum, adil ve saydam bir rekabet ortamının oluşmasını engelleyerek, liyakate dayalı atamaların önüne geçebilir ve kurumsal verimliliği düşürebilir.
  4. Etik Kavramındaki Sarsılma: Kamu yönetiminde etik kavramı tam anlamıyla sarsılmış durumdadır. Bu, kamu görevlileri ve yöneticilerin güvenilirliklerini kaybetmelerine, toplum nezdinde itibar kaybına uğramalarına ve toplumun genelinde ahlaki değerlerin zedelenmesine yol açmaktadır.
  5. Siyaset ve Kamu Yönetimindeki Etik Krizi: Siyasette ve kamu yönetimindeki etik kavramı büyük bir sarsıntı içindedir. Bu durum, toplumun yöneticilere ve kurumlara olan güvenini azaltarak demokratik süreçlerin sağlıklı işlemesini engelleyebilir.

Sorunların çözümü için etik değerlere dayalı bir yönetim anlayışının benimsenmesi, şeffaflık ve hesap verebilirlik mekanizmalarının güçlendirilmesi, denetim mekanizmalarının etkin bir şekilde işletilmesi ve yolsuzluğa karşı sıfır tolerans politikalarının benimsenmesi gerekmektedir. Ayrıca, toplumsal farkındalık oluşturulması ve eğitim programlarıyla bu konuda bilinçlendirme çalışmaları yapılması önemlidir.

 

KENTSEL BÜYÜME OLGUSUNUN SONUÇLARI: DAHA FAZLA NÜFUS, DAHA GENİŞ ALAN, DAHA ÇOK HİZMET VE DAHA ÇEŞİTLİ HİZMET VE BELEDİYELERİN BU SORUNLARI ÇÖZEBİLME YETENEĞİ

Kentsel büyüme olgusu, beraberinde bir dizi sonuç getirir ve belediyeleri çeşitli zorluklarla karşı karşıya bırakır. Kentsel büyüme olgusunun sonuçlarından bazıları aşağıda verilmiştir:

  1. Artan Nüfus: Kentsel büyüme, genellikle nüfus artışına yol açar. Bu durum, belediyelerin daha fazla insanı karşılamak, ihtiyaçlarına cevap vermek ve yaşam standartlarını sürdürmek için daha fazla çaba harcamalarını gerektirir.
  2. Genişleyen Alan: Kentlerin genişlemesi, altyapı ihtiyaçlarını artırır. Yolların, su ve enerji sistemlerinin genişletilmesi, daha fazla konut ve ticaret alanlarının oluşturulması gibi konularda belediyeleri yeni planlamalar ve projeler geliştirmeye zorlar.
  3. Artan Hizmet Talepleri: Büyüyen nüfus ve genişleyen alan, belediyelerden daha fazla hizmet talep eder. Eğitim, sağlık, güvenlik, ulaşım gibi temel hizmetlere olan ihtiyaçlar artar. Belediyeler, bu artan talepleri karşılamak için daha etkili ve sürdürülebilir çözümler bulmak durumundadır.
  4. Çeşitlenen Hizmetler: Büyük şehirlerde yaşayan insanlar, genellikle daha çeşitli hizmetlere ihtiyaç duyarlar. Bu, belediyelerin kültür, sanat, eğlence gibi farklı alanlarda da hizmet sunma ihtiyacını beraberinde getirir.

Ancak, bu olguların getirdiği zorluklarla başa çıkma konusunda belediyelerin sınırlı kapasiteleri vardır. Hızlı kentleşme, etkili planlama, kaynak yönetimi, altyapı geliştirme ve sosyal hizmetleri sürdürülebilir bir şekilde sağlama konusunda belediyeleri zorlamaktadır. Bu nedenle, kentsel büyüme ile başa çıkabilmek için stratejik ve uzun vadeli planlamaların yanı sıra etkili kaynak yönetimi ve işbirliği mekanizmalarının kurulması önemlidir.

Formun Üstü

 

BELEDİYELERDE ÖRGÜTSEL VE YÖNETSEL SORUN ALANLARI: ÖRGÜTSEL AMAÇ, HEDEF, POLİTİKA VE STRATEJİLER

Örgütsel amaç, hedef, politika ve stratejilerin belirlenmesi, bir kurumun etkin bir şekilde yönetilebilmesi için kritik öneme sahiptir. Ancak, bu unsurların eksik veya belirsiz olması çeşitli sorunlara yol açabilir:

  1. Belirsiz Hizmet Hedefleri: Örgütün hizmet hedeflerinin belirlenmemesi, çalışanların ne yönde çaba göstermeleri gerektiğini bilmemelerine neden olabilir. Bu da etkili bir performansın elde edilmesini zorlaştırabilir.
  2. Performans Ölçütlerinin Belirlenmemesi: Hizmet performansının nasıl ölçüleceği konusunda belirsizlik, kurumun başarılarını değerlendirmeyi ve geliştirmeyi engelleyebilir. Performans ölçütlerinin belirlenmemesi, hedeflere ulaşma sürecinin izlenmesini zorlaştırır.
  3. Politika ve Strateji Eksikliği: Bilinçli ve yapılandırılmış politika ve strateji geliştirme çalışmalarının yetersiz olması, örgütün uzun vadeli hedeflere ulaşma konusundaki yönelimini belirlemede güçlük çekmesine neden olabilir. Bu durum, örgütün rekabet avantajını sürdürme ve değişen koşullara uyum sağlama yeteneğini zayıflatabilir.
  4. Mali Performansın Gelişmemiş Olması: Mali performans kavramının gelişmemiş olması, örgütün mali kaynakları etkili bir şekilde kullanma, bütçe oluşturma ve finansal sürdürülebilirlik sağlama konusunda sınırlılıklar yaşamasına neden olabilir.

Sorunlarla başa çıkabilmek için örgütler, net hizmet hedefleri belirlemeli, performans ölçütlerini açıkça tanımlamalı, bilinçli politika ve stratejiler geliştirmeli ve mali performanslarını etkili bir şekilde yönetmelidir. Ayrıca, bu unsurların oluşturulması sürecinde çalışanların katılımını ve sürekli bir iyileştirme kültürünü teşvik etmek de önemlidir.

 

İÇ ÖRGÜTLENME

İç örgütlenme konusundaki sorunlar, bir kurumun etkinliğini ve verimliliğini olumsuz etkileyebilir. Belediyelerin iç örgütlenme sistemlerinde sıklıkla görülen sorunlara aşağıda kısaca değinilmiştir:

  1. Benzer Hizmet Alanlarında Sorumluluk Paylaşımı: Birden çok birimin benzer hizmet alanlarında sorumluluk sahibi olması, koordinasyonu zorlaştırabilir ve kaynakların etkin kullanımını engelleyebilir.
  2. Rasyonel Dağılım Olmaması: Görev, yetki ve sorumlulukların birimler arasında rasyonel bir şekilde dağılmaması, etkili karar alma süreçlerini engelleyebilir ve işbirliğini zorlaştırabilir.
  3. Görevi Yerine Getirecek Birimin Eksikliği: Bazı durumlarda, belirli bir görevi yerine getirecek uygun bir birimin olmaması, hizmet eksikliğine neden olabilir.
  4. Yeni Hizmetlere Cevap Verilememesi: Örgütün, hızla değişen koşullara uyum sağlamak ve yeni hizmet türlerine cevap vermek konusundaki esnekliğinin eksik olması, rekabet avantajını kaybetmesine yol açabilir.
  5. Yetersiz Örgütlenme: Birimlerin, müdürlüklerin, daire başkanlıklarının ve şube müdürlüklerinin yetersiz, yanlış ve eksik örgütlenmesi, iş süreçlerinin etkin bir şekilde yürütülmesini engelleyebilir.
  6. Hizmet Kalitesinde Yetersizlik: Üretilen hizmetin miktar ve kalite açısından yetersiz olması, müşteri memnuniyetini olumsuz etkileyebilir.
  7. Belirsiz Yetki ve Görevler: Başkan yardımcıları ve diğer üst düzey yöneticiler arasında belirsizlikler ve yanlış görev paylaşımı, etkili liderlik ve yönetim eksikliği yaratabilir.
  8. Ağır İş Yükü ve Gerçek Görevlerin İhmal Edilmesi: Başkanların ağır günlük iş yükü altında gerçek görevlerini yerine getiremez duruma gelmeleri, stratejik yönetim faaliyetlerini aksatabilir.
  9. Yetki ve Görev Geçişmeleri, Boşlukları ve Tekrarları: Belirsiz yetki sınırları, görev boşlukları ve tekrarlar, etkili bir karar alma sürecini engelleyebilir ve içsel çatışmalara yol açabilir.
  10. Mamudizm ve Alzheimer Hastalığı: Parkinson Yasaları'na atıfta bulunan Mamudizm (işlerin zamanla karmaşıklaşması) ve Alzheimer hastalığı (bilgi kaybı ve hafıza kaybı gibi sorunlar) gibi etmenler, örgüt içindeki süreçleri ve performansı olumsuz etkileyebilir.

 

YÖNETİMİN YETKİNLİĞİ

Yönetimin yetkinliği, bir kurumun etkili ve verimli bir şekilde yönetilebilmesi için önemli bir etmendir. Çeşitli belediyelerde yürüttüğüm kurumsal gelişme araştırmaları sırasında yönetim yetkinliklerinin az gelişmişliğine ilişkin olarak yaptığım gözlemler aşağıda belirtilmiştir:

  1. Hizmet Bütünlüğü: Yönetim, kurumun hizmet bütünlüğünü sağlamak için gereken stratejileri geliştirmeli ve uygulamalıdır. Bu, farklı birimler arasındaki koordinasyonu ve işbirliğini içerir.
  2. Yetkilerin Merkezileşmesi ve Yetki Devri: Yetkilerin doğru bir şekilde merkezileştirilmesi veya devredilmesi, hızlı karar alma süreçlerini destekleyebilir. Bu, kurum içindeki esneklik ve hızı artırabilir.
  3. Eşgüdüm: Yönetim, farklı birimler arasında eşgüdümü sağlamalıdır. Bu, süreçlerin ve hizmetlerin uyumlu bir şekilde yürütülmesini ve kurumsal hedeflere odaklanmayı içerir.
  4. Kaynak Planlaması ve Yönetimi: Yönetim, kurumun mevcut kaynaklarını etkin bir şekilde planlamalı ve yönetmelidir. Bu, bütçe oluşturma, finansal sürdürülebilirlik ve stratejik yatırımları içerir.
  5. Çalışma Planlaması ve Programlaması: Yönetim, çalışanların iş yükünü etkili bir şekilde planlamalı ve programlamalıdır. Bu, iş süreçlerinin düzenli ve verimli bir şekilde yürütülmesine katkı sağlar.
  6. Görev Tanımı, Sınıflandırma, İş Yükü Analizi ve İnsan Kaynakları Yönetimi Teknikleri: Yönetim, kurum içindeki görevleri doğru bir şekilde tanımlamalı, sınıflandırmalı ve iş yükü analizi yapmalıdır. Ayrıca çağdaş insan kaynakları yönetimi tekniklerini kullanarak personel yönetimini geliştirmelidir.
  7. Teknik Süreçler: Yönetim, teknik süreçlerin etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamalıdır. Bu, üretim, hizmet sunumu ve diğer teknik faaliyetlerin etkili bir şekilde gerçekleştirilmesini içerir.
  8. Teknik Hizmetlerde Koruyucu Bakım Çalışmaları: Yönetim, teknik hizmetlerde koruyucu bakım çalışmalarını planlamalı ve uygulamalıdır. Bu, araç ve gereçlerin verimliliğini artırabilir ve arızaların önlenmesine katkı sağlar.
  9. Hizmette Standardizasyon: Yönetim, hizmetlerin standartlaştırılmasını sağlamalıdır. Bu, kaliteyi artırabilir, maliyetleri düşürebilir ve süreçlerin daha öngörülebilir hale gelmesine yardımcı olabilir.Formun Üstü

 

 

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İnsan kaynakları yönetimi, bir kurumun en değerli varlıkları olan çalışanları etkili bir şekilde yönetmeyi içerir. Bu bağlamda insan kaynakları yönetimine ilişkin kimi aksaklıklar aşağıda sıralanmıştır:

  1. Personelin Nitelikleri: İnsan kaynakları yönetimi, personelin niteliklerini doğru bir şekilde belirlemeli, uygun pozisyonlara yerleştirmeli ve yetenekleri ile uyumlu görevler vermeli. Bu, verimliliği artırabilir ve kurumsal hedeflere ulaşmada etkili olabilir.
  2. Hizmet İçi Eğitim: Çalışanlara sürekli eğitim imkânları sunarak, personelin bilgi ve becerilerini güncel tutmak ve geliştirmek önemlidir. Bu, çalışanların güdülenmeyi artırabilir ve iş performansını iyileştirebilir.
  3. Kalifiye Olmayan Personel Fazlalığı ve Hizmet Maliyeti: İnsan kaynakları yönetimi, kalifiye olmayan personel fazlalığına dikkat etmeli ve iş gücü planlaması yaparak maliyet etkinliğini artırmalıdır.
  4. İşçi Devir Hızı: Çalışanların sıkça değişim gösterdiği durumlar, işçi devir hızı olarak adlandırılır. İnsan kaynakları yönetimi, bu oranı düşük tutmaya çalışmalıdır, çünkü yüksek devir hızı hem maliyeti artırır hem de kurum içinde istikrarsızlık yaratabilir.
  5. Güdülenme / İş Yapma İstekliliği: İnsan kaynakları yönetimi, çalışanların güdülenmesini ve iş yapma istekliliğini artırmak için çeşitli güdülenme stratejileri uygulamalıdır. Bu, çalışanların işlerine daha bağlı olmalarını sağlar.
  6. Personele Tam Zamanlı Çalışabilecek İş Yükü: İnsan kaynakları yönetimi, çalışanlara adaletli ve sürdürülebilir bir iş yükü sağlamalıdır. Aşırı iş yükü, güdülenmeyi düşürebilir ve çalışanların verimliliğini azaltabilir.

Bu unsurların etkili bir şekilde yönetilmesi, kurumun çalışanlarını doğru şekilde değerlendirmesini, motive etmesini ve verimliliği artırmasını sağlayabilir.

Formun Üstü

 

BELEDİYE MUHASEBESİ: AKÇALI PLANLAMA VE YÖNETİM

  1. Hizmetin Birim ve Toplam Maliyeti: Belediyeler, sundukları hizmetlerin maliyetlerini belirlemek ve bütçe yönetimini etkili bir şekilde gerçekleştirmek zorundadır. Bu, hizmetin birim maliyetinin hesaplanması ve toplam maliyetin kontrol altında tutulması anlamına gelir. Bu süreç, belediyenin kaynaklarını verimli bir şekilde kullanmasını zorunlu kılar. Türkiye belediyeleri bu konuda yetersizlikler içindedir.

2.     Maliyetin Geri Dönüşü Kavramı ve Kurumsallaşması: Belediyeler, harcamalarının ve yatırımlarının geri dönüşünü değerlendirmelidir. Yatırımların maliyeti, sağlanan hizmetlerin kalitesi ve etkisiyle karşılaştırılmalıdır. Bu, belediyenin sürdürülebilirliği ve uzun vadeli mali sağlığı açısından önemlidir. Türkiye belediyeleri bu konuda da yetersizlikler içindedir. Yasal düzenlemeler yeterli değildir.

  1. Akçal Performans Kavramı: Akçal performans, belediyenin finansal performansının ölçülmesi ve değerlendirilmesi anlamına gelir. Bu kavram, belediyenin gelirlerini, harcamalarını ve genel mali durumunu anlamak için kullanılır. Performans ölçütleri belirlenerek, belediyenin hedeflere ne kadar yaklaştığı değerlendirilebilir.
  2. Mevcut Muhasebe Sisteminin Etkili Karar Alma Konusundaki Zorlukları: Mevcut muhasebe sistemi belediyenin genel yönetiminde etkili ve doğru karar almaya yardımcı olmamaktadır. Bu durum belediyenin etkili bir finansal yönetim sistemi yani yönetim muhasebesi sistemini kurma ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır. Daha etkili bir muhasebe sistemine geçiş veya mevcut sistemin revize edilmesi, finansal verilerin daha iyi analiz edilmesini ve karar alma süreçlerini geliştirmeyi sağlamalıdır.

 

SINIRLILIKLAR

Yukarıda belirtilen kurumsal, örgütsel ve yönetsel zayıflıkların giderilmesi belediye içinde gerçekleştirilecek reforma bağlıdır. Ancak bu reformun başarılmasının önünde önemli sınırlılıklar olduğu görülmüştür:

  1. Personele İlişkin Moral ve Güdülenme Sorunları: Belediyelerdeki personele ilişkin moral ve güdülenme sorunları, çalışanların işlerine duydukları memnuniyeti ve bağlılığı etkileyebilir. İş memnuniyetsizliği ve düşük güdülenme, hizmet kalitesini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, personel yönetimi, güdülenme artırıcı politikalar ve etkili iletişim stratejileri büyük önem taşır.
  2. Kentlerin Çok Yüksek Olan Büyüme Hızı: Hızlı kentleşme, altyapı, ulaşım, konut ve hizmet taleplerinde artışa neden olabilir. Belediyeler, bu hızlı büyümeyle başa çıkmak ve sürdürülebilir kalkınma sağlamak için etkili planlama, kaynak yönetimi ve altyapı geliştirme stratejileri geliştirmelidir.
  3. Yönetsel Teknolojinin Gelişmesinin Yaratacağı Olumlu Katkıların Bilincine Varılamamış Olması: Günümüzde teknolojinin belediye yönetimindeki potansiyeli büyük. Ancak, bu potansiyeli tam anlamıyla kullanmak için yöneticilerin ve personelin teknolojik gelişmelerin faydalarını anlaması ve bu teknolojileri etkili bir şekilde bütünleştirilmeleri gerekmektedir.
  4. Belediye Mevzuatındaki Yetersizlik, Boşluk, Muğlaklık, Çelişki ve Karmaşaların Varlığı: Mevzuatın eksiklikleri veya belirsizlikleri, belediye yönetimini zorlaştırabilir. Yetersiz veya çelişkili mevzuat, etkili karar alma ve uygulama süreçlerini engelleyebilir. Bu durum, mevzuatın güncellenmesi ve netleştirilmesi ihtiyacını ortaya koyar.
  5. Merkezi Hükümetin Ekonomik İstikrar Nedeniyle Aldığı Yeni Önlemlerin Olumsuz Etkileri: Merkezi hükümetin ekonomik politikaları ve aldığı önlemler, belediyelerin bütçe ve finansal durumunu etkileyebilir. Olumsuz etkiler, belediyelerin hizmet sunum kapasitesini ve projelerini sınırlayabilir. Bu durum, yerel yönetimlerin merkezi hükümetle işbirliği yapma ve ekonomik değişikliklere hızla uyum sağlama ihtiyacını vurgular.

Sınırlılıkların aşılabilmesi için etkili liderlik, stratejik planlama, eğitim ve işbirliği önemli faktörlerdir. Belediyeler, bu zorluklarla baş etmek için yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde işbirliği yaparak sürdürülebilir ve etkili yönetim modellerini geliştirmeye odaklanabilirler.

 

KURUMSAL GELİŞMENİN DARBOĞAZLARI

Darboğazlar, bir örgütün etkinliğini ve verimliliğini engelleyen veya sınırlayan zorlukları ifade eder. Belediyeler bu bağlamda pek çok darboğazla karşı karşıyadır:

  1. Örgüt Yapısı: Örgüt yapısı, belirli görevlerin, sorumlulukların ve yetkilerin nasıl dağıldığını belirler. Eğer örgüt yapısı etkin değilse, iletişim zorluğu, karar alma süreçlerinde aksaklık ve işbirliği eksikliği gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
  2. Yönetim Sistemleri: Örgütün yönetim sistemleri, iç süreçlerin, bilgi akışının ve karar alma mekanizmalarının nasıl düzenlendiğini belirler. Eğer bu sistemler etkili değilse, kararlar zamanında alınamaz, bilgi eksikliği yaşanır ve stratejik hedeflere ulaşma konusunda zorluklar yaşanabilir.
  3. Personel Kalitesi: Örgütteki personelin nitelikleri, deneyimleri ve eğitim düzeyi, genel performansı doğrudan etkiler. Eğer personel kalitesi düşükse, işlerin düzgün yürütülmesi ve örgüt hedeflerine ulaşma konusunda zorluklar ortaya çıkabilir.
  4. Finansal Kaynaklar: Örgütün sahip olduğu finansal kaynaklar, projelerin finansmanı, personel maaşları, teknolojik yatırımlar ve diğer operasyonel ihtiyaçları karşılamak için kullanılır. Eğer yetersiz veya etkili bir şekilde yönetilemiyorsa, örgüt sürdürülebilirliğini sürdürmekte zorlanabilir.

Darboğazlar, örgütün kendi iç dinamiklerinden kaynaklanabileceği gibi dış etkenlerden de kaynaklanabilir. İyi bir örgüt yönetimi, bu darboğazları tanımlayarak ve çözerek örgütün sağlıklı bir şekilde büyümesini sağlamalıdır.

 

DARBOĞAZLARIN OLASI SONUÇLARI

Belediyelerin içinde bulunduğu darboğazların ortadan kaldırılmamasının olası sonuçları aşağıda belirtilmiştir.

  1. Sermaye Yatırımlarının Etkisizliği: Darboğazlar, sermaye yatırımlarının etkisizliğine neden olabilir. Eğer örgüt yapısı, yönetim sistemleri veya finansal kaynak yönetimi gibi etmenler yatırımların etkili bir şekilde kullanılmasını engelliyorsa, projelerin başarısız olması ve beklenen getirinin elde edilememesi söz konusu olabilir.
  2. Hizmet Kalitesindeki Düşüklüğün Devamı: Örgüt içindeki sorunlar, hizmet kalitesinde düşüklüğe neden olabilir. Eğer örgüt yapısı, personel kalitesi veya yönetim sistemleri eksik veya etkisizse, bu durum hizmet kalitesinin sürdürülebilir bir şekilde düşük kalmasına yol açabilir.
  3. Pahalı Hizmet Üretimi: Darboğazlar, finansal kaynakların etkili bir şekilde yönetilememesi veya personel kalitesinin düşüklüğü gibi nedenlerle hizmet üretim maliyetlerini artırabilir. Bu durum, örgütün pahalı bir şekilde hizmet üretmesine ve rekabet avantajını kaybetmesine yol açabilir.
  4. Ekonomik: Darboğazlar, örgütün kaynak kullanımında hedeflere ulaşamamasına neden olabilir. Etkili bir şekilde yönetilmeyen finansal kaynaklar, ekonomik sürdürülebilirlik açısından risk oluşturabilir.
  5. Yönetimsel: Darboğazlar, hizmet üretiminde yetersizlik ve düşük düzeyin devam etmesine yol açabilir. Bu durum, yönetimde etkili olamama, planlama eksikliği ve operasyonel sorunlara sebep olabilir.
  6. Kent Yönetimi ve Planlaması: Darboğazlar, kentsel büyümenin denetim altına alınamamasına sebep olabilir. Eğer örgüt, kent yönetimi ve planlamasında sorunlar yaşarsa, kentsel alanlarda altyapı eksiklikleri, plansız büyüme ve çevresel sorunlar ortaya çıkabilir.
  7. Çevre: Darboğazlar, kentsel çevre kalitesinin bozulmasına neden olabilir. Eğer örgüt, çevre yönetimi konusunda etkili önlemler almazsa, hava ve su kirliliği gibi çevresel sorunlar artabilir.
  8. Küresel Isınma, İklim Değişikliği ve Kentsel Direncin Azalması: Darboğazlar, küresel ısınma, iklim değişikliği ve kentsel direncin azalmasına katkıda bulunabilir. Eğer örgüt, sürdürülebilirlik önlemlerini uygulamazsa, çevresel değişikliklere adapte olma konusunda zorluklar yaşanabilir.

Darboğazlar, örgütün genel performansını, müşteri memnuniyetini ve sürdürülebilirliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Belediye yönetimi, olası etkileri önceden tanımlayarak ve darboğazları ortadan kaldırarak daha etkili stratejiler geliştirmelidir. Olası sonuçlar, örgütün genel başarısını, çevresel sürdürülebilirliği ve toplumsal etkisini etkilemektedir. Bu nedenle, örgüt yönetimi bu potansiyel sonuçları öngörerek ve darboğazları ortadan kaldırarak daha etkili stratejiler geliştirmelidir.

DEĞERLENDİRME, SONUÇLAR VE YENİ ARAŞTIRMA ÖNERİLERİ

Bu makale, belediyelerdeki kurumsal ve örgütsel zayıflıkların kentlerin dirençliliği üzerindeki etkilerini inceleyerek önemli bir konuyu ele almaktadır. Yapılan analizler ve tartışmalar, belediyelerin güçlü ve etkili bir örgüt yapısının, kentlerin çeşitli tehditlere, özellikle de iklim değişikliği, doğal afetler ve su krizleri gibi kentsel zorluklara karşı direnç gösterme kapasitesine önemli bir etkisi olduğunu göstermektedir.

Bu makale, belediyelerin sürdürülebilir kalkınma ve kentsel dirençlilik açısından kritik bir rol oynadığını vurgulamaktadır. Kurumsal ve örgütsel zayıflıkların, belediyelerin bu rollerini etkilediğini göstererek, gelecekteki kentsel zorluklara etkili bir şekilde karşı koyabilmek için bu zayıflıkların giderilmesinin önemine dikkat çekmektedir.

Varılan en önemli sonuç ise belediyelerin kurumsal, örgütsel, yönetsel ve kaynak planlamasına ilişkin yetersizlikleri giderilmedikçe kentlerin doğal ve iklimsel afetlere karşı dirençli olabilmelerinin olanaksız olduğudur. Bana göre, kentsel direncin artırılması ancak iyi işleyen bir belediye örgütü ve yönetimi ile sağlanabilir.

Bu makale, gelecekteki araştırmalara yönelik birkaç öneri sunmaktadır:

  1. Belediye İşbirliği ve Koordinasyonu: Gelecekteki araştırmalar, belediyeler arası işbirliği ve koordinasyonun, kentsel dirençlilik açısından ne kadar etkili olduğunu daha detaylı bir şekilde incelemelidir. Bu bağlamda, başarılı işbirliği modelleri ve en iyi uygulama örnekleri üzerine vaka çalışmaları yapılabilir.
  2. Teknolojik İnovasyon ve Eğitim: Belediyelerin teknolojik yeniliklere ne kadar adapte olduğu ve personelinin eğitim düzeyinin direnç kapasitesine nasıl etki ettiği üzerine odaklanan araştırmalar, kentlerin gelecekteki değişimlere daha etkili bir şekilde hazırlanmasına katkı sağlayabilir.
  3. Çözüm Stratejileri ve Politika Geliştirme: Kurumsal ve örgütsel zayıflıkları azaltmaya yönelik etkili çözüm stratejileri ve politika önerilerini içeren araştırmalar, belediyelerin bu zorluklarla başa çıkma konusundaki yol haritasını belirlemede yardımcı olabilir.

Bu önerilerle, belediyelerin dirençliliklerini artırmak ve kentsel alanları gelecekteki zorluklara karşı hazırlamak amacıyla daha fazla bilgi ve kılavuz sağlanması hedeflenmektedir.


 

Kaynakça Formun Üstü

 

Yaşamış, F.D. (1970). Konutların Yenilenmesi ve Şehir Ekonomisi: Ankara'da Yıkılıp Yapılan Konutlar Üzerine Bir İnceleme. 1970. Türk İdare Dergisi. Ankara. 326: 110-123.

Yaşamış, F.D. (1978). Structural Problems of Turkish Local Government System. İçişleri Bakanlığı. Ankara.

Yaşamış, F.D. (1988a). Belediyelerde Reorganizasyon ve Örgütsel Gelişme: Çukurova Projesi Deneyimleri Işığında. 1988. Türk İdare Dergisi. Ankara. 378: 435-454.

Yaşamış, F.D. (1988b). Çevre ve Endüstri İlişkilerinde Yeni Bir Dönemeç Taşı: ISO 14000.) Çevre ve İnsan. Ankara. 38: 36–417.

Yaşamış, F.D. (1988c). Uluslararası Çevre Yönetimi Ölçünü: ISO 14000. Türk İdare Dergisi. Ankara. 419: 7-34.

Yaşamış, F.D. (1989a). OECD. Group on Urban Affairs. Project Group on Urban Infrastructure Policies. UP/UI Case Study Olay no 9: Urban Infrastructure Provision in Ankara.  Paris.  (Ankara’da Kentsel ve Doğrusal Kamu Hizmetlerinin Sunumu)

Yaşamış, F.D. (1989b). OECD. Group on Urban Affairs. Project Group on Urban Infrastructure Policies. UP/UI Case Study no 8: Urban Linear Infrastructures of Barcelona, Spain. Paris. (Barcelona’da Kentsel ve Doğrusal Kamu Hizmetlerinin Sunumu)

Yaşamış, F.D. (1990). Hava Kirliliğine İlişkin Bir Değerlendirme. Çevre ve İnsan Dergisi. Ankara. 12: 65-70.

Yaşamış, F.D. (1991) Hızlı Kentleşmenin Sonuçları ve Belediyelerin Kurumsal, Örgütsel ve Yönetsel Olanakları. Amme İdaresi Dergisi. Ankara. 24(3): 163-188.

Yaşamış, F.D. (1992a) Kentsel Planlamada Yeni Bir Kavram: Serpme Evler Kuramı. Çağdaş Yerel Yönetim Dergisi. Ankara. 1(3): 63-66.

Yaşamış, F.D. (1992b) Yerel Düzeyde Çevre Yönetimi ve Planlamasının İlke ve Yöntemleri. Amme İdaresi Dergisi. Ankara. 25(1): 135-156.

Yaşamış, F.D. (1992c). Belediyelerin Temel Gereksinimi: Örgütsel ve Yönetsel Yeniden Yapılanma. Çağdaş Yerel Yönetim Dergisi. 1(5): 17-35. *

Yaşamış, F.D. (1992d). Evaluation of the Urban Dynamics Model and Land Pricing and Urban Land Allocation Model: Application of Multi-Attribute Utility Measurement. Türk İdare Dergisi. Ankara. 394: 173-189. (Kent Dinamikleri Modelinin Değerlendirilmesi ve Arazi Fiyatları ve Kentsel Alanları Özgülenmesi Modeli: Çok Etmenli Yararlılık Ölçümü Tekniği)

Yaşamış, F.D. (1993a). 21. Yüzyıla Girerken Belediyelerimiz Çalıştayı. Türk Belediyecilik Derneği & Konrad Adenauer Foundation. Ankara. 28-35 ve 48-49. Sunulan bildiri: 21. Yüzyılda Türkiye’de Kent Yönetimi: Belediyeler 21. Yüzyıla girmeli mi? Yayın: Ayni isimle. Ankara.

Yaşamış, F.D. (1993b). Belediye Reformu. Çağdaş Yerel Yönetim Dergisi. Ankara. 2(2): 11-24.

Yaşamış, F.D. (1993c). Yerel ve Bölgesel Çevre Araştırmaları İçin Bir Yaklaşım.  Çağdaş Yerel Yönetim Dergisi. Ankara. 2(5): 27–35

Yaşamış, F.D. (1993d). Yerel Yönetimler ve GAP Sempozyumu. 1993. GAP Belediyeler Birliği ve GAP İdaresi. 21-22 Mayıs 1993. Şanlıurfa. Sunulan bildiri: Belediyelerde Yeni Yasal Düzenlemeler. Yayın: Yerel Yönetimler ve GAP. Diyarbakır. 61-68.

Yaşamış, F.D. (1995). Ulusal ve Yerel Çevre Örgütleri İçin Etkenlik Ölçütleri. Yeni Türkiye Dergisi. Ankara. 5: 228–255.

Yaşamış, F.D. (1996a). Belediye Yönetimi. Ankara. 

Yaşamış, F.D. (1996b). Legal Control and Auditing of Local Authorities’ Action in Turkey. Turkish Public Administration Annual. 22-23:  71-94. (Türkiye’de Yerel Yönetimlerin Eylem ve İşlemlerinin Hukuksal Denetimi)

Yaşamış, F.D. (1997a). Urban Linear Infrastructure Provision in Ankara: Water, Sewerage and Underground Transport. Türk İdare Dergisi. Ankara. 414: 49-101. (Ankara’da Kentsel ve Doğrusal Kamu Hizmetlerinin Sunumu: İçmesuyu, Kanalizasyon ve Yer altı Ulaşımı)

Yaşamış, F.D. (1997b). Urban Linear Infrastructures: Barcelona. Türk İdare Dergisi. 416: 65-116. (Barcelona’da Kentsel ve Doğrusal Kamu Hizmetlerinin Sunumu)

Yaşamış, F.D. (1997c).Çevresel Etki Değerlendirmesi.  Ankara. 

Yaşamış, F.D. (1999). Supervision and Auditing Local Authorities’ Action. European Council. Local and Regional Authorities in Europe. (CDLR) Committee Report. Report no: 66. With the cooperation of Prof. Juan Santamaria Pastor & Prof. Jean-Claude Nemery. ISBN 92-871-3380-3. Page: 129-146. (Yerel Yönetimlerin Denetlenmesi)

Yaşamış, F.D. (2000a). European Sociological Association. Environmental Discourses, Policies and Perceptions in Northern and Southern Europe. Bosporus University, İstanbul, 20-24 Eylül 2000. Sunulan Bildiri: Effectiveness Criteria for Environmental Management. (Çevre Yönetimi Etkenlik Ölçütleri)

Yaşamış, F.D. (2000b). Türkiye’nin Avrupa Birliği ile Çevresel Bütünleşmesi. Yeni Türkiye Dergisi. Ankara. 36: 1032–1056.

Yaşamış, F.D. (2001a) Yıldız Teknik Üniversitesi. Symposium on Economic and Ecological Perspectives: Land Planning Strategies in the EU. 10-11 Kasım 2001. İstanbul. Sunulan bildiri: Strategic Planning Policies of EU and Turkey in the 21st Century. (21 inci Yüzyılda Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de Stratejik Planlama Politikaları)

Yaşamış, F.D. (2001b). European Sociological Association. Visions and Divisions. The 5th Congress. 28 Ağustos – 1 Eylül 2001. Helsinki, Finlandiya. Sunulan Bildiri. World Environmental Organization: A Desperate Need. (Dünya Çevre Örgütü: Küresel Çevre Sorunları İçin Kaçınılamaz Bir Gereksinim)

Yaşamış, F.D. (2001c). Türkiye’de Devletin ve Demokrasinin Yeniden Yapılandırılması. İstanbul. 

Yaşamış, F.D. (2002). Symposium on European Landscape Convention and Turkey. Yıldız Teknik Üniversitesi & İstanbul Goethe Enstitüsü.  20-21 Ekim 2002. Sunulan bildiri: “Environmental Planning and Management Based on Ecological Basin Planning within the Framework of European Landscape Convention”. (Avrupa Peyzaj Sözleşmesi Çerçevesinde Ekolojik Havza Planlaması Anlayışına Dayalı Cevre Planlaması ve Yönetimi)

Yaşamış, F.D. (2003a). Çevresel Etki Değerlendirmesi.  ÇEKÜL Vakfı. 

Yaşamış, F.D. (2003b). State Reform in Turkey: Reasons, Needs and Strategies. Australian Journal of Public Administration. Administration. 62(4) 93-107. (Türkiye’de Devlet Reformu: Nedenler, Gereksinimler ve Stratejiler)

Yaşamış, F.D. (2004). European Sociological Association. Environmental Sociology Network. 9-10 Eylül 2004. Gorizia, Italy. Sunulan Bildiri: Assessing the Performance Levels of National and Local Environmental Organizations: Is Development of a Universal Checklist Possible. (Ulusal ve Yerel Çevre Örgütlerinin Performans Düzeylerinin Ölçülmesi: Evrensel Bir Değerlendirme Çizelgesi Olanaklı mı?)

Yaşamış, F.D. (2005). World Environment Organization: A Desperate Need for Global Environmental Management. Digesta Turcica. Türkiye Barolar Birliği Dergisi. Ankara. 1: 237-250.  (Dünya Çevre Örgütü: Küresel Çevre Sorunlarının Yönetilmesi İçin Kaçınılamaz Gereksinim)

Yaşamış, F.D. (2006). Assessing the Institutional Effectiveness of State Environmental Agencies. Environmental Management. 38(5). 823-836. (DOI 10.1007/s00267-004-2330-9) (Kamusal Çevre Örgütlerinin Kurumsal Etkenlik Düzeylerinin Değerlendirilmesi)

Yaşamış, F.D. (2007). Assessment of Compliance Performance of Environmental Regulations of Industries in Tuzla (Istanbul, Turkey). Environmental Management. 39(4). 575-586. (DOI 10.1007/s00267-003-0129-8) (Tuzla’da Endüstrinin Çevresel Yükümlülüklere Uyma Düzeyi)

Yaşamış, F.D. (2008). Belediyelerde Kurumsal Gelişme ve Yeniden Örgütlenme. (Institutional Problems in Municipalities and Municipal Reorganization) Dr. F. N. GENÇ, Dr. A. YILMAZ ve Dr. H. ÖZGÜR tarafından editörlüğü yapılan Değişen Kentler Değişen Yerel Yönetimler (Changing Cities and Changing Local Governments) adlı kitapta. Ankara

Yaşamış, F.D. (2010). Türkiye’de Çevre Yönetimi. Deren Yayın Evi. İstanbul. 

Yaşamış, F.D. (2013). Yıldız Teknik Üniversitesi ve Siegen Üniversitesi. Goethe Institute. Uluslararası Konferans. Global Climate Change. 6-7 Kasım 2013. İstanbul. Sunulan Bildiri: A New Concept and Concern for National and Global Security: Environment and Ecology. (Ulusal ve Küresel Güvenlik Alanında Yeni Bir Kavram ve Endişe: Çevre ve Ekoloji) December 2003. 62(4) 93-107. (Türkiye’de Devlet Reformu: Nedenler, Gereksinimler ve Stratejiler)

Yaşamış, F.D. (2022). Belediyelerde Yolsuzluk: Nedenler ve Yöntemler. (Corruption in Municipalities:  Reasons and Methods). Şahin Karabulut tarafından editörlüğü yapılan “Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Konuları” (Political Sciences and Public Administration Topics) adlı kitapta.  Ekin Basın ve Yayın. E-ISBN: 978-625-8235-90-6. Bursa.

Hiç yorum yok: