BELEDİYELERDE
KURUMSAL VE ÖRGÜTSEL ZAYIFLIKLAR VE KENTLERİN DİRENÇLİLİĞİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Prof.
Dr. Firuz Demir Yaşamış
ORCID:
0000-0002-8756-1366
E-Posta:
firuzyasamis@maltepe.edu.tr; fyasamis@gmail.com
Maltepe
Üniversitesi, İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi, Siyaset Bilimi ve
Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye
ÖZET
Bu makale, belediyelerdeki kurumsal ve örgütsel
zayıflıkların, kentlerin iklim değişikliği gibi çeşitli tehditlere karşı
dirençliliği üzerindeki etkilerini incelemektedir. Belediyeler, kent yönetimi
ve hizmet sunumu açısından kritik bir rol oynamaktadır. Ancak, birçok
belediyenin karşılaştığı kurumsal ve örgütsel zayıflıklar, kentlerin
dayanıklılığını ve sürdürülebilirliğini olumsuz yönde etkileyebilir. Makale,
öncelikle belediyelerde yaygın olarak gözlemlenen kurumsal ve örgütsel
zayıflıkları tanımlayacak ve bu zayıflıkların kökenlerini analiz edecektir.
Personel yönetimi, bütçe planlaması, karar alma süreçleri gibi temel alanlardaki
eksikliklerin yanı sıra, belediyeler arası koordinasyon ve işbirliği
eksiklikleri de ele alınacaktır. Ardından, bu zayıflıkların kent dirençliliği
üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde incelenecektir. İklim değişikliği,
doğal afetler, su krizleri gibi kentsel zorluklarla başa çıkabilme kapasitesi,
belediyelerin güçlü ve etkili bir örgüt yapısı ile doğrudan ilişkilidir. Bu
bağlamda, belediyelerin sahip oldukları kurumsal ve örgütsel zayıflıkların,
kentlerin bu zorluklara uyum sağlama ve direnç gösterme becerisini nasıl
kısıtladığı anlatılacaktır. Son olarak, makale, bu sorunlara karşı çözüm
önerileri sunacak ve belediyelerin kurumsal kapasitelerini güçlendirerek kent
dirençliliğini artırma yollarını tartışacaktır. Bu bağlamda en etkili yöntem
sürece yönelik kurumsal gelişme (yeniden örgütlenme ve yönetim beceri ve
yetkinliklerinin geliştirilmesi) teknik, yöntem ve modellerinin uygulama
alanına konulması olacaktır. Bir başka önemli araç ise belediyelerde oldukça yaygınlaşmış
olan yolsuzlukların yasal ve yönetsel önlemlerle önüne geçilmesi olmalıdır.
Bunların dışında eğitim, teknolojik yenilikler, etkili liderlik gibi
faktörlerin kullanılması, belediyelerin karşılaştığı zorlukların üstesinden
gelmelerine yardımcı olabilir ve kentlerin gelecekteki belirsizliklere daha
hazırlıklı olmalarına katkıda bulunabilir. Bu makale, belediyelerin güçlü,
etkili ve dirençli örgütler olmalarının, kentlerin sürdürülebilirlik ve direnç
kapasitelerini artırma noktasında kritik öneme sahip olduğunu vurgulayarak,
kentsel planlamacılara, yerel yönetimlere ve politika yapıcılara değerli
perspektifler sunmayı amaçlamaktadır.
Anahtar
kelimeler: Belediyelerde kurumsal zayıflıklar, kent dirençliliği, iklim
değişikliği, doğal afetler.
ABSTRACT
This article
examines the effects of institutional and organizational weaknesses in
municipalities on the resilience of cities to various threats such as climate
change. Municipalities play a critical role in urban management and service
delivery. However, the institutional and organizational weaknesses faced by
many municipalities can negatively affect the resilience and sustainability of
cities. The article will first identify the institutional and organizational
weaknesses commonly observed in municipalities and analyze the origins of these
weaknesses. In addition to deficiencies in basic areas such as personnel
management, budget planning and decision-making processes, deficiencies in
coordination and cooperation between municipalities will also be addressed.
Then, the effects of these weaknesses on city resilience will be examined in
detail. The capacity to cope with urban challenges such as climate change,
natural disasters and water crises is directly related to a strong and
effective organizational structure of municipalities. In this context, it will
be explained how the institutional and organizational weaknesses of
municipalities limit the ability of cities to adapt and resist these
challenges. Finally, the article will offer solutions to these problems and
discuss ways to increase urban resilience by strengthening the institutional
capacities of municipalities. In this context, the most effective method will
be to put into practice of process-oriented institutional development
(reorganization and development of management skills and competencies)
techniques, methods and models. Another important tool should be to prevent
corruption, which has become widespread in municipalities, with legal and
administrative measures. Apart from these, the use of factors such as
education, technological innovations and effective leadership can help
municipalities to overcome the challenges they face and contribute to cities
being better prepared for future uncertainties. This article aims to provide
valuable perspectives to urban planners, local governments and policy makers by
emphasizing that municipalities being strong, effective and resilient
organizations is of critical importa*nce in increasing the sustainability and
resilience capacities of cities.
Key words: Institutional weaknesses in municipalities,
urban resilience, climate change, natural disasters.
GİRİŞ
Belediyelerin kurumsal ve örgütsel zayıflıkları, yerel
yönetimlerin etkinliğini ve performansını olumsuz yönde etkileyebilir.
Belediyeler, kentsel dirençliliği artırmak için güçlü bir kurumsal altyapıya,
etkili yönetişime, toplumsal katılıma ve uzun vadeli stratejik planlamaya
ihtiyaç duyar. Bu nedenle, kurumsal ve örgütsel zayıflıkların belirlenmesi ve
düzeltilmesi, kentsel dirençliliği artırmak adına önemli bir adımdır. Belediyeler,
yerel toplulukların temel hizmetleri sağlayan ve sürdüren önemli kurumlardır.
Ancak, kurumsal ve örgütsel zayıflıklar, belediyelerin dirençli kentler inşa
etme çabalarını olumsuz etkileyebilir. Bu zayıflıkların bir araya gelmesi veya
birbirleriyle etkileşime girmesi, dirençli kent gelişimi için gereken stratejik
planlama, dayanıklılık ve adaptasyon kapasitesini azaltabilir. Bu nedenle,
belediyelerin bu zayıflıkları belirlemeleri ve gidermeye yönelik çabalar
harcamaları önemlidir. Ayrıca, bu zayıflıkların dirençli kent gelişimi üzerinde
de olumsuz etkileri olabilir.
- İyi
Yönetişim Eksikliği: Belediyelerde kurumsal ve
örgütsel zayıflıkların başında iyi yönetişim eksikliği gelir. Şeffaf,
hesap verebilir, katılımcı ve etkili bir yönetişim olmadığında, yerel
halkın beklentilerine uygun hizmetler sunmak zorlaşır.
- Yetersiz
Kaynak Yönetimi: Belediyelerin bütçe yönetimi, kaynak
tahsisi ve kullanımı konusunda yaşanan sorunlar, projelerin ve hizmetlerin
sürdürülebilirliğini etkileyebilir. Bu durum dirençli kent gelişimi için
önemli bir engel oluşturabilir.
- Eğitim
ve Kapasite Eksikliği: Belediye personelinin yeterli
eğitim ve kapasiteye sahip olmaması, modern yönetim yöntemlerini
benimsemekte zorlanmalarına neden olabilir. Bu durum, kriz anlarında
etkili bir şekilde mücadele edememeye ve dirençli kent gelişimine katkı
sağlamamaya yol açabilir.
- Partizanlık
ve Nepotizm: Belediyelerde siyasi etkileşimlerin
ve nepotizmin (akrabalık ilişkilerine dayalı atamaların) hâkim olması,
liyakate dayalı bir yönetim yerine siyasi sadakate dayalı bir yönetimi
teşvik edebilir. Bu durum, etkili hizmet sunumunu ve dirençli kent
gelişimini engelleyebilir.
- Toplumsal
Katılım Eksikliği: Belediyelerin, yerel halkın
katılımını teşvik etmekte başarısız olmaları, yerel ihtiyaçların doğru bir
şekilde anlaşılmamasına ve yerel topluluğun dirençli kent gelişimine aktif
katılımının önünde engeller oluşturabilir.
- Çevresel
ve Sosyal Etki Analizi Eksikliği: Belediyelerin,
planlama ve projelendirme süreçlerinde çevresel ve sosyal etki analizi
yapmamaları, kentsel gelişimde sürdürülebilirliği ve dirençliliği
zayıflatabilir.
- Altyapı
Yetersizliği: Belediyelerin altyapı yatırımları
konusunda yetersiz kalması, doğal afetlere, iklim değişikliklerine veya
diğer acil durumlara karşı direnci azaltabilir.
- Kötü
iletişim ve koordinasyon: Belediye birimleri ve çalışanları arasında etkili iletişim ve
koordinasyon eksikliği, kriz durumlarında müdahaleyi zorlaştırabilir.
- Yetersizlik
veya eksiklik: Belediyelerin,
altyapı, afet yönetimi ve sosyal hizmetler gibi kritik alanlarda yeterli
kapasite veya kaynaklara sahip olmaması, direnci azaltabilir.
- Yozlaşmış
veya etkisiz yönetim: Yozlaşmış
veya etkisiz yönetim, halkın güvenini sarsabilir ve belediyelerin
kaynaklarını etkili bir şekilde kullanma yeteneğini zayıflatabilir.
- Afetlere
hazırlık ve müdahale: Belediyelerin afetlere hazırlıklı olması ve kriz durumlarında etkili
bir şekilde müdahale etmesi önemlidir. Kurumsal ve örgütsel zayıflıklar,
bu kapasiteyi azaltabilir ve afetlerin etkilerini daha da
kötüleştirebilir.
- Sosyal
ve ekonomik eşitsizlik: Belediyeler, sosyal ve ekonomik eşitsizliği azaltmak için önemli bir
rol oynayabilir. Kurumsal ve örgütsel zayıflıklar, bu çabaları
engelleyebilir ve toplulukların daha savunmasız hale gelmesine neden
olabilir.
- Sürdürülebilirlik: Belediyeler, sürdürülebilir topluluklar inşa
etmek için önemli bir rol oynayabilir. Kurumsal ve örgütsel zayıflıklar,
bu çabaları engelleyebilir ve iklim değişikliği ve diğer çevresel
zorlukların etkilerini daha da kötüleştirebilir.
- Sosyal ve ekonomik
eşitsizliği artırabilir: Belediyeler, sosyal
ve ekonomik eşitsizliği azaltmak için önemli bir rol oynayabilir. Kurumsal
ve örgütsel zayıflıklar, bu çabaları engelleyebilir ve toplulukların daha
savunmasız hale gelmesine neden olabilir. Örneğin, bir belediyenin sosyal
hizmetler programı yetersizse, afet veya diğer zorluklar karşısında
savunmasız topluluklar daha fazla zarar görebilir.
ETKİLEME
YOLLARI
Belediyelerdeki kurumsal ve örgütsel zayıflıkların,
kentsel dirençliliği olumsuz etkileme potansiyeli vardır. Kentsel dirençlilik,
bir şehir veya bölgenin, doğal afetler, iklim değişikliği, ekonomik krizler
gibi stres ve şoklara karşı dayanıklı olma yeteneğini ifade eder. Belediyelerdeki
kurumsal ve örgütsel zayıflıkların kentsel dirençliliği nasıl
etkileyebileceğiyle ilgili bazı önemli etmenler aşağıda yer almaktadır:
- Hızlı
Karar Alma ve Uygulama Yeteneği: Belediyelerdeki
bürokratik engeller, karar alma süreçlerinin yavaşlamasına neden olabilir.
Acil durumlarda hızlı kararlar almak ve uygulamak, kentsel dirençlilik
için kritiktir. Kurumsal zayıflıklar bu süreçleri geciktirebilir.
- Toplumsal
Katılım ve Bilinç Düzeyi: Kentsel
dirençlilik, yerel toplulukların bilinç düzeyine ve bu süreçlere
katılımına dayanır. Belediyelerin katılımcı yönetişim ve toplumsal katılım
konularında zayıf olmaları, yerel halkın dirençlilik konusundaki bilinç
düzeyini düşürebilir.
- Sürdürülebilir
Altyapı Yatırımları: Belediyelerin uzun vadeli
sürdürülebilirlik stratejileri ve altyapı yatırımları, kentsel
dirençliliği artırabilir. Ancak kaynak yönetimi eksikliği veya etkili
planlama yapamama gibi zayıflıklar, bu tür yatırımları sınırlayabilir.
- Kriz
Yönetimi Yetenekleri: Belediyelerin kriz durumlarına
müdahale yetenekleri, kentsel dirençliliğin belirlenmesinde kritik bir rol
oynar. Eğitim eksikliği, kriz iletişimi sorunları ve etkili koordinasyonun
sağlanamaması gibi zayıflıklar, kriz anlarında etkili müdahaleyi engelleyebilir.
- İklim
Değişikliği Adaptasyonu: Belediyelerin iklim
değişikliği ile başa çıkma ve adaptasyon stratejileri geliştirmesi,
kentsel dirençliliği artırabilir. Ancak bu konuda kapasite eksikliği veya
uzmanlık yetersizliği, etkili stratejilerin oluşturulmasını
zorlaştırabilir.
- Çevresel
ve Sosyal Etki Analizi: Belediyelerin
planlama süreçlerinde çevresel ve sosyal etki analizleri yapmaması,
kentsel gelişimin sürdürülebilirliğini ve dirençliliğini zayıflatabilir.
İYİLEŞTİRME
YÖNTEMLERİ
Kurumsal ve örgütsel zayıflıkları ele almak, kentsel
direnci güçlendirmek için kritik öneme sahiptir. Belediyeler, bu önlemleri
alarak dirençli kentler inşa etme çabalarını güçlendirebilir ve toplulukların
daha güvenli, daha adil ve daha sürdürülebilir olmasına yardımcı olabilir. Bu,
aşağıdakiler de dâhil olmak üzere bir dizi önlemi içerebilir:
- İletişim ve
koordinasyonu iyileştirme: Belediyeler, birimleri
ve çalışanları arasında etkili iletişim ve koordinasyonu sağlamak için
adımlar atmalıdır. Bu, kriz durumlarında daha hızlı ve etkili bir şekilde
müdahale etmelerine yardımcı olacaktır.
- Yeterli kapasite ve
kaynakları sağlamak: Belediyeler, altyapı,
afet yönetimi ve sosyal hizmetler gibi kritik alanlarda yeterli kapasite
ve kaynaklara sahip olmalıdır. Bu, afetlere hazırlıklı olmalarını ve kriz
durumlarında etkili bir şekilde müdahale etmelerini sağlayacaktır.
- Yozlaşmayı ve
etkisiz yönetimi önlemek: Belediyeler,
yolsuzluğa ve etkisiz yönetime karşı etkili önlemler almalıdır. Bu, halkın
güvenini artıracak ve belediyelerin kaynaklarını daha verimli
kullanmalarına yardımcı olacaktır.
OLUMSUZ
ETKİLERİ GÖSTEREN SOMUT ÖRNEKLER
Aşağıdaki örnekler belediyelerdeki kurumsal ve
örgütsel zayıflıkların kentsel dirençlilik üzerindeki olumsuz etkilerini göstermektedir.
Bu nedenle, yerel yönetimlerin güçlü, esnek ve etkili bir kurumsal yapıya sahip
olmaları, kentsel dirençliliği artırmak için önemlidir.
- Hızlı
Karar Alma ve Uygulama Yeteneği:
- Örnek:
Bir doğal afet durumunda, belediyenin karar alma süreçlerinin ağır olması
ve bürokratik engellerle karşılaşması, acil müdahale ve kurtarma
çalışmalarının hızını azaltabilir. Bu durum, afetzedelerin acil
ihtiyaçlarını karşılamada zorluk yaratabilir.
- Toplumsal
Katılım ve Bilinç Düzeyi:
- Örnek:
Belediyenin yerel halkı kentsel planlama ve afet hazırlığı süreçlerine dâhil
etmemesi veya etkili iletişim stratejileri oluşturmaması, toplumun
afetlere karşı bilinç düzeyini düşürebilir. Bu durum, halkın acil
durumlara hazırlıklı olmamasına ve müdahaleye aktif katılım
gösterememesine neden olabilir.
- Sürdürülebilir
Altyapı Yatırımları:
- Örnek:
Belediyenin uzun vadeli sürdürülebilir altyapı yatırımları yapamaması
veya bu konuda stratejik planlar oluşturamaması, şehirdeki altyapının
dirençsiz olmasına yol açabilir. Örneğin, sel felaketleriyle başa çıkma
için gerekli altyapı eksikliği, su baskınlarının ve zararların artmasına
neden olabilir.
- Kriz
Yönetimi Yetenekleri:
- Örnek:
Belediyenin kriz yönetimi ekiplerinin yeterince eğitimli olmaması veya
kriz anlarında etkili bir iletişim kuramaması, afet müdahale sürecini
karmaşık hale getirebilir. Hatalı bilgi iletimi veya koordinasyon
eksikliği, kaynakların etkili bir şekilde kullanılmasını engelleyebilir.
- İklim
Değişikliğine Uyumda Yetersizlik Örnekleri:
a) 2017'deki
İrma kasırgası sırasında, Florida'nın Miami-Dade County'sindeki belediyeler,
afet planlamasında ve koordinasyonunda önemli eksiklikler gösterdi. Bu,
kurtarma ve yardım çabalarının gecikmesine ve karmaşıklaşmasına neden oldu.
Örnek: Belediyenin iklim değişikliği ile mücadele ve adaptasyon stratejileri
geliştirmemesi, şehirdeki artan sıcaklık, sel, kuraklık gibi iklim değişikliği
etkilerine karşı dirençsizlik yaratır. Bu durum, şehirdeki yaşam kalitesini ve
sürdürülebilirliği olumsuz etkileyebilir.
b) 2011'deki
Tohoku depremi ve tsunamisinde, Japonya'nın Sendai kentindeki belediyeler,
altyapının yetersizliğine ve afet yönetiminde koordinasyon eksikliğine karşı
savunmasızdı. Bu afet binlerce can kaybına ve büyük maddi hasara neden oldu.
c) “Hurricane
Katrina” (2005), New Orleans, ABD.
d) Belediyenin
yetersiz hazırlığı ve koordinasyon eksikliği, Katrina kasırgasının New
Orleans’ı vurduğunda acil durum müdahalesini geciktirdi. Altyapı zayıflıkları
ve kriz yönetimi sorunları, kentsel dirençliliği azalttı ve büyük ölçekli
felaketlere karşı savunmasızlık yarattı.
e) Japonya'nın
kentsel alanları, deprem ve tsunamiye karşı dirençli olma kapasitesini
gösterdi. Ancak, Fukushima nükleer santralindeki felaket, enerji altyapısının
dirençsiz olduğunu gösterdi. Bu durum, nükleer enerji tesislerinin çevresel ve
sosyal etkilerini hesaba katma konusundaki zayıflıkları gösterdi.
f) İstanbul
Sel Felaketi (2009), Türkiye: İstanbul'da şiddetli yağışlar sonucu meydana
gelen sel felaketi, altyapı zayıflıklarını ve plansız kentleşme sorunlarını
ortaya koydu. Belediyenin etkili bir şekilde kriz yönetimini sağlayamaması,
felaketin etkilerini artırdı.
TOPLUMSAL
VE EKONOMİK EŞİTSİZLİĞİ ARTIRAN OLUMSUZ ETKİLER
1. Amerika
Birleşik Devletleri'nde, düşük gelirli topluluklar genellikle daha savunmasız
altyapıya sahiptir ve afetlere daha fazla maruz kalmaktadır. Bu, afetlerin
etkilerini daha da kötüleştirebilir ve sosyal ve ekonomik eşitsizliği
artırabilir.
2. Brezilya'da,
Rio de Janeiro şehri, “favelas”
olarak bilinen yoksul topluluklara yeterli altyapı ve hizmetleri sağlamada
yetersiz kalmaktadır. Bu, afetlere karşı daha savunmasız olmalarını ve
afetlerin etkilerini daha da kötüleştirebilir.
3. İklim
değişikliğinin etkilerinin artması, kentsel direnci önemli ölçüde tehdit
etmektedir. Belediyeler, iklim değişikliğine uyum sağlama ve etkilerini
azaltmaya yardımcı olmak için kritik bir rol oynamaktadır. Ancak, kurumsal ve
örgütsel zayıflıklar, bu çabaları engelleyebilir. Örneğin, bir belediyenin
iklim değişikliğine uyum sağlama planlaması yetersizse, kent daha fazla
savunmasız hale gelebilir.
4. Kirlilik
ve diğer çevresel zorluklar da kentsel direnci tehdit etmektedir. Belediyeler,
çevreyi korumak ve sürdürülebilir topluluklar inşa etmek için önemli bir rol
oynamaktadır. Ancak, kurumsal ve örgütsel zayıflıklar, bu çabaları
engelleyebilir. Örneğin, bir belediyenin çevre koruma programları yetersizse,
kent daha kirli ve daha savunmasız hale gelebilir. Bu örnekler, belediyelerin
kurumsal ve örgütsel zayıflıklarının kentsel dirençliliği nasıl
etkileyebileceğini göstermektedir. Bu tür olaylar, yerel yönetimlerin güçlü bir
kurumsal yapı, etkili kriz yönetimi ve sürdürülebilir planlama ile donatılması
gerekliliğini vurgular.
SÜRDÜRÜLEBİLİR
GELİŞMEYİ OLUMSUZ ETKİLEYEN ETMENLER
İklim değişikliğinin etkilerinin artması, kentsel
direnci önemli ölçüde tehdit etmektedir. Belediyeler, iklim değişikliğine uyum
sağlama ve etkilerini azaltmaya yardımcı olmak için kritik bir rol
oynamaktadır. Ancak, kurumsal ve örgütsel zayıflıklar, bu çabaları
engelleyebilir. Örneğin, bir belediyenin iklim değişikliğine uyum sağlama
planlaması yetersizse, kent daha fazla savunmasız hale gelebilir.
Kirlilik ve diğer çevresel zorluklar da kentsel
direnci tehdit etmektedir. Belediyeler, çevreyi korumak ve sürdürülebilir
topluluklar inşa etmek için önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, kurumsal ve
örgütsel zayıflıklar, bu çabaları engelleyebilir. Örneğin, bir belediyenin
çevre koruma programları yetersizse, kent daha kirli ve daha savunmasız hale
gelebilir.
Bu örnekler, kurumsal ve örgütsel zayıflıkların
kentsel direnci nasıl olumsuz etkileyebileceğini göstermektedir. Belediyeler,
bu zayıflıkları ele almak için adımlar atarak toplulukları daha güvenli, daha
adil ve daha sürdürülebilir hale getirmeye yardımcı olabilir.
YEREL
YÖNETİMLER VE KENTSEL DİRENÇ
Yerel yönetim sistemimiz, devlet yönetiminin
etkinliğini sağlamada karşılaşılan en önemli engellerden biri olarak kabul
edilen koşullar içinde bulunmaktadır. Yerel yönetimler (İl özel idareleri,
belediyeler ve köyler) kökenlerini uzun bir geçmişe dayandırmakta olup,
kuruldukları dönemlerin sosyo-ekonomik ve politik gerçeklerini yansıtan önemli
kurumlar haline gelmişlerdir. Ancak günümüzde, değişen sosyo-ekonomik ve
politik koşullar bağlamında, yerel yönetimlerin geçerlilik düzeyleri sürekli
olarak sorgulanmaktadır.
İl özel idareleri, etkilerini büyük ölçüde kaybetmiş
ve bir yandan merkezi hükümetin taşra uzantısı olma rolünü üstlenirken, diğer
yandan kalkınma planlarında önerilen ilçe düzeyinde kalkınma odaklarına
ulaşamamışlardır. Belediyeler ise hızlı kentleşmenin neden olduğu kentsel
büyüme olgusunu etkili bir şekilde yönetememiş, yönlendirememiş ve
denetleyememiştir. Bu bağlamda, kentleşme sürecinin ortaya çıkardığı sorunların
önemi ve büyüklüğü karşısında belediyeler zorluklarla karşılaşmış ve bu konuda
başarısız olmuşlardır.
Bu olumsuz sonuçların temel nedeni, merkezi yönetimin
tutum ve davranışlarından çok, belediyelerin kurumsal (örgütsel, yönetsel ve
kaynak planlamasına ilişkin) beceri ve yetenek düzeylerini çağdaş bir konuma
getirememiş olmalarıdır. Bu durum, yerel yönetimlerin günümüz gereksinimlerine
uygun bir şekilde gelişmelerini engellemekte ve etkili bir performans
göstermelerini sınırlamaktadır.
BELEDİYELERİN
BAŞARISIZLIK NEDENLERİ
Belediyelerin başarısızlık nedenleri oldukça
çeşitlidir ve bu etmenlerin bir araya gelmesi, etkili bir yerel yönetim
sağlamalarını zorlaştırmaktadır. Bu bağlamda, belediyelerin karşılaştığı
zorlukları daha ayrıntılı bir şekilde inceleyebiliriz:
- Öz
Gelir Kaynakları ve Vergi Toplama Sorunları:
Belediyelerin öz gelir kaynakları oldukça sınırlıdır ve vergi toplama
süreçleri siyasi ilişkiler nedeniyle zarar görmektedir. Bu durum, yerel
yönetimlerin gelir elde etme konusunda zorluk yaşamasına neden olmaktadır.
Ayrıca, gelirleri büyük ölçüde merkezi yönetimin belirlediği vergi
paylarına bağlıdır.
- Niteliksiz
Eleman İstihdamı ve Akçalı Baskılar:
Belediyelerin aşırı sayıda niteliksiz eleman istihdam etmeleri, etkin bir
performansı engelleyen bir sorundur. Bu durum, bütçe üzerindeki baskıları
artırarak daha fazla sorun yaratmaktadır.
- Borçlanma
Sorunları: Belediyeler, giderek artan bir borç
yükü altına girmektedir. Bu durum, mali sürdürülebilirlik açısından endişe
verici bir etmendir.
- Yetersiz
Yönetim Biçimi ve İç Örgütlenme: Belediyelerin iyi
bir yönetim biçimine sahip olmamaları ve iç örgütlenmelerinin yanlış
olması, etkinliklerini olumsuz etkilemektedir.
- Sınırlı
Kaynak Planlaması ve İşbirliği Olanakları:
Belediyelerin kaynak planlaması, eşgüdüm ve işbirliği olanakları
sınırlıdır, bu da etkili projelerin gerçekleşmesini engelleyebilir.
- Yerel
Kaynak Yaratma Zorluğu: Belediyeler, yerel
kaynak yaratma konusunda sınırlıdır, bu da bağımsızlık ve
sürdürülebilirlik açısından önemli bir eksikliktir.
- Harcama
Politikalarının Yanlışlığı ve Saydamlığın Gerçekleştirilememesi:
Belediyelerin harcama politikalarının yanlış olması, bütçe yönetimi
konusunda sorunlara yol açabilir. Saydamlığın sağlanamaması ise
yolsuzlukların yaygınlaşmasına ve derinleşmesine neden olmaktadır.
- Ekonomik
Girişimlerdeki Mali Zararlar: Belediyelerin
kurduğu ekonomik girişimler genellikle mali zarar içermekte ve kaynak
israfına neden olmaktadır.
- İhalelerde
Usulsüzlük ve Yolsuzluklar: Yapılan ihalelerde
usulsüzlük ve yolsuzluk yaşanması, belediyelerin saydamlık ve hesap verebilirlik
konusundaki zorluklarını artırmaktadır.
- Sınırlı
Yetkinlik Düzeyi: Yerel yönetimlerin yetkinlik
düzeyleri kısıtlıdır, bu da etkili karar almayı zorlaştırmaktadır.
- Ağır
Merkezi Yönetim Denetimi: Yerel yönetimler
üzerinde ağır bir merkezi yönetim denetimi (vesayet) bulunması, yerel
yönetimlerin bağımsız hareket etme yeteneklerini sınırlamaktadır.
- Yerel
Vergi ve Gelir Bazının Oluşturulamaması: Belediyeler,
yerel vergi ve harçlara dayalı bir yerel vergi ve gelir bazı
oluşturamamıştır, bu da finansal bağımsızlık açısından bir sorun teşkil
etmektedir.
BÜYÜKŞEHİR
BELEDİYELERİ
Büyükşehir belediyeleri, sistemin yanlış tasarlanmış
olması nedeniyle çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Anakentleşmenin
getirdiği sorunlara çözüm arayışı, giderek büyüyen kent olgusu ile karşılaşarak
karmaşıklaşmıştır. Bu durum, konunun yanlış bir şekilde tanımlanması ve
uygulanan tedavinin yanlışlığı sebebiyle, büyüyen ve anakentleşen yerleşim
yerlerinde ortaya çıkan kentsel sorunların çözümsüz bırakılmasına yol açmıştır.
Yaklaşık 40 uygulanan sistem, büyük kentlerin
sorunlarına ne ölçüde çözüm getirebildiği konusunda giderek artan bir tartışma
konusu haline gelmiştir. Bu süreçte, yerel siyasal güç potansiyelinin kent
sınırları içinde birkaç odakta bölünmesi, birbirine rakip ve çekişen siyasal
ekiplerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Büyükşehir belediye sisteminde üst ve alt kademe
belediyeler arasında görev, yetki, sorumluluk ve kaynak paylaşımı konusunda
makul, gerçekçi ve bilimsel geçerliliği olan bir kıstaslar sistemi
oluşturulmamıştır. Bu durum, sistemin etkin bir şekilde işleyebilmesini
engellemektedir.
Büyükşehir belediyelerinde ve ilçe/alt kademe
belediyelerinde homojen bir kurumsal yapılanmanın oluşturulamamış olması ve
sistem oluşturulurken yapılan tercihlerin yanlışlıkları ve çelişkiler, büyük
şehir belediye sisteminin ne kadar isabetli bir çözüm yolu olduğu konusunda
önemli duraksamalar yaratmaktadır.
Ayrıca, belediyelerin merkezi hükümet bürokrasisi gibi
çeşitli büropatolojiler ve etik eksiklikler içinde olmaları, sistemin daha
geniş bir çerçevede ele alınması gerekliliğini vurgulamaktadır.
YÖNETİM
ANLAYIŞININ DEĞİŞTİRİLMESİ ZORUNLULUĞU
Yönetim anlayışının değiştirilmesi, Türk kamu
yönetiminin geliştirilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu bağlamda,
dikkate alınması gereken temel konular şu şekildedir:
a) Yetersiz
Yönetim Yetkinliği: Türk kamu yönetiminde yöneticilerin
bilgi, beceri ve yeteneklerinin yeterince gelişmemiş olması, önemli bir sorun
teşkil etmektedir. Bu konuda yapılan yatırımlar ve eğitimlerle yöneticilerin
yetkinlik düzeylerinin artırılması gerekmektedir.
b) Performansa
Dayalı Yönetim Eksikliği: Kamu yönetiminde performans düzeyini
yükseltmeyi ve geliştirmeyi amaçlayan bir yönetim anlayışının eksikliği, temel
bir sorun olarak öne çıkmaktadır. Bu eksiklik, etkili planlama ve örgütlenmeyi
engelleyebilir.
c) Sorumluluk
ve Hedef Belirleme Zafiyeti: Kamu yönetiminde
bireysel sorumluluğun ortaya çıkmasını engelleyen bir yapı hâkimdir. Ayrıca,
kamu kurumları somut ve ölçülebilir hedefler belirleme konusunda yeterince
organize olmamıştır, bu da etkili bir yönetim anlayışını zorlaştırmaktadır.
d) Pazarlama
ve Müşteri Odaklılık Eksikliği: Kamu hizmetinin
pazarlanabilir bir mal olarak görülmemesi ve yurttaşların bu hizmetlere maddi
karşılığını vererek müşteri olarak algılanmaması, kaliteli hizmet sunma
konusundaki eksiklikleri ortaya çıkarmaktadır. Müşteri memnuniyetini ön planda
tutan bir yönetim anlayışı oluşturulmalıdır.
Bu temel sorunların çözümü için, kamu yönetimindeki
yöneticilerin yetkinliklerinin geliştirilmesi, performans odaklı bir yönetim
anlayışının benimsenmesi, bireysel sorumluluğun teşvik edilmesi, somut
hedeflerin belirlenmesi ve hizmet kalitesini artırmaya yönelik bir müşteri
odaklılık perspektifinin benimsenmesi önemli adımlardır. Bu değişimler, kamu
hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde sunulmasını sağlayabilir, böylece
kamu yönetiminin daha güçlü ve modern bir yapıya kavuşmasına katkı sağlayabilir.
KAMU
YÖNETİMİNDE RÜŞVET VE YOLSUZLUKLAR
Kamu yönetiminde rüşvet ve yolsuzluklar, ciddi
sorunlar oluşturarak toplumun güvenini sarsmaktadır. Bu konuda öne çıkan bazı
önemli noktalar şunlardır:
- Çeşitli
Yolsuzluk Türleri: Rüşvet, zimmet, ihtilas,
irtikâp, ihaleye fesat karıştırma, kamu fonlarında hırsızlık, bankaların
içlerini boşaltma gibi çeşitli yolsuzluk türleri kamu yönetiminde yaygın
bir şekilde görülmektedir. Bu, kamu kaynaklarının etkin ve adil bir
şekilde kullanılmasını engelleyerek toplumun genel çıkarına zarar
vermektedir.
- Özel
Ayrıcalıklar ve Kamu Finansman Kaynakları:
Kamu kaynakları, özellikle kamu kredilerinin dağıtımı ve tahsili gibi
alanlarda siyasal yandaşlara özel ayrıcalıklar tanıma eğilimindedir. Bu
durum, kamu finansman kaynaklarının siyasi amaçlar için kullanılmasına ve
seçimlerde avantaj elde edilmesine yol açabilmektedir.
- Rüşvetin
Kurumsallaşması: Rüşvet, kamuda iş yapabilme şartı
haline gelmiş durumdadır. Bu durum, adil ve saydam bir rekabet ortamının
oluşmasını engelleyerek, liyakate dayalı atamaların önüne geçebilir ve
kurumsal verimliliği düşürebilir.
- Etik
Kavramındaki Sarsılma: Kamu yönetiminde etik kavramı
tam anlamıyla sarsılmış durumdadır. Bu, kamu görevlileri ve yöneticilerin
güvenilirliklerini kaybetmelerine, toplum nezdinde itibar kaybına
uğramalarına ve toplumun genelinde ahlaki değerlerin zedelenmesine yol
açmaktadır.
- Siyaset
ve Kamu Yönetimindeki Etik Krizi: Siyasette ve kamu
yönetimindeki etik kavramı büyük bir sarsıntı içindedir. Bu durum,
toplumun yöneticilere ve kurumlara olan güvenini azaltarak demokratik
süreçlerin sağlıklı işlemesini engelleyebilir.
Sorunların çözümü için etik değerlere dayalı bir
yönetim anlayışının benimsenmesi, şeffaflık ve hesap verebilirlik
mekanizmalarının güçlendirilmesi, denetim mekanizmalarının etkin bir şekilde
işletilmesi ve yolsuzluğa karşı sıfır tolerans politikalarının benimsenmesi
gerekmektedir. Ayrıca, toplumsal farkındalık oluşturulması ve eğitim
programlarıyla bu konuda bilinçlendirme çalışmaları yapılması önemlidir.
KENTSEL
BÜYÜME OLGUSUNUN SONUÇLARI: DAHA FAZLA NÜFUS, DAHA GENİŞ ALAN, DAHA ÇOK HİZMET
VE DAHA ÇEŞİTLİ HİZMET VE BELEDİYELERİN BU SORUNLARI ÇÖZEBİLME YETENEĞİ
Kentsel büyüme olgusu, beraberinde bir dizi sonuç
getirir ve belediyeleri çeşitli zorluklarla karşı karşıya bırakır. Kentsel
büyüme olgusunun sonuçlarından bazıları aşağıda verilmiştir:
- Artan
Nüfus: Kentsel büyüme, genellikle nüfus
artışına yol açar. Bu durum, belediyelerin daha fazla insanı karşılamak,
ihtiyaçlarına cevap vermek ve yaşam standartlarını sürdürmek için daha
fazla çaba harcamalarını gerektirir.
- Genişleyen
Alan: Kentlerin genişlemesi, altyapı ihtiyaçlarını
artırır. Yolların, su ve enerji sistemlerinin genişletilmesi, daha fazla
konut ve ticaret alanlarının oluşturulması gibi konularda belediyeleri
yeni planlamalar ve projeler geliştirmeye zorlar.
- Artan
Hizmet Talepleri: Büyüyen nüfus ve genişleyen
alan, belediyelerden daha fazla hizmet talep eder. Eğitim, sağlık,
güvenlik, ulaşım gibi temel hizmetlere olan ihtiyaçlar artar. Belediyeler,
bu artan talepleri karşılamak için daha etkili ve sürdürülebilir çözümler
bulmak durumundadır.
- Çeşitlenen
Hizmetler: Büyük şehirlerde yaşayan insanlar,
genellikle daha çeşitli hizmetlere ihtiyaç duyarlar. Bu, belediyelerin
kültür, sanat, eğlence gibi farklı alanlarda da hizmet sunma ihtiyacını
beraberinde getirir.
Ancak, bu olguların getirdiği zorluklarla başa çıkma
konusunda belediyelerin sınırlı kapasiteleri vardır. Hızlı kentleşme, etkili
planlama, kaynak yönetimi, altyapı geliştirme ve sosyal hizmetleri
sürdürülebilir bir şekilde sağlama konusunda belediyeleri zorlamaktadır. Bu
nedenle, kentsel büyüme ile başa çıkabilmek için stratejik ve uzun vadeli
planlamaların yanı sıra etkili kaynak yönetimi ve işbirliği mekanizmalarının
kurulması önemlidir.
BELEDİYELERDE
ÖRGÜTSEL VE YÖNETSEL SORUN ALANLARI: ÖRGÜTSEL AMAÇ, HEDEF, POLİTİKA VE
STRATEJİLER
Örgütsel amaç, hedef, politika ve stratejilerin
belirlenmesi, bir kurumun etkin bir şekilde yönetilebilmesi için kritik öneme
sahiptir. Ancak, bu unsurların eksik veya belirsiz olması çeşitli sorunlara yol
açabilir:
- Belirsiz
Hizmet Hedefleri: Örgütün hizmet hedeflerinin
belirlenmemesi, çalışanların ne yönde çaba göstermeleri gerektiğini
bilmemelerine neden olabilir. Bu da etkili bir performansın elde
edilmesini zorlaştırabilir.
- Performans
Ölçütlerinin Belirlenmemesi: Hizmet
performansının nasıl ölçüleceği konusunda belirsizlik, kurumun
başarılarını değerlendirmeyi ve geliştirmeyi engelleyebilir. Performans
ölçütlerinin belirlenmemesi, hedeflere ulaşma sürecinin izlenmesini
zorlaştırır.
- Politika
ve Strateji Eksikliği: Bilinçli ve yapılandırılmış
politika ve strateji geliştirme çalışmalarının yetersiz olması, örgütün
uzun vadeli hedeflere ulaşma konusundaki yönelimini belirlemede güçlük
çekmesine neden olabilir. Bu durum, örgütün rekabet avantajını sürdürme ve
değişen koşullara uyum sağlama yeteneğini zayıflatabilir.
- Mali
Performansın Gelişmemiş Olması: Mali performans
kavramının gelişmemiş olması, örgütün mali kaynakları etkili bir şekilde
kullanma, bütçe oluşturma ve finansal sürdürülebilirlik sağlama konusunda
sınırlılıklar yaşamasına neden olabilir.
Sorunlarla başa çıkabilmek için örgütler, net hizmet
hedefleri belirlemeli, performans ölçütlerini açıkça tanımlamalı, bilinçli
politika ve stratejiler geliştirmeli ve mali performanslarını etkili bir
şekilde yönetmelidir. Ayrıca, bu unsurların oluşturulması sürecinde
çalışanların katılımını ve sürekli bir iyileştirme kültürünü teşvik etmek de
önemlidir.
İÇ
ÖRGÜTLENME
İç örgütlenme konusundaki sorunlar, bir kurumun
etkinliğini ve verimliliğini olumsuz etkileyebilir. Belediyelerin iç örgütlenme
sistemlerinde sıklıkla görülen sorunlara aşağıda kısaca değinilmiştir:
- Benzer
Hizmet Alanlarında Sorumluluk Paylaşımı: Birden çok
birimin benzer hizmet alanlarında sorumluluk sahibi olması, koordinasyonu
zorlaştırabilir ve kaynakların etkin kullanımını engelleyebilir.
- Rasyonel
Dağılım Olmaması: Görev, yetki ve sorumlulukların
birimler arasında rasyonel bir şekilde dağılmaması, etkili karar alma
süreçlerini engelleyebilir ve işbirliğini zorlaştırabilir.
- Görevi
Yerine Getirecek Birimin Eksikliği: Bazı durumlarda,
belirli bir görevi yerine getirecek uygun bir birimin olmaması, hizmet
eksikliğine neden olabilir.
- Yeni
Hizmetlere Cevap Verilememesi: Örgütün, hızla
değişen koşullara uyum sağlamak ve yeni hizmet türlerine cevap vermek
konusundaki esnekliğinin eksik olması, rekabet avantajını kaybetmesine yol
açabilir.
- Yetersiz
Örgütlenme: Birimlerin, müdürlüklerin, daire
başkanlıklarının ve şube müdürlüklerinin yetersiz, yanlış ve eksik
örgütlenmesi, iş süreçlerinin etkin bir şekilde yürütülmesini
engelleyebilir.
- Hizmet
Kalitesinde Yetersizlik: Üretilen hizmetin
miktar ve kalite açısından yetersiz olması, müşteri memnuniyetini olumsuz
etkileyebilir.
- Belirsiz
Yetki ve Görevler: Başkan yardımcıları ve diğer
üst düzey yöneticiler arasında belirsizlikler ve yanlış görev paylaşımı,
etkili liderlik ve yönetim eksikliği yaratabilir.
- Ağır
İş Yükü ve Gerçek Görevlerin İhmal Edilmesi:
Başkanların ağır günlük iş yükü altında gerçek görevlerini yerine
getiremez duruma gelmeleri, stratejik yönetim faaliyetlerini aksatabilir.
- Yetki
ve Görev Geçişmeleri, Boşlukları ve Tekrarları:
Belirsiz yetki sınırları, görev boşlukları ve tekrarlar, etkili bir karar
alma sürecini engelleyebilir ve içsel çatışmalara yol açabilir.
- Mamudizm
ve Alzheimer Hastalığı: Parkinson
Yasaları'na atıfta bulunan Mamudizm (işlerin zamanla karmaşıklaşması) ve
Alzheimer hastalığı (bilgi kaybı ve hafıza kaybı gibi sorunlar) gibi etmenler,
örgüt içindeki süreçleri ve performansı olumsuz etkileyebilir.
YÖNETİMİN
YETKİNLİĞİ
Yönetimin yetkinliği, bir kurumun etkili ve verimli
bir şekilde yönetilebilmesi için önemli bir etmendir. Çeşitli belediyelerde
yürüttüğüm kurumsal gelişme araştırmaları sırasında yönetim yetkinliklerinin az
gelişmişliğine ilişkin olarak yaptığım gözlemler aşağıda belirtilmiştir:
- Hizmet
Bütünlüğü: Yönetim, kurumun hizmet bütünlüğünü
sağlamak için gereken stratejileri geliştirmeli ve uygulamalıdır. Bu,
farklı birimler arasındaki koordinasyonu ve işbirliğini içerir.
- Yetkilerin
Merkezileşmesi ve Yetki Devri: Yetkilerin doğru
bir şekilde merkezileştirilmesi veya devredilmesi, hızlı karar alma
süreçlerini destekleyebilir. Bu, kurum içindeki esneklik ve hızı
artırabilir.
- Eşgüdüm:
Yönetim, farklı birimler arasında eşgüdümü sağlamalıdır. Bu, süreçlerin ve
hizmetlerin uyumlu bir şekilde yürütülmesini ve kurumsal hedeflere
odaklanmayı içerir.
- Kaynak
Planlaması ve Yönetimi: Yönetim, kurumun
mevcut kaynaklarını etkin bir şekilde planlamalı ve yönetmelidir. Bu,
bütçe oluşturma, finansal sürdürülebilirlik ve stratejik yatırımları
içerir.
- Çalışma
Planlaması ve Programlaması: Yönetim,
çalışanların iş yükünü etkili bir şekilde planlamalı ve programlamalıdır.
Bu, iş süreçlerinin düzenli ve verimli bir şekilde yürütülmesine katkı
sağlar.
- Görev
Tanımı, Sınıflandırma, İş Yükü Analizi ve İnsan Kaynakları Yönetimi
Teknikleri: Yönetim, kurum içindeki görevleri
doğru bir şekilde tanımlamalı, sınıflandırmalı ve iş yükü analizi
yapmalıdır. Ayrıca çağdaş insan kaynakları yönetimi tekniklerini
kullanarak personel yönetimini geliştirmelidir.
- Teknik
Süreçler: Yönetim, teknik süreçlerin etkin bir
şekilde yürütülmesini sağlamalıdır. Bu, üretim, hizmet sunumu ve diğer
teknik faaliyetlerin etkili bir şekilde gerçekleştirilmesini içerir.
- Teknik
Hizmetlerde Koruyucu Bakım Çalışmaları: Yönetim,
teknik hizmetlerde koruyucu bakım çalışmalarını planlamalı ve
uygulamalıdır. Bu, araç ve gereçlerin verimliliğini artırabilir ve
arızaların önlenmesine katkı sağlar.
- Hizmette Standardizasyon: Yönetim, hizmetlerin standartlaştırılmasını sağlamalıdır. Bu, kaliteyi artırabilir, maliyetleri düşürebilir ve süreçlerin daha öngörülebilir hale gelmesine yardımcı olabilir.
İNSAN
KAYNAKLARI YÖNETİMİ
İnsan kaynakları yönetimi, bir kurumun en değerli
varlıkları olan çalışanları etkili bir şekilde yönetmeyi içerir. Bu bağlamda
insan kaynakları yönetimine ilişkin kimi aksaklıklar aşağıda sıralanmıştır:
- Personelin
Nitelikleri: İnsan kaynakları yönetimi,
personelin niteliklerini doğru bir şekilde belirlemeli, uygun pozisyonlara
yerleştirmeli ve yetenekleri ile uyumlu görevler vermeli. Bu, verimliliği
artırabilir ve kurumsal hedeflere ulaşmada etkili olabilir.
- Hizmet
İçi Eğitim: Çalışanlara sürekli eğitim imkânları
sunarak, personelin bilgi ve becerilerini güncel tutmak ve geliştirmek
önemlidir. Bu, çalışanların güdülenmeyi artırabilir ve iş performansını
iyileştirebilir.
- Kalifiye
Olmayan Personel Fazlalığı ve Hizmet Maliyeti:
İnsan kaynakları yönetimi, kalifiye olmayan personel fazlalığına dikkat
etmeli ve iş gücü planlaması yaparak maliyet etkinliğini artırmalıdır.
- İşçi
Devir Hızı: Çalışanların sıkça değişim
gösterdiği durumlar, işçi devir hızı olarak adlandırılır. İnsan kaynakları
yönetimi, bu oranı düşük tutmaya çalışmalıdır, çünkü yüksek devir hızı hem
maliyeti artırır hem de kurum içinde istikrarsızlık yaratabilir.
- Güdülenme
/ İş Yapma İstekliliği: İnsan kaynakları
yönetimi, çalışanların güdülenmesini ve iş yapma istekliliğini artırmak
için çeşitli güdülenme stratejileri uygulamalıdır. Bu, çalışanların
işlerine daha bağlı olmalarını sağlar.
- Personele
Tam Zamanlı Çalışabilecek İş Yükü: İnsan kaynakları
yönetimi, çalışanlara adaletli ve sürdürülebilir bir iş yükü sağlamalıdır.
Aşırı iş yükü, güdülenmeyi düşürebilir ve çalışanların verimliliğini
azaltabilir.
Bu unsurların etkili bir şekilde yönetilmesi, kurumun
çalışanlarını doğru şekilde değerlendirmesini, motive etmesini ve verimliliği
artırmasını sağlayabilir.
BELEDİYE
MUHASEBESİ: AKÇALI PLANLAMA VE YÖNETİM
- Hizmetin
Birim ve Toplam Maliyeti: Belediyeler,
sundukları hizmetlerin maliyetlerini belirlemek ve bütçe yönetimini etkili
bir şekilde gerçekleştirmek zorundadır. Bu, hizmetin birim maliyetinin
hesaplanması ve toplam maliyetin kontrol altında tutulması anlamına gelir.
Bu süreç, belediyenin kaynaklarını verimli bir şekilde kullanmasını
zorunlu kılar. Türkiye belediyeleri bu konuda yetersizlikler içindedir.
2.
Maliyetin Geri Dönüşü Kavramı ve
Kurumsallaşması: Belediyeler, harcamalarının ve
yatırımlarının geri dönüşünü değerlendirmelidir. Yatırımların maliyeti,
sağlanan hizmetlerin kalitesi ve etkisiyle karşılaştırılmalıdır. Bu,
belediyenin sürdürülebilirliği ve uzun vadeli mali sağlığı açısından önemlidir.
Türkiye belediyeleri bu konuda da yetersizlikler içindedir. Yasal düzenlemeler
yeterli değildir.
- Akçal
Performans Kavramı: Akçal performans, belediyenin
finansal performansının ölçülmesi ve değerlendirilmesi anlamına gelir. Bu
kavram, belediyenin gelirlerini, harcamalarını ve genel mali durumunu
anlamak için kullanılır. Performans ölçütleri belirlenerek, belediyenin
hedeflere ne kadar yaklaştığı değerlendirilebilir.
- Mevcut
Muhasebe Sisteminin Etkili Karar Alma Konusundaki Zorlukları:
Mevcut muhasebe sistemi belediyenin genel yönetiminde etkili ve doğru
karar almaya yardımcı olmamaktadır. Bu durum belediyenin etkili bir
finansal yönetim sistemi yani yönetim muhasebesi sistemini kurma
ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır. Daha etkili bir muhasebe sistemine geçiş
veya mevcut sistemin revize edilmesi, finansal verilerin daha iyi analiz
edilmesini ve karar alma süreçlerini geliştirmeyi sağlamalıdır.
SINIRLILIKLAR
Yukarıda belirtilen kurumsal, örgütsel ve yönetsel
zayıflıkların giderilmesi belediye içinde gerçekleştirilecek reforma bağlıdır.
Ancak bu reformun başarılmasının önünde önemli sınırlılıklar olduğu görülmüştür:
- Personele
İlişkin Moral ve Güdülenme Sorunları:
Belediyelerdeki personele ilişkin moral ve güdülenme sorunları,
çalışanların işlerine duydukları memnuniyeti ve bağlılığı etkileyebilir.
İş memnuniyetsizliği ve düşük güdülenme, hizmet kalitesini olumsuz
etkileyebilir. Bu nedenle, personel yönetimi, güdülenme artırıcı
politikalar ve etkili iletişim stratejileri büyük önem taşır.
- Kentlerin
Çok Yüksek Olan Büyüme Hızı: Hızlı kentleşme,
altyapı, ulaşım, konut ve hizmet taleplerinde artışa neden olabilir.
Belediyeler, bu hızlı büyümeyle başa çıkmak ve sürdürülebilir kalkınma
sağlamak için etkili planlama, kaynak yönetimi ve altyapı geliştirme
stratejileri geliştirmelidir.
- Yönetsel
Teknolojinin Gelişmesinin Yaratacağı Olumlu Katkıların Bilincine
Varılamamış Olması: Günümüzde teknolojinin belediye
yönetimindeki potansiyeli büyük. Ancak, bu potansiyeli tam anlamıyla
kullanmak için yöneticilerin ve personelin teknolojik gelişmelerin
faydalarını anlaması ve bu teknolojileri etkili bir şekilde
bütünleştirilmeleri gerekmektedir.
- Belediye
Mevzuatındaki Yetersizlik, Boşluk, Muğlaklık, Çelişki ve Karmaşaların
Varlığı: Mevzuatın eksiklikleri veya
belirsizlikleri, belediye yönetimini zorlaştırabilir. Yetersiz veya
çelişkili mevzuat, etkili karar alma ve uygulama süreçlerini
engelleyebilir. Bu durum, mevzuatın güncellenmesi ve netleştirilmesi
ihtiyacını ortaya koyar.
- Merkezi
Hükümetin Ekonomik İstikrar Nedeniyle Aldığı Yeni Önlemlerin Olumsuz
Etkileri: Merkezi hükümetin ekonomik
politikaları ve aldığı önlemler, belediyelerin bütçe ve finansal durumunu
etkileyebilir. Olumsuz etkiler, belediyelerin hizmet sunum kapasitesini ve
projelerini sınırlayabilir. Bu durum, yerel yönetimlerin merkezi hükümetle
işbirliği yapma ve ekonomik değişikliklere hızla uyum sağlama ihtiyacını
vurgular.
Sınırlılıkların aşılabilmesi için etkili liderlik,
stratejik planlama, eğitim ve işbirliği önemli faktörlerdir. Belediyeler, bu
zorluklarla baş etmek için yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde işbirliği yaparak
sürdürülebilir ve etkili yönetim modellerini geliştirmeye odaklanabilirler.
KURUMSAL
GELİŞMENİN DARBOĞAZLARI
Darboğazlar, bir örgütün etkinliğini ve verimliliğini
engelleyen veya sınırlayan zorlukları ifade eder. Belediyeler bu bağlamda pek
çok darboğazla karşı karşıyadır:
- Örgüt
Yapısı: Örgüt yapısı, belirli görevlerin,
sorumlulukların ve yetkilerin nasıl dağıldığını belirler. Eğer örgüt
yapısı etkin değilse, iletişim zorluğu, karar alma süreçlerinde aksaklık
ve işbirliği eksikliği gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
- Yönetim
Sistemleri: Örgütün yönetim sistemleri, iç
süreçlerin, bilgi akışının ve karar alma mekanizmalarının nasıl
düzenlendiğini belirler. Eğer bu sistemler etkili değilse, kararlar
zamanında alınamaz, bilgi eksikliği yaşanır ve stratejik hedeflere ulaşma
konusunda zorluklar yaşanabilir.
- Personel
Kalitesi: Örgütteki personelin nitelikleri,
deneyimleri ve eğitim düzeyi, genel performansı doğrudan etkiler. Eğer
personel kalitesi düşükse, işlerin düzgün yürütülmesi ve örgüt hedeflerine
ulaşma konusunda zorluklar ortaya çıkabilir.
- Finansal
Kaynaklar: Örgütün sahip olduğu finansal
kaynaklar, projelerin finansmanı, personel maaşları, teknolojik yatırımlar
ve diğer operasyonel ihtiyaçları karşılamak için kullanılır. Eğer yetersiz
veya etkili bir şekilde yönetilemiyorsa, örgüt sürdürülebilirliğini sürdürmekte
zorlanabilir.
Darboğazlar, örgütün kendi iç dinamiklerinden
kaynaklanabileceği gibi dış etkenlerden de kaynaklanabilir. İyi bir örgüt
yönetimi, bu darboğazları tanımlayarak ve çözerek örgütün sağlıklı bir şekilde
büyümesini sağlamalıdır.
DARBOĞAZLARIN
OLASI SONUÇLARI
Belediyelerin içinde bulunduğu darboğazların ortadan
kaldırılmamasının olası sonuçları aşağıda belirtilmiştir.
- Sermaye
Yatırımlarının Etkisizliği: Darboğazlar,
sermaye yatırımlarının etkisizliğine neden olabilir. Eğer örgüt yapısı,
yönetim sistemleri veya finansal kaynak yönetimi gibi etmenler
yatırımların etkili bir şekilde kullanılmasını engelliyorsa, projelerin
başarısız olması ve beklenen getirinin elde edilememesi söz konusu
olabilir.
- Hizmet
Kalitesindeki Düşüklüğün Devamı: Örgüt içindeki
sorunlar, hizmet kalitesinde düşüklüğe neden olabilir. Eğer örgüt yapısı,
personel kalitesi veya yönetim sistemleri eksik veya etkisizse, bu durum
hizmet kalitesinin sürdürülebilir bir şekilde düşük kalmasına yol
açabilir.
- Pahalı
Hizmet Üretimi: Darboğazlar, finansal kaynakların
etkili bir şekilde yönetilememesi veya personel kalitesinin düşüklüğü gibi
nedenlerle hizmet üretim maliyetlerini artırabilir. Bu durum, örgütün
pahalı bir şekilde hizmet üretmesine ve rekabet avantajını kaybetmesine yol
açabilir.
- Ekonomik:
Darboğazlar, örgütün kaynak kullanımında hedeflere ulaşamamasına neden
olabilir. Etkili bir şekilde yönetilmeyen finansal kaynaklar, ekonomik
sürdürülebilirlik açısından risk oluşturabilir.
- Yönetimsel:
Darboğazlar, hizmet üretiminde yetersizlik ve düşük düzeyin devam etmesine
yol açabilir. Bu durum, yönetimde etkili olamama, planlama eksikliği ve
operasyonel sorunlara sebep olabilir.
- Kent Yönetimi ve
Planlaması: Darboğazlar, kentsel büyümenin
denetim altına alınamamasına sebep olabilir. Eğer örgüt, kent yönetimi ve
planlamasında sorunlar yaşarsa, kentsel alanlarda altyapı eksiklikleri,
plansız büyüme ve çevresel sorunlar ortaya çıkabilir.
- Çevre:
Darboğazlar, kentsel çevre kalitesinin bozulmasına neden olabilir. Eğer
örgüt, çevre yönetimi konusunda etkili önlemler almazsa, hava ve su
kirliliği gibi çevresel sorunlar artabilir.
- Küresel Isınma,
İklim Değişikliği ve Kentsel Direncin Azalması: Darboğazlar,
küresel ısınma, iklim değişikliği ve kentsel direncin azalmasına katkıda
bulunabilir. Eğer örgüt, sürdürülebilirlik önlemlerini uygulamazsa,
çevresel değişikliklere adapte olma konusunda zorluklar yaşanabilir.
Darboğazlar, örgütün genel performansını, müşteri
memnuniyetini ve sürdürülebilirliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Belediye yönetimi,
olası etkileri önceden tanımlayarak ve darboğazları ortadan kaldırarak daha
etkili stratejiler geliştirmelidir. Olası sonuçlar, örgütün genel başarısını,
çevresel sürdürülebilirliği ve toplumsal etkisini etkilemektedir. Bu nedenle,
örgüt yönetimi bu potansiyel sonuçları öngörerek ve darboğazları ortadan
kaldırarak daha etkili stratejiler geliştirmelidir.
DEĞERLENDİRME,
SONUÇLAR VE YENİ ARAŞTIRMA ÖNERİLERİ
Bu makale, belediyelerdeki kurumsal ve örgütsel
zayıflıkların kentlerin dirençliliği üzerindeki etkilerini inceleyerek önemli
bir konuyu ele almaktadır. Yapılan analizler ve tartışmalar, belediyelerin
güçlü ve etkili bir örgüt yapısının, kentlerin çeşitli tehditlere, özellikle de
iklim değişikliği, doğal afetler ve su krizleri gibi kentsel zorluklara karşı
direnç gösterme kapasitesine önemli bir etkisi olduğunu göstermektedir.
Bu makale, belediyelerin sürdürülebilir kalkınma ve
kentsel dirençlilik açısından kritik bir rol oynadığını vurgulamaktadır.
Kurumsal ve örgütsel zayıflıkların, belediyelerin bu rollerini etkilediğini
göstererek, gelecekteki kentsel zorluklara etkili bir şekilde karşı koyabilmek
için bu zayıflıkların giderilmesinin önemine dikkat çekmektedir.
Varılan en
önemli sonuç ise belediyelerin kurumsal, örgütsel, yönetsel ve kaynak
planlamasına ilişkin yetersizlikleri giderilmedikçe kentlerin doğal ve iklimsel
afetlere karşı dirençli olabilmelerinin olanaksız olduğudur. Bana göre, kentsel
direncin artırılması ancak iyi işleyen bir belediye örgütü ve yönetimi ile
sağlanabilir.
Bu makale, gelecekteki araştırmalara yönelik birkaç
öneri sunmaktadır:
- Belediye
İşbirliği ve Koordinasyonu: Gelecekteki
araştırmalar, belediyeler arası işbirliği ve koordinasyonun, kentsel
dirençlilik açısından ne kadar etkili olduğunu daha detaylı bir şekilde
incelemelidir. Bu bağlamda, başarılı işbirliği modelleri ve en iyi
uygulama örnekleri üzerine vaka çalışmaları yapılabilir.
- Teknolojik
İnovasyon ve Eğitim: Belediyelerin teknolojik
yeniliklere ne kadar adapte olduğu ve personelinin eğitim düzeyinin direnç
kapasitesine nasıl etki ettiği üzerine odaklanan araştırmalar, kentlerin
gelecekteki değişimlere daha etkili bir şekilde hazırlanmasına katkı
sağlayabilir.
- Çözüm
Stratejileri ve Politika Geliştirme: Kurumsal ve
örgütsel zayıflıkları azaltmaya yönelik etkili çözüm stratejileri ve
politika önerilerini içeren araştırmalar, belediyelerin bu zorluklarla
başa çıkma konusundaki yol haritasını belirlemede yardımcı olabilir.
Bu önerilerle, belediyelerin dirençliliklerini
artırmak ve kentsel alanları gelecekteki zorluklara karşı hazırlamak amacıyla
daha fazla bilgi ve kılavuz sağlanması hedeflenmektedir.
Kaynakça
Yaşamış, F.D. (1970). Konutların Yenilenmesi ve Şehir
Ekonomisi: Ankara'da Yıkılıp Yapılan Konutlar Üzerine Bir İnceleme. 1970. Türk
İdare Dergisi. Ankara. 326: 110-123.
Yaşamış, F.D. (1978). Structural Problems of Turkish
Local Government System. İçişleri Bakanlığı. Ankara.
Yaşamış, F.D. (1988a). Belediyelerde Reorganizasyon ve
Örgütsel Gelişme: Çukurova Projesi Deneyimleri Işığında. 1988. Türk İdare
Dergisi. Ankara. 378: 435-454.
Yaşamış, F.D. (1988b). Çevre ve Endüstri İlişkilerinde
Yeni Bir Dönemeç Taşı: ISO 14000.) Çevre ve İnsan. Ankara. 38: 36–417.
Yaşamış, F.D. (1988c). Uluslararası Çevre Yönetimi
Ölçünü: ISO 14000. Türk İdare Dergisi. Ankara. 419: 7-34.
Yaşamış, F.D. (1989a). OECD. Group on Urban Affairs.
Project Group on Urban Infrastructure Policies. UP/UI Case Study Olay no 9:
Urban Infrastructure Provision in Ankara.
Paris. (Ankara’da Kentsel ve
Doğrusal Kamu Hizmetlerinin Sunumu)
Yaşamış, F.D. (1989b). OECD. Group on Urban Affairs.
Project Group on Urban Infrastructure Policies. UP/UI Case Study no 8: Urban
Linear Infrastructures of Barcelona, Spain. Paris. (Barcelona’da Kentsel ve
Doğrusal Kamu Hizmetlerinin Sunumu)
Yaşamış, F.D. (1990). Hava Kirliliğine İlişkin Bir
Değerlendirme. Çevre ve İnsan Dergisi. Ankara. 12: 65-70.
Yaşamış, F.D. (1991) Hızlı Kentleşmenin Sonuçları ve
Belediyelerin Kurumsal, Örgütsel ve Yönetsel Olanakları. Amme İdaresi Dergisi.
Ankara. 24(3): 163-188.
Yaşamış, F.D. (1992a) Kentsel Planlamada Yeni Bir
Kavram: Serpme Evler Kuramı. Çağdaş Yerel Yönetim Dergisi. Ankara. 1(3): 63-66.
Yaşamış, F.D. (1992b) Yerel Düzeyde Çevre Yönetimi ve
Planlamasının İlke ve Yöntemleri. Amme İdaresi Dergisi. Ankara. 25(1): 135-156.
Yaşamış, F.D. (1992c). Belediyelerin Temel
Gereksinimi: Örgütsel ve Yönetsel Yeniden Yapılanma. Çağdaş Yerel Yönetim
Dergisi. 1(5): 17-35. *
Yaşamış, F.D. (1992d). Evaluation of the Urban
Dynamics Model and Land Pricing and Urban Land Allocation Model: Application of
Multi-Attribute Utility Measurement. Türk İdare Dergisi. Ankara. 394: 173-189.
(Kent Dinamikleri Modelinin Değerlendirilmesi ve Arazi Fiyatları ve Kentsel
Alanları Özgülenmesi Modeli: Çok Etmenli Yararlılık Ölçümü Tekniği)
Yaşamış, F.D. (1993a). 21. Yüzyıla Girerken
Belediyelerimiz Çalıştayı. Türk Belediyecilik Derneği & Konrad Adenauer
Foundation. Ankara. 28-35 ve 48-49. Sunulan bildiri: 21. Yüzyılda Türkiye’de
Kent Yönetimi: Belediyeler 21. Yüzyıla girmeli mi? Yayın: Ayni isimle. Ankara.
Yaşamış, F.D. (1993b). Belediye Reformu. Çağdaş Yerel
Yönetim Dergisi. Ankara. 2(2): 11-24.
Yaşamış, F.D. (1993c). Yerel ve Bölgesel Çevre
Araştırmaları İçin Bir Yaklaşım. Çağdaş
Yerel Yönetim Dergisi. Ankara. 2(5): 27–35
Yaşamış, F.D. (1993d). Yerel Yönetimler ve GAP
Sempozyumu. 1993. GAP Belediyeler Birliği ve GAP İdaresi. 21-22 Mayıs 1993.
Şanlıurfa. Sunulan bildiri: Belediyelerde Yeni Yasal Düzenlemeler. Yayın: Yerel
Yönetimler ve GAP. Diyarbakır. 61-68.
Yaşamış, F.D. (1995). Ulusal ve Yerel Çevre Örgütleri
İçin Etkenlik Ölçütleri. Yeni Türkiye Dergisi. Ankara. 5: 228–255.
Yaşamış, F.D. (1996a). Belediye Yönetimi. Ankara.
Yaşamış, F.D. (1996b). Legal Control and Auditing of
Local Authorities’ Action in Turkey. Turkish Public Administration Annual.
22-23: 71-94. (Türkiye’de Yerel
Yönetimlerin Eylem ve İşlemlerinin Hukuksal Denetimi)
Yaşamış, F.D. (1997a). Urban Linear Infrastructure
Provision in Ankara: Water, Sewerage and Underground Transport. Türk İdare
Dergisi. Ankara. 414: 49-101. (Ankara’da Kentsel ve Doğrusal Kamu Hizmetlerinin
Sunumu: İçmesuyu, Kanalizasyon ve Yer altı Ulaşımı)
Yaşamış, F.D. (1997b). Urban Linear Infrastructures:
Barcelona. Türk İdare Dergisi. 416: 65-116. (Barcelona’da Kentsel ve Doğrusal
Kamu Hizmetlerinin Sunumu)
Yaşamış, F.D. (1997c).Çevresel Etki
Değerlendirmesi. Ankara.
Yaşamış, F.D. (1999). Supervision and Auditing Local
Authorities’ Action. European Council. Local and Regional Authorities in
Europe. (CDLR) Committee Report. Report no: 66. With the cooperation of Prof.
Juan Santamaria Pastor & Prof. Jean-Claude Nemery. ISBN 92-871-3380-3.
Page: 129-146. (Yerel Yönetimlerin Denetlenmesi)
Yaşamış, F.D. (2000a). European Sociological
Association. Environmental Discourses, Policies and Perceptions in Northern and
Southern Europe. Bosporus University, İstanbul, 20-24 Eylül 2000. Sunulan
Bildiri: Effectiveness Criteria for Environmental Management. (Çevre Yönetimi
Etkenlik Ölçütleri)
Yaşamış, F.D. (2000b). Türkiye’nin Avrupa Birliği ile
Çevresel Bütünleşmesi. Yeni Türkiye Dergisi. Ankara. 36: 1032–1056.
Yaşamış, F.D. (2001a) Yıldız Teknik Üniversitesi.
Symposium on Economic and Ecological Perspectives: Land Planning Strategies in
the EU. 10-11 Kasım 2001. İstanbul. Sunulan bildiri: Strategic Planning
Policies of EU and Turkey in the 21st Century. (21 inci Yüzyılda Avrupa
Birliği’nde ve Türkiye’de Stratejik Planlama Politikaları)
Yaşamış, F.D. (2001b). European Sociological
Association. Visions and Divisions. The 5th Congress. 28 Ağustos – 1 Eylül
2001. Helsinki, Finlandiya. Sunulan Bildiri. World Environmental Organization:
A Desperate Need. (Dünya Çevre Örgütü: Küresel Çevre Sorunları İçin Kaçınılamaz
Bir Gereksinim)
Yaşamış, F.D. (2001c). Türkiye’de Devletin ve
Demokrasinin Yeniden Yapılandırılması. İstanbul.
Yaşamış, F.D. (2002). Symposium on European Landscape
Convention and Turkey. Yıldız Teknik Üniversitesi & İstanbul Goethe
Enstitüsü. 20-21 Ekim 2002. Sunulan
bildiri: “Environmental Planning and Management Based on Ecological Basin
Planning within the Framework of European Landscape Convention”. (Avrupa Peyzaj
Sözleşmesi Çerçevesinde Ekolojik Havza Planlaması Anlayışına Dayalı Cevre
Planlaması ve Yönetimi)
Yaşamış, F.D. (2003a). Çevresel Etki
Değerlendirmesi. ÇEKÜL Vakfı.
Yaşamış, F.D. (2003b). State Reform in Turkey:
Reasons, Needs and Strategies. Australian Journal of Public Administration.
Administration. 62(4) 93-107. (Türkiye’de Devlet Reformu: Nedenler,
Gereksinimler ve Stratejiler)
Yaşamış, F.D. (2004). European Sociological
Association. Environmental Sociology Network. 9-10 Eylül 2004. Gorizia, Italy.
Sunulan Bildiri: Assessing the Performance Levels of National and Local
Environmental Organizations: Is Development of a Universal Checklist Possible.
(Ulusal ve Yerel Çevre Örgütlerinin Performans Düzeylerinin Ölçülmesi: Evrensel
Bir Değerlendirme Çizelgesi Olanaklı mı?)
Yaşamış, F.D. (2005). World Environment Organization:
A Desperate Need for Global Environmental Management. Digesta Turcica. Türkiye
Barolar Birliği Dergisi. Ankara. 1: 237-250.
(Dünya Çevre Örgütü: Küresel Çevre Sorunlarının Yönetilmesi İçin
Kaçınılamaz Gereksinim)
Yaşamış, F.D. (2006). Assessing the Institutional
Effectiveness of State Environmental Agencies. Environmental Management. 38(5).
823-836. (DOI 10.1007/s00267-004-2330-9) (Kamusal Çevre Örgütlerinin Kurumsal
Etkenlik Düzeylerinin Değerlendirilmesi)
Yaşamış, F.D. (2007). Assessment of Compliance
Performance of Environmental Regulations of Industries in Tuzla (Istanbul,
Turkey). Environmental Management. 39(4). 575-586. (DOI
10.1007/s00267-003-0129-8) (Tuzla’da Endüstrinin Çevresel Yükümlülüklere Uyma
Düzeyi)
Yaşamış, F.D. (2008). Belediyelerde Kurumsal Gelişme
ve Yeniden Örgütlenme. (Institutional Problems in Municipalities and Municipal
Reorganization) Dr. F. N. GENÇ, Dr. A. YILMAZ ve Dr. H. ÖZGÜR tarafından
editörlüğü yapılan Değişen Kentler Değişen Yerel Yönetimler (Changing Cities
and Changing Local Governments) adlı kitapta. Ankara
Yaşamış, F.D. (2010). Türkiye’de Çevre Yönetimi. Deren
Yayın Evi. İstanbul.
Yaşamış, F.D. (2013). Yıldız Teknik Üniversitesi ve
Siegen Üniversitesi. Goethe Institute. Uluslararası Konferans. Global Climate
Change. 6-7 Kasım 2013. İstanbul. Sunulan Bildiri: A New Concept and Concern
for National and Global Security: Environment and Ecology. (Ulusal ve Küresel
Güvenlik Alanında Yeni Bir Kavram ve Endişe: Çevre ve Ekoloji) December 2003.
62(4) 93-107. (Türkiye’de Devlet Reformu: Nedenler, Gereksinimler ve
Stratejiler)
Yaşamış, F.D. (2022). Belediyelerde Yolsuzluk:
Nedenler ve Yöntemler. (Corruption in Municipalities: Reasons and Methods). Şahin Karabulut
tarafından editörlüğü yapılan “Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Konuları” (Political
Sciences and Public Administration Topics) adlı kitapta. Ekin Basın ve Yayın. E-ISBN:
978-625-8235-90-6. Bursa.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder