Hakkımda

FİRUZ DEMİR YAŞAMIŞ Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirmiştir (1968). University of Southern California’da planlama (kentsel ve bölgesel çevre) ve kamu yönetimi yüksek lisans programlarını bitirmiştir (1976). Siyaset ve Kamu Yönetimi Doktoru (1991). Yerel Yönetimler, Kentleşme ve Çevre Politikaları bilim dalında doçent (1993). Başbakanlık Çevre Müsteşarlığı’nın kuruluşu sırasında müsteşar vekili. (1978-80) UNICEF Türkiye temsilciliği. (1982-84) Dünya Bankası’nın Çukurova Kentsel Gelişme Projesi’nde kurumsal gelişme uzmanı. (1984-86) Çankaya Belediyesi’nin kurumsal gelişme projesini yürütmüştür. (1989-91) Yedinci Kalkınma Planı “Çevre Özel İhtisas Komisyonu”nun başkanlığı. DPT “Çevre Yapısal Değişim Projesi” komisyonu başkanlığı. Cumhurbaşkanlığı DDK’nun Devlet Islahat Projesi raportörü. (2000-1) Çevre Bakanlığı Müsteşarı (Şubat 1998 – Ağustos 1999). Sabancı Üniversitesi tam zamanlı öğretim üyesi. (2001-2005) Halen yarı zamanlı öğretim üyesi olarak çeşitli üniversitelerde ders vermektedir. Şimdiye kadar ders verdiği üniversiteler arasında Ankara, Orta Doğu, Hacettepe, Fatih, Yeditepe, Maltepe ve Lefke Avrupa (Kıbrıs) üniversiteleri bulunmaktadır.
Blogger tarafından desteklenmektedir.

Translate

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

EVİM: ARKEON, TUZLA, ISTANBUL, TÜRKİYE

EVİM: ARKEON, TUZLA, ISTANBUL, TÜRKİYE
EV

Bu Blogda Ara

2 Temmuz 2025 Çarşamba

 

Sistem İçi Muhalefetin Sınırları: Devlet Bahçeli’nin CHP’ye Yönelik “Demokratik Fırsat” Söylemi Üzerine Siyasal Bir Çözümleme

 

Prof. Dr. Firuz Demir YAŞAMIŞ

 

GİRİŞ

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Temmuz 2025’te yaptığı bir grup konuşmasında Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) yönelik şu cümle dikkat çekmiştir: “CHP’nin 9 Eylül’e bir ve bütün halde ulaşması demokratik bir fırsattır.” Cümlenin tamamı şöyle: “Elbette CHP’nin 38. Kurultayı ile ilgili görünen mutlak butlan davasının ve bu dava duruşmasının 8 Eylül 2025’e ertelenmesinin bizim nazarımızda herhangi bir değeri yoktur. Fakat CHP’nin kendi içinde birlik ve dirlik halinde olması, iç huzur ve dengeyi yakalamasının Türk demokrasisinin hayrına olacağı kanaatindeyim… 8 Eylül’den bir gün sonra tarihi bir gün olan 9 Eylül’e bir ve bütün halinde ulaşması, CHP için demokratik bir fırsattır.”

İlk bakışta uzlaştırıcı ve iyi niyetli bir dilek görünen bu ifade Türkiye’de siyasal söylemin simgesel katmanlarla örülü yapısı dikkate alındığında çok daha karmaşık ve stratejik bir içerik taşımaktadır. Bu yazıda söz konusu ifadenin ardında yatan siyasal mantık, Bahçeli’nin CHP’den somut olarak ne beklediği ve bu söylemin sistem içi muhalefetin sınırlarını belirleme çabası olarak nasıl okunabileceği tartışılacaktır.

ÇÖZÜMLEME

Bahçeli’nin Söyleminin Görünen Yüzü: Uyum ve Birlik Dileği

“Demokratik fırsat”, “birlik”, “dirlik” ve “tarihi gün” gibi kavramlarla örülen cümle yapısı, dışarıdan bakıldığında muhalefete dönük barışçıl bir çağrı gibi görünmektedir. Özellikle CHP içindeki liderlik tartışmaları, kurultay sonrası açılan “mutlak butlan” davası ve parti içi hizip çatışmaları düşünüldüğünde, Bahçeli’nin bu söylemi bir uzlaştırıcı çağrı niteliği taşıyor gibi sunulmaktadır. Ancak bu yüzeysel değerlendirme söylemin ardındaki siyasal niyetleri açıklamakta yetersiz kalır. Zira Bahçeli’nin siyasal dili, çoğu zaman doğrudan değil ama ima, simge ve dolaylı gönderme yoluyla işleyen bir yapıya sahiptir.

Söylemin Derin Yapısı: Müdahale, Denetim ve Meşruluk Kurgusu

“Demokratik Fırsat”ın Anlamı: Koşullu Meşruluk Sunumu

Bahçeli'nin kullandığı “demokratik fırsat” kavramı, CHP’ye yönelik bir iyi niyet göstergesi değil fakat koşullu bir kabul anlamına gelmektedir. Bu ifade, CHP’nin belirli sınırlar içinde hareket ettiği sürece sistemde meşru bir aktör olarak kalabileceğini, aksi halde dış müdahalelerin meşru görülebileceğini ima etmektedir. Bu söylem, otoriter popülist rejimlerde sıkça karşılaşılan “rızaya dayalı disiplin” mekanizmasının bir yansımasıdır.

Sistem İçi Muhalefetin Tasarlanması: “Dağılmasın, Ama Diz çöksün” Mantığı

Bahçeli, muhalefetin tamamen yok olmasından değil, denetim altında tutulmasından yanadır. Bu durum, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin meşruluğu açısından da kritik önemdedir. CHP’nin yokluğu ya da köktenleşmesi sistemin demokratik görünümünü zedeleyecektir. Bu nedenle Bahçeli, CHP’nin sistem içinde kalmasını ama etkisizleştirilmiş, hizaya sokulmuş bir yapıda olmasını talep etmektedir.

Kurultay Davası ve Yargı Sürecine İma: “Biz Sizi Bitirebiliriz” Mesajı

Konuşma, doğrudan CHP Kurultayı'na açılan davaya ve bu davanın 8 Eylül tarihine ertelenmesine gönderme yapmaktadır. Bahçeli bu durumu küçümsememekte ve tersine siyasal bir fırsata dönüştürmektedir. “9 Eylül’e bir ve bütün halde ulaşmak” vurgusu, CHP’nin yargı kararlarına direniş göstermemesi, iç çekişmelere son vermesi ve kurumsal devamlılığı sağlaması gerektiğine ilişkin örtük bir uyarıdır. Aksi durumda, parti içi meşruluğun yargı eliyle tartışmalı duruma getirilmesi olanaklıdır.

DEM ile İlişkiler ve İdeolojik Güdümleme

Bahçeli’nin ifadesi, CHP’ye dönük klasik eleştirisi olan “Atatürk’ün partisi olmaktan uzaklaştınız” suçlamasını da içerir. “Bir ve bütün” vurgusu, sadece örgütsel birlik değil ideolojik bütünlük anlamında da okunmalıdır. Yani CHP’nin DEM/HDP ile ilişkilerini kesmesi, Kürt siyasetine uzak durması, “tekil ulusal devlet” çizgisine yeniden dönmesi istenmektedir. Bu, Bahçeli’nin MHP tabanına ve “devletin reflekslerine” hitaben verdiği bir mesajdır.

Siyasal Sistemin Açısından CHP’nin Konumlandırılması: “İzinli Muhalefet” Modeli

Bahçeli’nin bu tür söylemleri otoriterleşen siyasal sistemlerin sıklıkla başvurduğu “izinli muhalefet” stratejisinin bir parçasıdır. Bu stratejide, iktidarın tümüyle seçeneksiz kalması istenmez ve tam tersine sistemin demokratik görünümünü koruyacak bir “muhalefet”e gereksinme duyulur. Ancak bu muhalefetin sınırları iktidar tarafından çizilir: Köktenci olmayacak, sistemi zorlamayacak, DEM gibi aktörlerle ortaklık kurmayacak, gerekirse yargıya boyun eğecek ve toplumsal seferberliği tetiklemeyecek. Bahçeli’nin söylemi, CHP’ye bu sınırları hatırlatan bir nitelik taşımaktadır.

GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Bahçeli’nin CHP’ye yönelik “demokratik fırsat” söylemi, yüzeysel bir barış çağrısı değildir. Aksine, partinin kurumsal devamlılığını tehdit eden yargı süreçleriyle birlikte düşünüldüğünde, bu söylem disiplin edici, denetimli hizalama çağrısı yapan ve sistem içi dengeyi korumayı amaçlayan bir müdahaledir.

Bahçeli bu yolla, CHP’ye yalnızca ne yapmaması gerektiğini değil nasıl bir muhalefet olması gerektiğini de tanımlamaktadır. Bu durum ve yaklaşım Türkiye’de siyasal çoğulculuğun ne denli daraltıldığını ve muhalefet alanının ne kadar koşullandırıldığını göstermesi bakımından dikkatle incelenmelidir.

Özcesi, Bahçeli Türkiye’nin yarışmacı otokratik sistemi için birlikte yaşanabilir ve katlanılabilir bir muhalefet oluşturmak istemektedir.

Hiç yorum yok: