Sistem İçi Muhalefetin Sınırları: Devlet
Bahçeli’nin CHP’ye Yönelik “Demokratik Fırsat” Söylemi Üzerine Siyasal Bir
Çözümleme
Prof. Dr.
Firuz Demir YAŞAMIŞ
GİRİŞ
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel
Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Temmuz 2025’te yaptığı bir grup konuşmasında
Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) yönelik şu cümle dikkat çekmiştir: “CHP’nin 9
Eylül’e bir ve bütün halde ulaşması demokratik bir fırsattır.” Cümlenin tamamı
şöyle: “Elbette CHP’nin 38. Kurultayı ile
ilgili görünen mutlak butlan davasının ve bu dava duruşmasının 8 Eylül 2025’e
ertelenmesinin bizim nazarımızda herhangi bir değeri yoktur. Fakat CHP’nin
kendi içinde birlik ve dirlik halinde olması, iç huzur ve dengeyi yakalamasının
Türk demokrasisinin hayrına olacağı kanaatindeyim… 8 Eylül’den bir gün sonra
tarihi bir gün olan 9 Eylül’e bir ve bütün halinde ulaşması, CHP için
demokratik bir fırsattır.”
İlk bakışta uzlaştırıcı ve iyi niyetli
bir dilek görünen bu ifade Türkiye’de siyasal söylemin simgesel katmanlarla
örülü yapısı dikkate alındığında çok daha karmaşık ve stratejik bir içerik
taşımaktadır. Bu yazıda söz konusu ifadenin ardında yatan siyasal mantık,
Bahçeli’nin CHP’den somut olarak ne beklediği ve bu söylemin sistem içi
muhalefetin sınırlarını belirleme çabası olarak nasıl okunabileceği
tartışılacaktır.
ÇÖZÜMLEME
Bahçeli’nin
Söyleminin Görünen Yüzü: Uyum ve Birlik Dileği
“Demokratik fırsat”, “birlik”,
“dirlik” ve “tarihi gün” gibi kavramlarla örülen cümle yapısı, dışarıdan
bakıldığında muhalefete dönük barışçıl bir çağrı gibi görünmektedir. Özellikle
CHP içindeki liderlik tartışmaları, kurultay sonrası açılan “mutlak butlan”
davası ve parti içi hizip çatışmaları düşünüldüğünde, Bahçeli’nin bu söylemi
bir uzlaştırıcı çağrı niteliği taşıyor gibi sunulmaktadır. Ancak bu yüzeysel
değerlendirme söylemin ardındaki siyasal niyetleri açıklamakta yetersiz kalır.
Zira Bahçeli’nin siyasal dili, çoğu zaman doğrudan değil ama ima, simge ve
dolaylı gönderme yoluyla işleyen bir yapıya sahiptir.
Söylemin Derin
Yapısı: Müdahale, Denetim ve Meşruluk Kurgusu
“Demokratik
Fırsat”ın Anlamı: Koşullu Meşruluk Sunumu
Bahçeli'nin kullandığı “demokratik
fırsat” kavramı, CHP’ye yönelik bir iyi niyet göstergesi değil fakat koşullu
bir kabul anlamına gelmektedir. Bu ifade, CHP’nin belirli sınırlar içinde
hareket ettiği sürece sistemde meşru bir aktör olarak kalabileceğini, aksi
halde dış müdahalelerin meşru görülebileceğini ima etmektedir. Bu söylem,
otoriter popülist rejimlerde sıkça karşılaşılan “rızaya dayalı disiplin”
mekanizmasının bir yansımasıdır.
Sistem İçi
Muhalefetin Tasarlanması: “Dağılmasın, Ama Diz çöksün” Mantığı
Bahçeli, muhalefetin tamamen yok
olmasından değil, denetim altında tutulmasından yanadır. Bu durum,
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin meşruluğu açısından da kritik önemdedir.
CHP’nin yokluğu ya da köktenleşmesi sistemin demokratik görünümünü
zedeleyecektir. Bu nedenle Bahçeli, CHP’nin sistem içinde kalmasını ama
etkisizleştirilmiş, hizaya sokulmuş bir yapıda olmasını talep etmektedir.
Kurultay Davası
ve Yargı Sürecine İma: “Biz Sizi Bitirebiliriz” Mesajı
Konuşma, doğrudan CHP Kurultayı'na
açılan davaya ve bu davanın 8 Eylül tarihine ertelenmesine gönderme
yapmaktadır. Bahçeli bu durumu küçümsememekte ve tersine siyasal bir fırsata
dönüştürmektedir. “9 Eylül’e bir ve bütün halde ulaşmak” vurgusu, CHP’nin yargı
kararlarına direniş göstermemesi, iç çekişmelere son vermesi ve kurumsal
devamlılığı sağlaması gerektiğine ilişkin örtük bir uyarıdır. Aksi durumda,
parti içi meşruluğun yargı eliyle tartışmalı duruma getirilmesi olanaklıdır.
DEM ile İlişkiler
ve İdeolojik Güdümleme
Bahçeli’nin ifadesi, CHP’ye dönük
klasik eleştirisi olan “Atatürk’ün partisi olmaktan uzaklaştınız” suçlamasını
da içerir. “Bir ve bütün” vurgusu, sadece örgütsel birlik değil ideolojik
bütünlük anlamında da okunmalıdır. Yani CHP’nin DEM/HDP ile ilişkilerini
kesmesi, Kürt siyasetine uzak durması, “tekil ulusal devlet” çizgisine yeniden dönmesi
istenmektedir. Bu, Bahçeli’nin MHP tabanına ve “devletin reflekslerine” hitaben
verdiği bir mesajdır.
Siyasal Sistemin
Açısından CHP’nin Konumlandırılması: “İzinli Muhalefet” Modeli
Bahçeli’nin bu tür söylemleri
otoriterleşen siyasal sistemlerin sıklıkla başvurduğu “izinli muhalefet”
stratejisinin bir parçasıdır. Bu stratejide, iktidarın tümüyle seçeneksiz
kalması istenmez ve tam tersine sistemin demokratik görünümünü koruyacak bir
“muhalefet”e gereksinme duyulur. Ancak bu muhalefetin sınırları iktidar
tarafından çizilir: Köktenci olmayacak, sistemi zorlamayacak, DEM gibi
aktörlerle ortaklık kurmayacak, gerekirse yargıya boyun eğecek ve toplumsal seferberliği
tetiklemeyecek. Bahçeli’nin söylemi, CHP’ye bu sınırları hatırlatan bir nitelik
taşımaktadır.
GENEL
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Bahçeli’nin CHP’ye yönelik “demokratik
fırsat” söylemi, yüzeysel bir barış çağrısı değildir. Aksine, partinin kurumsal
devamlılığını tehdit eden yargı süreçleriyle birlikte düşünüldüğünde, bu söylem
disiplin edici, denetimli hizalama çağrısı yapan ve sistem içi dengeyi korumayı
amaçlayan bir müdahaledir.
Bahçeli bu yolla, CHP’ye yalnızca ne
yapmaması gerektiğini değil nasıl bir muhalefet olması gerektiğini de tanımlamaktadır.
Bu durum ve yaklaşım Türkiye’de siyasal çoğulculuğun ne denli daraltıldığını ve
muhalefet alanının ne kadar koşullandırıldığını göstermesi bakımından dikkatle
incelenmelidir.
Özcesi, Bahçeli Türkiye’nin yarışmacı otokratik
sistemi için birlikte yaşanabilir ve katlanılabilir bir muhalefet oluşturmak
istemektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder