TRUMP-ERDOĞAN GÖRÜŞMESİNDEN 12 SAAT SONRA
GÖRÜNÜM: BOŞ VAATLER EN GÜÇLÜ SENARYO
Prof. Dr.
Firuz Demir Yaşamış
Trump-Erdoğan görüşmesinden yaklaşık
12 saat sonra yorumlar ve değerlendirmeler keskinleşmeye başladı. Hem ABD’deki
uzmanlar hem de uluslararası uzmanlar görüşmenin niteliğini, olası çıktılarını
ve risklerini yeniden yorumlamaya başladılar.
Öne Çıkan Temalar
ve Çözümlemeler
Ton ve Simgecilik
Öne Çıkıyor
Atlantic Council uzmanları, zirvenin
üç düzeyde başarı gösterdiğini belirtiyor: görüşmenin gerçekleşmesi, basın
önündeki olumlu hava ve “ortak gündem” vurgusu.
Brookings, Trump–Erdoğan ilişkisini
bir “içten lider diplomasisi” (“bromance”) olarak tanımlıyor. Bu tip
yaklaşımlarda kişisel kimya önemli olsa da siyaset kurumlarının devre dışı
kalmasının olumsuz sonuçları olabileceği uyarısında bulunuyor.
F-35 ve Savunma
İş Birliği Gündemi Yeniden Canlı
Görüşmede özellikle F-35 programına
Türkiye’nin yeniden alınması beklentisi büyük ilgi gördü. Reuters, Türkiye’nin
ABD ile silah sistemleri ile ilgili vergi ve yaptırım engellerini aşmak
istediğini belirtiyor. Ancak uzmanlar Kongre’nin ve savunma bürokrasilerinin bu
tür bir kararı kolaylıkla reddedebileceğini vurguluyor.
Rusya’dan Enerji
Alımı Üzerine ABD Baskısı
Trump, basın karşısında Erdoğan’a Rus
petrol alımını durdurma çağrısı yaptı. Bu adım, Türkiye’nin enerji siyasası ve
Rusya ile kurduğu stratejik bağ açısından önemli bir baskı unsuru durumuna
geldi. Ancak Erdoğan, bu çağrıya doğrudan yanıt vermekten kaçındı. Enerjide
çeşitlendirmeye devam edeceğini ifade ediyor.
Suriye, Kürt
Meselesi ve Bölgesel Dinamikler
Görüşmede Suriye siyasası da gündeme
geldi. Atlantic Council uzmanları, ABD ve Türkiye’nin SDF/Kürt unsurları ile
yeniden senkronizasyon arayışı içinde olabileceğini ifade ediyor. Ancak
sahadaki aktörler, ideal siyasaları uygulamada önemli engel oluşturuyor ve
özellikle bölgedeki dinamik kararsızlık risk yaratıyor.
Güçlü Optik vs.
Zayıf Kurumsal Süreçler
Uzmanlar, görüşme sonucunun simgesel
olduğunu ve simgesel başarılarla dolu olduğunu, fakat kurumsal süreçler, askeri
bürokrasi ve Kongre onayı gibi “arka plan faktörlerinin” son başarıyı
belirleyeceğini vurguluyor. Yüksek beklenti ortamı, gerçekleşmeyen vaatlerde
güçlü geri tepmelere neden olabilir.
ABD Elçisinin
Yorumu: İyiden Bile Öte
ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Tom
Barrack görüşme sonrası “Better than great” (iyiden bile öte) ifadesini
kullandı. Diplomatik olarak güçlü bir övgü olarak yorumlandı. Bu ifade,
Washington cephesinden gelen “olumlu algı yaratma” çabalarından biri olarak
görülüyor.
Oyun Kuramı Açısından
Güncellenmiş Değerlendirme
12 saat geçmesine karşın taraflardan
gelen yorumlar “uzlaşmacı strateji” yönünde sinyaller vermeye devam ediyor. Bu,
oluşturulan “kazan-kazan dengesi” modelini destekliyor. Ancak tetikleyici
stratejiler (trigger strategies) açısından bu aşamada hala kırılganlık
gözüküyor: herhangi bir tarafın yüklenimlerini yerine getirmemesi güvensizlik
yaratabilir.
Bu yorumlar, “tekrarlanan oyun”
mantığında önemli bir eşik olarak değerlendirilebilir: simgesel başarıların
ardından “uygulama bölgesi”ne geçildiğinde oyun dinamikleri hızla değişebilir.
24 Saat Sonrası
İçin Olası Senaryolar
1. Güçlü Uygulama
Senaryosu (High Implementation): ABD
ve Türkiye, Boeing anlaşması ve F-16 çağdaşlaştırması için imza sürecini
başlatır. F-35 programına dönüş için “görüşme takvimi” açıklanır. Bu durumda
oyun kuramı açısından kazan-kazan dengesi sağlamlaşır, “tekrarlanan oyun” kararlılık
kazanır.
2. Farecik
Senaryosu (Empty Promises): Görüşmeden
çıkan mesajlar büyük, ama uygulama tarafında somut adımlar gecikir. Kongre’de
muhalefet yükselir. Pentagon temkinli açıklamalar yapar. Bu durumda kısa vadede
retorik kazanımlar sürer fakat uzun vadede güven erozyonu başlar. “Trigger
stratejisi” riski artar.
3. Geri Çekilme
Senaryosu (Rollback): ABD
tarafında Kongre baskısı nedeniyle F-35 kapısı kapanır. Türkiye, Rusya’dan
enerji alımını sürdürür, Washington’dan sert açıklamalar gelir. Bu durumda
kayıp-kayıp olasılığı büyür, senin tablondaki dördüncü senaryoya kayma riski
oluşur.
İlk yorumlar (hem ABD basını hem think-tank
çözümlemeleri) ikinci senaryoya, yani yüksek beklenti düşük uygulama riskine
işaret ediyor. Ama önümüzdeki birkaç gün içinde atılacak somut adımlar (örneğin
Boeing anlaşması için imza veya Kongre’den gelen ilk tepki) senaryoların yönünü
belirleyecek.
TOM BARRACK VE
GÖRÜŞMENİN ESASI
Tom Barrack’ın kulis açıklaması
(“Başkan, Erdoğan’a istediğini verelim.” — “Peki, istediği nedir?” — Trump:
“Meşruluk”) aslında oyun kuramı tablosunu anlamlandıran anahtar unsur. Trump’ın
kullandığı ifade olarak aktarılan kelime “legitimacy”. Tom Barrack’ın
sözlerine göre diyalog şöyle aktarılmış: Barrack: “What does Erdoğan want?”
Trump: “Legitimacy.” Yani İngilizce orijinal kelime doğrudan “legitimacy”.
Trump’ın kullandığı “legitimacy” kelimesinin uluslararası ilişkilerdeki
anlamı bir devlet ya da liderin uluslararası sistemde kabul görmesi veya
normalleşmesidir. Burada Erdoğan’ın Batı tarafından yeniden “kabul edilebilir
aktör” olarak sunulması önemlidir. İç siyasadaki anlamıysa “bakın ABD bile
Erdoğan’ı tanıyor, onunla iş yapıyor” şeklinde algılanarak destek üretmesidir.
Oyun kuramı çerçevesinde Erdoğan’ın getiri (payoff) matrisinde “legitimacy”
en yüksek getiriyi temsil ediyor: maddi kazanımlar (F-16, Boeing) ikinci
planda, çünkü bunlar zaten meşruluğu pekiştiren yan unsurlar. Kısaca, “legitimacy”
uluslararası tanınma ve iç siyasada destek üreten simgesel güç anlamına gelir.
Meşruluk
Kavramının Anlamı
“Meşruluk” kavramı çok katmanlıdır ve
özellikle Türkiye’de Erdoğan bağlamında kullanıldığında şu içerikleri
barındırabilir:
1. Uluslararası
Meşruluk ve Batı tarafından tanınma:
Beyaz Saray’da kabul edilmek, Trump’ın yanında basına çıkmak, Erdoğan’ın
küresel ölçekte “halen vazgeçilmez lider” imajını güçlendiriyor. ABD’nin onayı,
Washington’dan gelen olumlu sinyaller, Erdoğan’ın iç kamuoyuna “Batı ile
ilişkiler yeniden rayda” mesajı vermesine olanak sağlıyor.
2. İç Siyasette
Meşruluk: Erdoğan, Türkiye’de sık sık “Batı
bizi dışlıyor, kuşatıyor” söylemini kullanıyor. Bu söylemin kırılması için
ABD’deki bu görüşme büyük önem taşıyor. Trump’ın verdiği görüntü ve mesajlar,
iç kamuoyunda “bakın, ABD bile Erdoğan’la iş birliği yapmak zorunda” algısını
doğuruyor. Burada doğrudan siyasal destek değil, dolaylı bir iç siyasal
meşruluk desteği söz konusu.
3. Kurumlar Arası
Çatışma Bağlamında Meşruluk:
ABD’de Kongre ve Pentagon gibi kurumlar Erdoğan’a şüpheyle bakarken, Trump’ın
Erdoğan’la yan yana çıkması “Başkan düzeyinde onay” anlamına geliyor. Bu,
Erdoğan’ın ABD’deki kurumsal engellere karşı “Trump kartı”nı kullanmasına
olanak tanıyor.
4. Siyasal
Destekten Farkı: “Meşruluk”
burada “Erdoğan’ı Türkiye’deki seçimlerde desteklemek” anlamına gelmiyor. Daha
çok “Erdoğan’ın tartışmalı liderliğinin uluslararası arenada tanınması ve
normalleştirilmesi” anlamına geliyor. Bu, dolaylı ama çok güçlü bir iç siyasal
koz. Çünkü muhalefet “Batı tarafından dışlanıyoruz” savını artık daha az
kullanabilecek.
Özetle belirtmek gerekirse, Meşruluk
kavramı yani Erdoğan’ın uluslararası kabul görmesi, iç siyasette doğrudan
destek etkisi yaratır. Bu yüzden Barrack’ın aktardığı Trump sözü aslında
“Türkiye’de Erdoğan’ı destekleyelim” değil, “Erdoğan’a uluslararası platformda
meşruluk verelim” demektir. Ama bu, Erdoğan’ın Türkiye’deki siyasal gücünü doğrudan
pekiştiriyor.
Yorum: Getiri (Payoff)
Matrisine Yansıması
Erdoğan için en yüksek kazanç askeri
veya ticari anlaşmalardan ziyade “uluslararası meşruluk”. Trump için Erdoğan’a
meşruluk vermek düşük maliyetli ama kısa vadeli faydalı (örneğin Ortadoğu’da
ara bulucu görünmek, NATO içindeki uyumu göstermek). Bu nedenle (+2, +2)
kazan-kazan dengesinde Erdoğan’ın kazancı aslında “meşruluk” üzerinden gerçekleşiyor.
Senaryo
Tablosunun Yeniden Okunması: “Güçlü
Uygulama” senaryosunda Erdoğan’ın en önemli getirisi meşruluk yani somut askeri
veya ticari anlaşmalar kavramı tamamlayıcı rol oynuyor. “Farecik” senaryosunda
bile Erdoğan kısmi kazanım elde ediyor. Çünkü meşruluk zaten fotoğraf ve
söylemle sağlanmış oluyor. “Geri Çekilme” senaryosunda bile Erdoğan’ın kısa
vadeli meşruluk kazanımı baki kalıyor, ama uzun vadede boşa düşüyor.
Oyun Kuramı
Açısından: Bu durum,
asimetrik kazanç fonksiyonu yaratıyor: Erdoğan’ın “meşruluk” gereksinimi tek
seferlik oyunda dahi en fazla yararı sağlıyor. Trump’ın faydası ise ancak
tekrar eden oyunlarda (ekonomik anlaşmalar, seçim malzemesi) artıyor. İndirgeme
etmeni Erdoğan için daha düşük ve Trump için daha yüksek. Çünkü Erdoğan bugün
aldığı meşruluğu hemen iç siyasette kullanabilir. Trump ise bunu kampanya
süresince yinelemek istiyor.
Sonuç olarak belirtmek gerekirse, Tom
Barrack’ın aktarımı, görüşmenin özünü özetliyor: Erdoğan’ın birincil çıkarı meşruluk
iken Trump’ın çıkarı kendi lehine düşük maliyetli dış siyasa atılımı. Bu da modelde
kısa vadeli “kazan-kazan”ın aslında Erdoğan için en fazla ve Trump için orta
dereceli bir kazanç olduğunu ortaya koyuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder