Hakkımda

FİRUZ DEMİR YAŞAMIŞ Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirmiştir (1968). University of Southern California’da planlama (kentsel ve bölgesel çevre) ve kamu yönetimi yüksek lisans programlarını bitirmiştir (1976). Siyaset ve Kamu Yönetimi Doktoru (1991). Yerel Yönetimler, Kentleşme ve Çevre Politikaları bilim dalında doçent (1993). Başbakanlık Çevre Müsteşarlığı’nın kuruluşu sırasında müsteşar vekili. (1978-80) UNICEF Türkiye temsilciliği. (1982-84) Dünya Bankası’nın Çukurova Kentsel Gelişme Projesi’nde kurumsal gelişme uzmanı. (1984-86) Çankaya Belediyesi’nin kurumsal gelişme projesini yürütmüştür. (1989-91) Yedinci Kalkınma Planı “Çevre Özel İhtisas Komisyonu”nun başkanlığı. DPT “Çevre Yapısal Değişim Projesi” komisyonu başkanlığı. Cumhurbaşkanlığı DDK’nun Devlet Islahat Projesi raportörü. (2000-1) Çevre Bakanlığı Müsteşarı (Şubat 1998 – Ağustos 1999). Sabancı Üniversitesi tam zamanlı öğretim üyesi. (2001-2005) Halen yarı zamanlı öğretim üyesi olarak çeşitli üniversitelerde ders vermektedir. Şimdiye kadar ders verdiği üniversiteler arasında Ankara, Orta Doğu, Hacettepe, Fatih, Yeditepe, Maltepe ve Lefke Avrupa (Kıbrıs) üniversiteleri bulunmaktadır.
Blogger tarafından desteklenmektedir.

Translate

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

EVİM: ARKEON, TUZLA, ISTANBUL, TÜRKİYE

EVİM: ARKEON, TUZLA, ISTANBUL, TÜRKİYE
EV

Bu Blogda Ara

15 Eylül 2025 Pazartesi

 

CHP Kurultayı Davası: Kestirimler ve Siyasal Etkiler

 

Prof. Dr. Firuz Demir Yaşamış

 

 

Giriş

Türkiye’de siyasal partiler, demokratik temsilin temel taşıyıcıları olmakla birlikte, iç işleyişleri ve kurultay süreçleri sıklıkla hukuki ve siyasal tartışmaların odağında yer almaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 2023 yılında gerçekleştirdiği 38. Olağan Kurultay, bu bağlamda dikkat çekici bir örnek oluşturmaktadır. Özgür Özel’in genel başkanlık görevine seçilmesiyle sonuçlanan kurultayın ardından, seçim sürecinde delegelere yönelik savlara dayalı olarak açılan dava Ankara mahkemelerinin gündemine taşınmıştır. Söz konusu dava, yalnızca bir parti içi çekişme olmanın ötesinde Türkiye’de siyasal yarışmanın yargısal süreçler aracılığıyla yeniden üretildiğine işaret etmektedir.

Kestirimler

Mevcut koşullar ve yargı içtihatları dikkate alındığında, mahkemenin “mutlak butlan” kararı vererek kurultayı yok hükmünde sayması olasılığı düşük görünmektedir. Bu tür köktenci bir karar, hem CHP’nin kurumsal meşruluğunu doğrudan etkileyerek iç dengeleri ciddi biçimde sarsacak hem de Türkiye siyasetinde önemli bir kriz yaratacaktır. Daha olası senaryolar, davanın ertelenmesi veya taleplerin esastan reddedilmesidir. Erteleme, özellikle ceza soruşturmasının ve yetki uyuşmazlığına ilişkin konuların sonuçlanmasının beklenmesi bağlamında mantıklı bir seçenek olarak öne çıkmaktadır. Esastan reddetme ise mahkemenin kurultay sürecine ilişkin iddiaları yeterince güçlü bulmaması durumunda gündeme gelebilecek diğer olası karardır. Bunun yanı sıra mahkemenin sınırlı ve ara nitelikte çözümlere yönelmesi de olanaklıdır. Örneğin çağrı heyeti atanması veya geçici tedbir kararı alınması gibi. Ancak bu tür ara kararlar, kurultay sonuçlarının temel geçerliliğini etkileyecek düzeyde olmayacaktır. Dolayısıyla dava sürecinin kısa vadede köklü bir değişiklik doğurması düşük olasılık olarak değerlendirilmektedir.

Kısa Vadeli Etkiler

Dava sürecinin sürmesi, özellikle yerel seçimler ve muhalefet partileri arasındaki ittifak arayışları üzerinde kendisini gösterecektir. CHP’nin kurumsal bütünlüğü üzerinde gölge yaratma riski, parti örgütlerinin eş güdümünü zayıflatabilir. Bu durum iktidar tarafından muhalefeti “kriz içinde” göstermek amacıyla kullanılabilir. Ayrıca dava süreci, DEM, İYİ Parti ve diğer muhalefet aktörleriyle kurulacak iş birliklerinde güven sorununa yol açabilir. Bu bağlamda, dava yalnızca bir hukuk tartışması olmaktan çıkarak muhalefet blokunun ortak hareket etme kapasitesini doğrudan etkileyen bir etmen durumuna gelmektedir.

Uzun Vadeli Etkiler

Davanın uzun vadeli etkileri, CHP içi liderlik dengeleri ve parti içi yarışma üzerinde belirleyici olabilir. Özgür Özel’in liderliği, süreçten doğrudan zarar görmese bile sürekli bir belirsizlik algısı altında kalacak ve Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın kadroların yeniden siyasal görünürlük kazanmasına yol açabilecektir. Aynı zamanda Ekrem İmamoğlu gibi alternatif lider adaylarının konumu güçlenebilir. Parti içi dinamiklerdeki bu değişim muhalefet bloklarının stratejik kapasitesini ve Türkiye siyasal sistemindeki dengeyi dolaylı olarak etkileyebilir.

Sonuç

Ankara’da süren CHP kurultay davası, yalnızca parti içi bir ihtilaf olmanın ötesinde, Türkiye’de siyasal yarışmanın ve demokratik süreçlerin yargı mekanizmaları aracılığıyla şekillendirilme gizil gücünü ortaya koymaktadır. Mahkemenin kısa vadede vereceği karar CHP’nin kurumsal meşruluğunu ve muhalefet bloklarının iş birliği kapasitesini doğrudan etkileyecek niteliktedir. Bununla birlikte, mevcut hukuksal ve siyasal koşullar dikkate alındığında dava sürecinin “mutlak butlan” gibi köktenci bir sonuç doğurması olasılığı düşüktür. Daha olası senaryolar davanın ertelenmesi veya taleplerin esastan reddedilmesi yönündedir.

Davanın uzun vadeli etkileri, CHP içi liderlik dengeleri ve parti içi rekabet üzerinde belirleyici olabilir. Özgür Özel’in liderliği, süreçten doğrudan zarar görmese de sürekli bir belirsizlik algısı altında kalacak, alternatif lider adaylarının konumu güçlenebilecektir. Parti içi dinamiklerdeki bu değişim, muhalefet bloklarının stratejik kapasitesini ve Türkiye siyasal sistemindeki dengeyi dolaylı olarak etkileyebilir.

Sonuç olarak, CHP kurultayına ilişkin dava, Türkiye’de demokratik normların işleyişi, yargı bağımsızlığı ve siyasal meşruluk konularında önemli göstergeler sunmaktadır. Sürecin takip edilmesi, yalnızca CHP’nin geleceği açısından değil aynı zamanda ülkenin demokratik işleyişi ve muhalefet yapısının genel sağlığı açısından da kritik öneme sahiptir.

 

POSTSCRIPT:

Kestirim doğrultusunda, Mahkeme davanın ertelenmesine karar vermiştir. Karar, kanımca, doğrudur. Zira, Kasım ayında aynı olayın ceza davası görülecektir. Asliye hukuk mahkemesi, kararına dayanak yapmak üzere Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararının beklenmesinin uygun olacağını öngörmüştür. Bu yaklaşım doğrudur.

Mahkeme, CHP kurultayına ilişkin davayı 25 Ekim’e ertelemiştir. Bu durum, tahminlerimizde öne çıkan “ertelenme” senaryosunun gerçekleştiğini göstermektedir. Erteleme kararı, dava sürecinin kısa vadede köklü bir değişiklik doğurmayacağını teyit ederken, CHP içinde belirsizlik ve tartışmaların sürmesini beraberinde getirecektir. Ayrıca, muhalefet blokları arasındaki iş birliği ve yerel seçim stratejileri üzerinde yaratacağı etki de devam etmektedir; ertelenmiş dava, taraflar arasında güven ve eş güdüm sorunlarını canlı tutmaktadır.

Uzun vadeli etkiler açısından ise, erteleme kararı Özgür Özel’in liderliğini doğrudan etkilemese de sürekli bir belirsizlik algısının sürmesine yol açacak ve değişik lider adaylarının durumları ve parti içi yarışma dinamikleri üzerinde dolaylı etkiler yaratmaya devam edecektir.

Hiç yorum yok: