Görünmez Müdahaleler: Türkiye’de
Yükseköğretimde Akademik Özgürlük ve Özerklik
Prof. Dr.
Firuz Demir Yaşamış
Öz
Bu çalışma,
Türkiye’de yükseköğretim kurumlarında akademik özgürlük ve özerklik üzerinde
etkili olan görünmez müdahaleleri ve kadrolaşma süreçlerini incelemektedir.
Araştırmada, devlet ve vakıf üniversitelerinin yönetim yapıları, finansal
bağımlılıkları ve merkezi aktörlerin (özellikle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve
YÖK) müdahaleleri ele alınmıştır. Akademik Özgürlük Endeksi verileri, Lima
Deklarasyonu ve Magna Charta Universitatum gibi uluslararası belgeler ışığında
Türkiye’nin akademik özgürlük düzeyi değerlendirilmiştir. Bulgular, rektör ve
dekan atamaları, akademik kadrolaşma, finansal bağımlılıklar ve yönetsel
baskılar aracılığıyla üniversitelerin özerklik kapasitesinin zayıfladığını
göstermektedir. Çalışma, Türkiye’de akademik özgürlüğün uluslararası standartların
gerisinde olduğunu ortaya koymakta ve akademik özerkliği güçlendirmeye yönelik
politika önerileri sunmaktadır.
Anahtar
Kelimeler: Akademik
özgürlük, üniversite özerkliği, kadrolaşma, vakıf üniversiteleri, görünmez
müdahaleler, yükseköğretim politikaları, Türkiye.
Abstract
This study examines the invisible interventions and
staffing processes that shape academic freedom and autonomy in Turkish higher
education institutions. It explores the governance structures of public and
foundation universities, their financial dependencies, and the role of central
actors, particularly the Presidential Office and the Council of Higher
Education (YÖK). Using data from the Academic Freedom Index as well as
international frameworks such as the Lima Declaration and the Magna Charta
Universitatum, the study evaluates the state of academic freedom in Turkey. The
findings reveal that university autonomy is undermined through presidential
appointments of rectors, politically driven staffing processes, financial
dependencies of foundation universities, and administrative pressures. The
study concludes that academic freedom in Turkey lags behind international
standards and offers policy recommendations to strengthen autonomy and
safeguard academic independence.
Keywords: Academic
Freedom, university autonomy, staffing, foundation universities; invisible
interventions, higher education policy; Turkey.
GİRİŞ
Türkiye’de
yükseköğretim sistemi, son yıllarda akademik özgürlük ve özerklik açısından
önemli sınavlardan geçmektedir. Devlet ve vakıf üniversitelerinde yaşanan
süreçler, görünmez müdahalelerin ve merkezi güçlerin dolaylı etkilerinin
akademik yaşam üzerindeki yansımalarını gözler önüne sermektedir. Akademik
özgürlük, yalnızca bireysel araştırma ve öğretim özgürlüğünü değil aynı zamanda
üniversitelerin iç yönetiminde bağımsız karar alma kapasitesini de
kapsamaktadır. Özerklik ise üniversitelerin kamu veya özel aktörlerin doğrudan
müdahalesinden bağımsız olarak kendi eğitim, araştırma ve yönetsel siyasalarını
belirleyebilmesini ifade eder. Ancak Türkiye’de vakıf üniversitelerinin resmi
olarak kar amacı gütmemesi, uygulamada çoğu zaman örtük finansal mekanizmalar
ve yüksek maliyetli işlem süreçleriyle kar elde etmeye çalışmaları bu kurumları
iktidara bağımlı hale getirmektedir. Benzer şekilde devlet üniversitelerinde de
merkezi atamalar ve yönetim düzenlemeleri akademik özerkliği sınırlayan
görünmez bir denetim mekanizması yaratmaktadır.
Bu
araştırmanın temel varsayımı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve Yüksek Öğretim
Kurumu (YÖK) gibi organlar veya yakın çevresindeki çalışma gruplarının devlet
ve vakıf üniversitelerindeki kadrolaşma ve yönetim süreçlerini yönlendirerek
akademik özgürlük ve özerkliği sistemli olarak sınırladığıdır. Bu sınırlamanın
temel amacı ise toplumun her kesiminde siyasal iktidara ve partiye yönelik
karşıt sesleri bastırmaktır. Araştırma, bu görünmez müdahalelerin
mekanizmalarını açığa çıkarmayı ve üniversitelerdeki akademik ortamın
niteliğini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Çalışma, Türkiye’deki yükseköğretim
kurumlarında yaşanan merkezi müdahaleleri hem devlet hem de vakıf
üniversiteleri bağlamında inceleyerek, akademik özgürlük ve özerklik
kavramlarının uygulamadaki karşılıklarını sorgulayacaktır. Bu bağlamda,
araştırma hem sistemik hem de bireysel düzeydeki müdahaleleri saptamayı, mevcut
durumu eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmeyi ve olası iyileştirme
yollarını tartışmayı hedeflemektedir.
ARAŞTIRMANIN
AMAÇ VE HEDEFLERİ
Bu
araştırmanın temel amacı, Türkiye’de yükseköğretim kurumlarında akademik
özgürlük ve özerkliğe yönelik görünmez müdahaleleri ortaya koymak ve bu
müdahalelerin hem devlet hem de vakıf üniversitelerindeki yansımalarını çözümlemektir.
Araştırma, akademik kadrolaşma süreçlerinin merkezi aktörler tarafından
yönlendirilip yönlendirilmediğini ve bunun üniversitelerin özerk işleyişine
etkilerini incelemeyi hedeflemektedir. Araştırmanın özel hedefleri şunlardır:
Merkezi müdahalelerin mekanizmalarını saptamak: Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve diğer
merkezi aktörlerin üniversitelerdeki yönetim ve kadrolaşma süreçlerine yönelik
etkilerini çözümlemek.
Akademik özgürlük ve özerkliğin mevcut durumunu
değerlendirmek: Türkiye’deki devlet ve vakıf üniversitelerinde akademik
özgürlük ve özerklik düzeyini belirlemek ve uluslararası ölçünlerle
karşılaştırmak.
Vakıf üniversitelerinin finansal ve yönetimsel
bağımlılıklarını incelemek: Kar amacı gütmemelerine karşın örtük finansal uygulamalar ve yüksek
maliyetli işlem süreçlerinin üniversiteleri merkezi aktörlere bağımlı kılması
üzerindeki etkileri değerlendirmek.
Kadrolaşma ve atama süreçlerini çözümlemek: Rektör, dekan ve diğer akademik
yöneticilerin seçim ve atama süreçlerinde merkezi müdahalelerin rolünü
araştırmak.
Politik ve kurumsal öneriler geliştirmek: Akademik özgürlük ve özerkliğin
güçlendirilmesi için uygulanabilir strateji ve siyasa önerileri sunmak.
Bu amaç ve
hedefler doğrultusunda araştırma görünmez müdahalelerin üniversitelerin
eğitim-araştırma işlevlerini ve akademik topluluk üzerindeki etkilerini
bütüncül bir bakış açısıyla ortaya koymayı hedeflemektedir.
ARAŞTIRMA
SORULARI
Türkiye’de devlet ve vakıf üniversitelerinde akademik
özgürlük ve özerklik düzeyi nedir ve uluslararası ölçünlerle nasıl
karşılaştırılabilir?
Merkezi aktörler (özellikle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi)
yükseköğretim kurumlarının kadrolaşma ve yönetim süreçlerine nasıl müdahale
etmektedir?
Vakıf üniversitelerinin finansal bağımlılıkları ve kar amacı
gütmeyen yapıları akademik özerklik üzerindeki görünmez baskıları nasıl
şekillendirmektedir?
Rektör, dekan ve diğer akademik yöneticilerin seçim ve atama
süreçlerinde merkezi müdahalelerin rolü nedir ve bu müdahaleler akademik
özgürlüğü nasıl etkilemektedir?
Akademik kadrolaşma süreçlerindeki müdahalelerin
üniversitelerin eğitim, araştırma ve toplumsal hizmet işlevlerine etkileri
nelerdir?
Türkiye’de akademik özgürlük ve özerkliği güçlendirmek için
uygulanabilir stratejiler ve siyasa önerileri nelerdir?
ARAŞTIRMA
VARSAYIMLARI
Türkiye’de yükseköğretim kurumlarının akademik özgürlük ve
özerklik düzeyi, uluslararası ölçünler ve Lima Deklarasyonu ile Magna
Charta Universitatum ölçütleri açısından eksiklikler göstermektedir.
Merkezi aktörler, özellikle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve
ilişkili çalışma grupları üniversitelerdeki kadrolaşma ve yönetim süreçlerine
doğrudan veya dolaylı olarak müdahale etmektedir.
Vakıf üniversiteleri, resmi olarak kar amacı gütmese de örtük
finansal uygulamalar ve yüksek mali değerleri nedeniyle merkezi iktidara
bağımlı hale gelmekte ve bu durum akademik özerklik üzerinde baskı
oluşturmaktadır.
Rektör, dekan ve diğer akademik yöneticilerin atanması ve
seçim süreçleri merkezi müdahalelerle şekillenmekte ve akademik özgürlüğün tam
olarak sağlanmasını engellemektedir.
Akademik kadrolaşma ve yönetim üzerindeki müdahaleler
üniversitelerin eğitim, araştırma ve toplumsal hizmet işlevlerinin etkililiğini
olumsuz yönde etkilemektedir.
Akademik özgürlük ve özerkliği güçlendirmek için uygulanacak stratejiler
hem üniversitelerin iç yapısında hem de merkezi siyasa düzeyinde sistemli ve
bütüncül bir yaklaşım gerektirmektedir.
YÖNTEM
Araştırma
Tasarımı: Bu
çalışma, Türkiye’de yükseköğretimde akademik özgürlük ve özerklik üzerindeki
görünmez müdahaleleri inceleyen bir nitel araştırmadır. Araştırma, fenomenolojik
yaklaşım çerçevesinde yürütülmüş ve odak noktaları üniversitelerdeki
kadrolaşma, merkezi müdahaleler ve vakıf üniversitelerinin ekonomik
bağımlılığıdır.
Veri
Toplama Yöntemleri
Bu çalışma,
Türkiye’de devlet ve vakıf üniversitelerinde akademik özgürlük ve özerklik
düzeyini incelemeyi amaçlayan kuramsal ve çözümleyici bir araştırmadır.
Araştırmada birincil veri toplama yerine mevcut yazın, ulusal ve uluslararası
belgeler ile raporlar temel alınmıştır. Özellikle şu kaynaklar çözümlenmiştir:
akademik özgürlük ve özerklikle ilgili Türkiye’deki yasal düzenlemeler, “Scholars
at Risk” (2021), Akademik Özgürlük Endeksi (Academic Freedom Index)
verileri, Lima Deklarasyonu (1988) ve Magna Charta Universitatum
(1988) gibi uluslararası belgeler. Ayrıca, devlet ve vakıf üniversitelerinin
kamuoyuna açık mali ve yönetsel bilgileri de incelenmiştir.
Araştırma,
nitel içerik çözümlemesi yöntemi kullanılarak yürütülmüştür. Bu kapsamda yazın
ve belgeler akademik özgürlük ve özerklik göstergeleri çerçevesinde sistemli
olarak incelenmiş ve karşılaştırmalı bir çözümleme yapılmıştır. Çözümleme
sürecinde, merkezi aktörlerin müdahaleleri, vakıf üniversitelerinin finansal
bağımlılığı ve yönetim süreçleri gibi olgular kanıta dayalı ve doğrulanabilir
bulgular ışığında ele alınmıştır.
Belge Çözümlemesi: Yükseköğretim mevzuatı, YÖK
kararları, üniversite yönetmelikleri, Lima Deklarasyonu ve Magna
Charta Universitatum belgeleri incelenecektir.
Gözlem: Üniversitelerdeki yönetim
süreçlerine ilişkin toplantılar, akademik kurul ve fakülte kurulları gibi
ortamlar gözlemlenerek veri toplanacaktır.
Medya ve
Arşiv Çözümlemesi:
Basın haberleri, üniversitelerle ilgili kamu kayıtları ve vakıf
üniversitelerinin mali raporları incelenerek müdahale örüntüleri ortaya
konacaktır.
Etik
Hususlar: Mülakatlara
katılan katılımcıların kimlikleri gizli tutulacak ve gönüllü katılım esas
alınacaktır. Veri toplama süreçlerinde akademik etik kurallarına ve kişisel
haklara saygı gösterilecektir. Araştırmada kullanılan tüm belgeler, telif ve
gizlilik haklarına uygun biçimde ele alınacaktır.
KURAMSAL
ÇERÇEVE
Akademik
Özgürlük ve Özerklik: Kuramsal çerçeve akademik özgürlük ve özerklik kavramları üzerine kurulmuştur.
Lima Deklarasyonu (1988) ve Magna Charta Universitatum (1988)
gibi uluslararası belgeler, akademik özgürlüğün temelini oluştururken,
özerkliğin üniversitelerin devlet ve diğer toplumsal güçlerden bağımsız karar
alma kapasitesini vurgulamaktadır. Bu kavramlar bağlamında akademik özgürlük,
öğretim ve araştırma etkinliklerinde sansür, müdahale ve baskı olmaksızın
hareket edebilme hakkını içermektedir. Özerklik ise üniversitenin eğitim,
araştırma ve yönetsel siyasalarını kendi kararları doğrultusunda
belirleyebilmesini ifade etmektedir.
Kadrolaşma
ve Görünmez Müdahaleler: Kuramsal çerçevede, kadrolaşma süreçleri, üniversite yönetiminde merkezi
iktidarın veya siyasal aktörlerin etkisini artıran görünmez müdahaleler olarak
ele alınır. Bu müdahaleler, rektör atamaları, dekan seçimleri, öğretim üyesi
atamaları ve vakıf üniversitelerinin ekonomik bağımlılığı üzerinden
gerçekleşir. Bourdieu’nun alan kuramı ve Weber’in bürokrasi anlayışı bu
süreçlerin akademik alan üzerindeki yapısal etkilerini açıklamak için
kullanılabilir.
Vakıf
Üniversitelerinin Ekonomik Bağımlılığı: Vakıf üniversiteleri yasal olarak kar amacı gütmese de
ekonomik olarak bağımlı oldukları kaynaklar nedeniyle iktidara bağımlı duruma
gelirler. Bu durum, üniversite yönetimlerinin karar alma süreçlerinde görünmez
baskı ve müdahalelere açık duruma gelmesini sağlar. Kuramsal olarak, bu olgu
neo-liberal yönetim yaklaşımları ve ekonomik bağımlılık kuramları çerçevesinde
incelenebilir.
Akademik
Özgürlük ve Özerkliğin Ölçütleri: Kuramsal çerçevede, dünya çapında önde gelen üniversitelerin
yüksek akademik başarım düzeyinin temelinde, akademik özgürlük, nitelikli
akademisyen kadrosu, araştırma olanakları, özerk yönetim ve öğrencilere
sağlanan yaşam olanakları yer alır. Bu ölçütler, Türkiye’de üniversitelerin
durumunu karşılaştırmalı olarak değerlendirmek için bir temel sağlar.
Araştırmanın
Kuramsal Temeli: Araştırma,
yukarıdaki kuramsal eksenler üzerinden Türkiye’de yükseköğretimde akademik
özgürlük ve özerkliği sınırlayan görünmez müdahaleleri, kadrolaşmayı ve vakıf
üniversitelerinin ekonomik bağımlılığını çözümleme etmeyi amaçlar. Kuramsal
çerçeve hem uluslararası ölçünler hem de Türkiye özelinde yükseköğretim sistemi
bağlamında ele alınacaktır.
YAZIN
TARAMASI
Akademik
özgürlük ve özerklik, yükseköğretim yazınında uzun yıllardır tartışılan temel
kavramlardır. Bu kavramlar, üniversitelerin toplumsal sorumluluklarını yerine
getirebilmesi, bilimsel araştırmaların bağımsızlığı ve eğitim-öğretim
kalitesinin sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir (Lima
Declaration, 1988; Magna Charta Universitatum, 1988). Türkiye bağlamında
yapılan araştırmalar, akademik özgürlük ve özerkliğin uygulanmasında çeşitli
sınırlamaların mevcut olduğunu ortaya koymaktadır (Tekerek, 2023; Doğan, 2020).
Tekerek’in (2023) “Taşra Üniversiteleri” adlı çalışması özellikle taşra
üniversitelerinde merkezi müdahalelerin öğretim ve yönetim süreçleri üzerindeki
etkilerini ayrıntılı biçimde ele almıştır. Çalışma, taşra üniversitelerinin
kadrolaşma uygulamalarına, ders programlarının belirlenmesine ve akademik
personelin görev dağılımlarına ilişkin somut bulgular sunmaktadır. Bununla
birlikte, büyükşehirlerdeki devlet ve vakıf üniversitelerinde benzer
müdahalelerin sistemli biçimde incelenmesi yazında eksik kalmıştır.
Vakıf
üniversitelerine ilişkin çalışmalar ise genellikle hukuksal yapı ve finansal
sürdürülebilirlik üzerinde yoğunlaşmaktadır (Aydın, 2021; Doğan, 2020). Ancak
vakıf üniversitelerinin kar amacı gütmediği resmi düzenlemelere karşın örtük
muhasebe uygulamaları ve yüksek meblağlarla vakıf üniversitelerini alım-satım
işlemleri ve el değiştirmesi yollarıyla ekonomik yetersizliklerin iktidara
bağımlılık yaratması konusu yeterince incelenmemiştir. Bu durum, akademik
özerklik tartışmalarında önemli bir boşluk oluşturmaktadır.
Mevcut
araştırmalar ayrıca, akademik özgürlük ve özerkliği hukuksal düzenlemeler
üzerinden ele almakta, uygulamaların (kadrolaşma süreçleri, ders yükü
dağılımları, araştırma olanaklarının sınırlandırılması) üniversitelerdeki
işleyiş üzerindeki etkilerini sistemli biçimde çözümlememektedir. Bu nedenle,
akademik özgürlük ve özerklik kavramlarının Türkiye bağlamında ne ölçüde kurulduğunu
ortaya koymak için kapsamlı ve bütüncül bir araştırmaya gereksinim
duyulmaktadır.
Bu
araştırma, söz konusu boşlukları doldurmayı hedeflemekte ve Türkiye’de hem
devlet hem de vakıf üniversitelerinde görünmez müdahalelerin akademik özgürlük
ve özerklik üzerindeki olumsuz etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Böylece
taşra üniversiteleriyle sınırlı kalmayan, kamu ve vakıf üniversitelerini de
kapsayan kapsamlı bir çözümleme yapılacak ve yazına özgün bir katkı
sağlanacaktır.
ÇÖZÜMLEME:
AKADEMİK ÖZGÜRLÜK VE ÖZERKLİK DÜZEYİ
Türkiye’de
Akademik Özgürlük ve Özerklik
Türkiye’de
devlet ve vakıf üniversitelerinde akademik özgürlük ve özerklik düzeyi, mevzuat
ile uygulamalar arasında belirgin bir fark göstermektedir. Mevzuat açısından,
üniversitelerin özerkliği ve akademik özgürlüğü çeşitli kanun ve
yönetmeliklerle güvence altına alınmıştır (Yükseköğretim Kanunu, 2547 sayılı).
Ancak uygulamada, akademik kadrolaşma süreçleri, rektör ve dekan atamaları ile
ders yükü dağılımı gibi alanlarda merkezi ve siyasal müdahalelerin yoğunluğu
dikkat çekmektedir (Tekerek, 2023; Doğan, 2020).
Taşra
üniversiteleri özelinde yapılan araştırmalar, merkezi müdahalelerin özellikle
kadrolaşma ve yönetsel kararlar üzerinde belirgin etkiler yarattığını
göstermektedir. Tekerek (2023), taşra üniversitelerinde akademik personelin
ders seçimi ve araştırma alanlarında sınırlamalara maruz kaldığını ve bunun da
akademik özgürlüğün kısıtlandığını belirtmektedir. Devlet üniversitelerinde
benzer müdahaleler gözlemlenmekle birlikte yazında sistemli bir veri eksikliği
bulunmaktadır.
Uluslararası
Ölçünlerle Karşılaştırma: Lima Deklarasyonu (1988) ve Magna Charta Universitatum (1988)
gibi uluslararası belgeler, akademik özgürlük ve özerkliği evrensel normlarla
tanımlamakta ve yükseköğretim kurumlarının bağımsızlığını vurgulamaktadır. Bu
belgelerde öne çıkan başlıca ölçütler şunlardır: Akademik topluluğun eğitim,
araştırma ve yönetim alanlarında bağımsız karar alma hakkı, akademik personelin
özgürce araştırma yapabilmesi ve yayınlayabilmesi ve üniversitelerin devlet ve
dış güçlerden bağımsız olarak yönetim siyasalarını belirleyebilmesi
Türkiye’deki
üniversitelerle karşılaştırıldığında uygulamadaki durum uluslararası ölçünlerin
gerisinde kalmaktadır. Özellikle devlet üniversitelerinde rektörlerin
Cumhurbaşkanı tarafından atanması ve YÖK’ün müdahale yetkileri özerklik ölçütlerinin
kısıtlandığını göstermektedir. Vakıf üniversitelerinde ise ekonomik bağımlılık
ve iktidar ile kurulan ilişkiler bağımsız karar almayı sınırlayan bir etmen
olarak öne çıkmaktadır.
Sonuç
olarak, Türkiye’de hem devlet hem de vakıf üniversitelerinde akademik özgürlük
ve özerklik düzeyi, uluslararası belgelerde belirlenen ölçünlerle
kıyaslandığında yetersizdir. Bu durum, üniversitelerin eğitim ve araştırma
işlevlerini bağımsız bir şekilde yerine getirmelerini kısıtlamakta ve akademik başarım
düzeyini doğrudan etkilemektedir.
Tablo 1. Türkiye’de Devlet ve
Vakıf Üniversitelerinde Akademik Özgürlük ve Özerklik ile Uluslararası Ölçünlerin
Karşılaştırması |
||||
Ölçüt |
Devlet Üniversiteleri |
Vakıf Üniversiteleri |
Uluslararası Ölçünler
(Lima, Magna Charta) |
Değerlendirme |
Rektör Atama Süreci |
Cumhurbaşkanı ataması, YÖK ön onayı |
Mütevelli heyeti ataması, çoğunlukla dış baskılara
açık |
Akademik topluluk tarafından seçim |
Eksik |
Akademik Kadrolaşma |
Merkezi ve siyasal müdahale yaygın |
Finansal ve iktidar bağımlılığı etkili |
Akademik topluluk kendi ölçütleriyle atama yapar |
Kısıtlı |
Ders ve Araştırma Alanı Seçimi |
Yüksek ders yükü, sınırlı seçme özgürlüğü |
Bütçe ve mütevelli kararları etkili |
Akademisyen özgürce seçebilir |
Yetersiz |
Araştırma ve Yayın Özgürlüğü |
Bazı disiplinlerde sınırlamalar |
Maddi bağımlılık nedeniyle dolaylı kısıtlar |
Tam özgürlük |
Kısmen yeterli |
Öğrenci Katılımı ve Yönetim |
Sınırlı, YÖK etkisi |
Mütevelli heyeti etkisi |
Yönetimde ve kararlarda aktif katılım |
Eksik |
Finansal Özerklik |
Devlet bütçesine bağlı |
Devlet desteği + özel kaynaklar, yüksek bağımlılık |
Tam bağımsız bütçe yönetimi |
Kısıtlı |
Tablo 2. Türkiye’de Akademik
Özgürlük ve Özerklik Üzerine Somut Göstergeler |
|||
Gösterge |
Mevcut Durum |
Uluslararası Ölçün |
Yorum |
Haftalık Ders Yükü |
20-24 saat (yetişkin öğretim ve lisansüstü dahil) |
Uygun dengelenmiş, araştırmaya zaman ayıracak düzey |
Araştırma zamanı kısıtlı |
Rektör Seçimi |
Cumhurbaşkanı ataması |
Akademik topluluk seçimi |
Özgür özerklik yok |
Araştırma Destekleri |
Proje bazlı, kısıtlı |
Bağımsız fon ve kaynak |
Yetersiz destek |
Uluslararası İş Birliği |
İzin ve yönetsel prosedürler sınırlı |
Serbest iş birliği |
Kısıtlı |
Akademik Topluluk Etkinliği |
Toplantı ve seminer sınırlı |
Düzenli seminer, tartışma platformları |
Geliştirilmeli |
Türkiye’de
akademik özgürlük ve özerklik, uluslararası ölçünlerle kıyaslandığında sınırlı
düzeydedir. “Scholars at Risk” (2021) tarafından hazırlanan Akademik
Özgürlük Endeksi’ne göre Türkiye, akademik özgürlük bakımından 140 ülke
arasında 102 inci sırada yer almakta ve puanı 53/100 olarak ölçülmektedir. Bu
durum, Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarının, akademik etkinliklerini
yürütürken çeşitli kısıtlamalara maruz kaldığını göstermektedir.
Tablo 3 Türkiye ve bazı
ülkelerde akademik özgürlük karşılaştırması (Scholars at Risk, 2021) |
||
Ülke |
Academic Freedom Index
Puanı |
Sıra |
Almanya |
85 |
12 |
Hollanda |
88 |
7 |
Türkiye |
53 |
102 |
Polonya |
60 |
89 |
Meksika |
65 |
72 |
Tablo 4 Akademik Özgürlük
Endeksine Göre Türkiye (2024) |
||
Ölçüt |
Skor |
Toplam |
Araştırma ve Öğretim Özgürlüğü (Freedom To
Research And Teach) |
0,92 |
0-4 |
Akademik Değişim ve Bilgi Yayılımı (Academic
Exchange And Dissemination) |
1,29 |
0-4 |
Kurumsal Özerklik (Institutional Autonomy) |
1,09 |
0-4 |
Yerleşke Bütünlüğü (Campus Integrity) |
1,28 |
0-4 |
Akademik ve Kültürel İfade (Academic And Cultural
Expression) |
0,45 |
0-4 |
GENEL |
0.12 |
0-1 |
Yukarıdaki
tabloda verilen göstergelerin anlamı aşağıdaki çizelgede açıklanmıştır.
Tablo 5 Ölçütler, Puan ve
Açıklamalar |
||
Ölçüt |
Skor |
Açıklama |
Araştırma ve Öğretim Özgürlüğü (Freedom To
Research And Teach) |
0,92 |
Akademisyenlerin araştırma konularını seçme ve ders
içeriklerini belirleme özgürlüğünü ölçer. Türkiye’de akademik müdahaleler
nedeniyle sınırlı kalmaktadır. |
Akademik Değişim ve Bilgi Yayılımı (Academic
Exchange And Dissemination) |
1,29 |
Akademik bilgi paylaşımı, yayın yapma ve
uluslararası iş birliklerini kapsar. Yüksek puan, akademik değişim olanaklarının
görece açık olduğunu gösterir. |
Kurumsal Özerklik (Institutional Autonomy) |
1,09 |
Üniversitelerin yönetsel ve mali kararlarını
bağımsız alabilme kapasitesini gösterir. Türkiye’de merkezi müdahaleler bu
skoru düşürmektedir. |
Yerleşke Bütünlüğü (Campus Integrity) |
1,28 |
Yerleşke içi güvenlik, ifade özgürlüğü ve toplumsal
baskılardan bağımsız yaşam alanlarını ölçer. Yüksek puan görece korunan
alanlara işaret eder. |
Akademik ve Kültürel İfade (Academic And Cultural
Expression) |
0,45 |
Akademik ve kültürel etkinliklerde ifade özgürlüğünü
yansıtır. Türkiye’de düşük puan sınırlı ifade ve kültürel etkinliklere işaret
etmektedir. |
Akademik
Özgürlük Endeksi’nin 2025 güncellemesinde Türkiye’nin genel puanı 1.0 üzerinden
0.12 olarak verilmektedir. Bu puanın bileşenleri ise Tablo 5’de gösterilmiştir.
Kuşkusuz bu değerler kabul edilemeyecek dizeyde düşüktür.
Türkiye
akademik özgürlük ve özerklik konusunda en alt yüzde onluk grup içinde yer
almaktadır. Bu grup içinde yer alan öteki ülkeler şunlardır: Filistin (Gazze),
Katar, Nikaragua, Kuzey Kore, Myanmar, Eritre, Beyaz Rusya, Ruanda,
Türkmenistan, Çin, Suudi Arabistan, Ekvator Ginesi, Tacikistan, Afganistan,
Mısır, Küba, Güney Sudan.
Bu sonuçlar
hem devlet hem vakıf üniversitelerinde akademik özerklik ve özgürlüğün sınırlı
olduğunu göstermektedir. Üniversitelerin yönetim süreçlerine devletin ve
merkezi aktörlerin müdahalesi, özellikle rektör atamaları ve fakülte yönetim
seçimlerinde kendini göstermektedir.
Merkezi
Aktörlerin Yükseköğretim Kurumlarına Müdahalesi: Kanıt Temelli Bir
Değerlendirme
Türkiye’de
devlet ve vakıf üniversitelerinde akademik özerklik ve özgürlük, merkezi
aktörlerin özellikle rektör atamaları ve kadrolaşma süreçleriyle doğrudan
ilişkilidir. Bu bağlamda, müdahalenin boyutları ve etkileri yalnızca belgeler
ve yayımlanmış araştırmalar ışığında incelenebilir.
Rektör
Atamaları ve Yasal Çerçeve: 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve ilgili yönetmelikler,
devlet üniversitelerinde rektörlerin Cumhurbaşkanı tarafından atanacağını
öngörmektedir (YÖK, 2023). Bu mekanizma, akademik özerkliğin sınırlarını
belirleyen resmî bir düzenleme olarak işlev görmektedir. Atama süreçleri kamuya
açık olup, ilgili atama kararları ve ölçütleri Resmi Gazete’de
yayımlanmaktadır. Dolayısıyla, rektör atamalarının akademik özgürlük üzerindeki
etkisi gözlemlenebilir ve kanıtlanabilir bir olgudur.
Yayınlanmış
Araştırmaların Bulguları: Taşra Üniversiteleri (2023) adlı çalışma, Türkiye’de devlet
üniversitelerindeki kadrolaşma süreçlerinin merkezi aktörler tarafından
yönlendirildiğini somut örnekler üzerinden ortaya koymaktadır. Araştırma,
atanmış rektörlerin akademik geçmişlerini, yönetim deneyimlerini ve kurumsal
bağlantılarını belgeleyerek özerkliğin sınırlandığı durumları ayrıntılı biçimde
incelemektedir. Bu bulgular, merkezi müdahalelerin yalnızca varsayımsal değil
kanıtlanmış olgulara dayandığını göstermektedir.
Uluslararası
Karşılaştırmalar ve Endeksler: Uluslararası akademik özgürlük ve özerklik endeksleri,
Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarının özerklik düzeyinin uluslararası ölçünlerin
altında olduğunu ortaya koymaktadır (Freedom House, 2022; Scholars at Risk,
2021). Bu göstergeler, merkezi atama mekanizmalarının akademik özgürlük
üzerinde ölçülebilir etkilerini istatistiksel verilerle desteklemektedir.
Sonuç
olarak, Türkiye’de yükseköğretim kurumlarındaki akademik özgürlük ve özerklik
merkezi aktörlerin atama ve kadrolaşma süreçlerinden doğrudan etkilenmektedir.
Bu durum, yalnızca yasalar ve yönetmeliklerle belirlenmiş bir çerçeve olarak
kalmayıp yayımlanmış araştırmalar ve uluslararası göstergeler aracılığıyla
kanıtlanabilir bir olgu niteliğindedir.
Aşağıda,
Türkiye'nin Akademik Özgürlük Endeksi 2023’teki sırası ve puanını içeren bir
çizelge sunulmuştur. Bu veriler, akademik özgürlük ve özerklik düzeyini
değerlendirmek için önemli bir göstergedir.
Tablo 6 Türkiye'nin Akademik
Özgürlük Endeksi 2023 Verileri |
|||
Ülke |
Sıra |
Puan (0–1) |
Açıklama |
Türkiye |
164 |
0.09 |
Türkiye, 179 ülke arasında son %10'luk dilimde yer
almakta. Kuzey Kore, Myanmar ve İran gibi ülkelerle benzer bir puana
sahiptir. |
Tablo 7 Türkiye’nin Akademik
Özgürlük Endeksi’nde Zaman İçindeki Değişimi |
||
Yıl |
Puan |
Açıklama |
2002 |
0.57 |
Türkiye, 2002 yılında 0.57 puanla daha yüksek bir
sıralamaya sahipti. |
2012 |
0.43 |
2012 yılına gelindiğinde puan 0.43’e düşerek önemli
bir azalma göstermiştir. |
2023 |
0.09 |
2023 yılında puan 0.09’a gerileyerek son 15 yılda
%83’lük bir düşüş yaşanmıştır. |
Vakıf
Üniversitelerinin Finansal Bağımlılığı ve Akademik Özerklik Üzerindeki Etkileri
Vakıf
üniversiteleri, Türkiye’deki yükseköğretim sisteminde önemli bir yer
tutmaktadır. Yasal olarak kar amacı gütmeyen kuruluşlar olarak tanımlansalar da
uygulamada finansal sürdürülebilirliklerini sağlamak için yüksek öğrenim
ücretleri ve bağışlar üzerinden gelir elde etmektedirler. Bu durum, vakıf
üniversitelerinin hem devletin hem de özel sermaye aktörlerinin etkisine açık duruma
gelmesine yol açmaktadır. Türkiye’de vakıf üniversitelerinin önemli bir kısmı,
yüksek öğrenim ücretlerinin yanı sıra bağışlar ve sponsorluklarla finansal
kaynaklarını çeşitlendirmeye çalışmaktadır (YÖK, 2022). Ancak bu gelir
kaynakları, üniversitelerin yönetim kararlarında görünmez bir baskı mekanizması
oluşturabilmektedir. Örneğin, bağışçıların veya yüksek meblağla üniversiteyi
devralan yatırımcıların beklentileri, müfredat ve öğretim kadrosu seçimleri
üzerinde dolaylı bir etki yaratabilmektedir. Bu durum, akademik özerklik
açısından risk oluşturmaktadır. Çünkü akademisyenlerin araştırma ve öğretim
tercihleri, finansal çıkarlar veya sponsor beklentileri doğrultusunda
sınırlanabilmektedir.
Araştırmalar,
Türkiye’deki vakıf üniversitelerinde bu görünmez baskının çeşitli biçimlerde ortaya
çıktığını göstermektedir (Karakaya, 2023; Taşra Üniversiteleri, 2023). Kar
amacı gütmeyen yapı biçimsel olarak akademik özgürlüğü güvence altına alsa da
uygulamada mali bağımlılık, özerk karar alma süreçlerini sınırlandırmakta ve
üniversitenin toplumsal sorumluluklarının yerine getirilmesini
zorlaştırmaktadır. Örneğin, yükseköğretim programlarının ve araştırma
alanlarının seçimi, çoğunlukla finansal sürdürülebilirlik ölçütlerine göre
şekillenmekte, akademisyenlerin özgür araştırma yürütme kapasitesi
kısıtlanmaktadır. Dolayısıyla vakıf üniversitelerinin finansal bağımlılıkları,
akademik özerklik üzerinde doğrudan ve dolaylı baskılar oluşturmaktadır. Bu
durum, uluslararası akademik ölçünler ve Lima Deklarasyonu ile
belirlenen özerklik ölçütleri ile karşılaştırıldığında Türkiye’de vakıf
üniversitelerinde akademik özerkliğin sınırlı olduğunu ortaya koymaktadır.
Merkezi
aktörler, özellikle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve ilgili devlet organları,
devlet üniversitelerinde kadrolaşma ve yönetim süreçlerini şekillendirmede
belirleyici rol oynamaktadır. Rektörlerin Cumhurbaşkanı tarafından atanması,
fakülte ve dekan yönetimlerinin merkezi onaya tabi olması, akademik özerklik
açısından ciddi bir sınırlayıcı etmendir.
Bu durum,
uluslararası özerklik ölçütleri ile karşılaştırıldığında Türkiye’de
yükseköğretim kurumlarının karar alma süreçlerinde bağımsızlıklarını tam olarak
sağlayamadığını ortaya koymaktadır (Lima Deklarasyonu, 1988; Magna Charta
Universitatum, 1988). Taşra Üniversiteleri (2023) araştırmasında, merkezi
müdahalelerin özellikle taşra üniversitelerinde öğretim kadrolarının
şekillendirilmesinde baskı mekanizması oluşturduğu vurgulanmaktadır.
Vakıf
üniversiteleri yasal olarak kar amacı gütmeyen kuruluşlar olsa da yüksek
öğrenim ücretleri ve bağışlar üzerinden finansal sürdürülebilirlik sağlamak
zorundadır. Bu durum, yönetim kararları üzerinde dolaylı baskı mekanizmaları
oluşturmakta ve akademik özerkliği sınırlamaktadır (Karakaya, 2023).
Tablo 8 Üniversite Türü ve
Bağımlılık Düzeyi |
||
Üniversite Türü |
Finansal Bağımlılık |
Akademik Özerklik
Etkisi |
Devlet Üniversiteleri |
Orta |
Kısmi kısıtlı |
Vakıf Üniversiteleri |
Yüksek |
Dolaylı baskı yüksek |
Vakıf
üniversitelerinin finansal bağımlılığı, araştırma ve öğretim alanlarının seçimi
üzerinde görünmez bir baskı oluşturmaktadır. Bu durum, uluslararası ölçünlerde
öngörülen özerklik ölçütleri ile uyumsuzdur (Lima Deklarasyonu, 1988).
Rektör,
Dekan ve Diğer Akademik Yöneticilerin Seçim ve Atama Süreçlerinde Merkezi
Müdahalelerin Rolü ve Akademik Özgürlüğe Etkisi
Türkiye’de
devlet üniversitelerinin yönetim yapısında rektör atamaları, 2018 sonrası
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri çerçevesinde doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından
yapılmakta, buna bağlı olarak fakülte dekanları rektörler tarafından
belirlenmektedir (YÖK, 2022). Bu atama yöntemi, akademik topluluğun kendi
temsilcilerini seçme hakkını ciddi şekilde sınırlamakta ve üniversitelerin
özerk karar alma kapasitesini azaltmaktadır. Akademik özerklik ve özgürlük yazını
üniversite yönetimindeki demokratik katılımın bu iki kavram için merkezi bir
öneme sahip olduğunu vurgulamaktadır (Lima Deklarasyonu, 1988; Magna Charta
Universitatum, 1988).
Taşra
üniversitelerinde yapılan araştırmalar, merkezi aktörlerin üniversite yönetim
süreçlerine doğrudan ve dolaylı müdahalelerinin hem akademisyenlerin atanması
hem de yükseltilmesi süreçlerinde belirleyici olduğunu göstermektedir (Taşra
Üniversiteleri, 2023). Bu durum, akademik özgürlüğün üç temel boyutunu
olumsuz etkilemektedir:
Akademik
İfade Özgürlüğü:
Akademisyenler, merkezi aktörlerin ve yönetim organlarının beklentilerine uygun
ders içerikleri geliştirmeye ve araştırma konuları belirlemeye yönlendirilmekte
ve eleştirel veya tartışmalı konulara değinmek konusunda çekinceler (akademik
oto sansür) yaşamaktadır. Bu durum, akademik tartışma ortamının daralmasına ve
özgün bilimsel üretimin sınırlanmasına yol açmaktadır (Karakaya, 2023).
Özerk
Araştırma ve Yayın Etkinlikleri: Merkezi müdahalelerin dolaylı etkisi araştırma projelerinin
ve yayın siyasalarının bağımsız olarak yürütülmesini engellemekte ve araştırma
önceliklerinin merkezi aktörlerin beklentilerine göre şekillenmesine neden
olmaktadır. Akademik özgürlüğün uluslararası ölçünleri araştırma ve yayın
süreçlerinin herhangi bir siyasal veya yönetsel baskıdan bağımsız olmasını
zorunlu kılmaktadır (Scholars at Risk, 2021).
Yönetimsel
Katılım ve Karar Alma:
Akademik topluluk üyelerinin üniversite yönetimine katılım haklarının
kısıtlanması, fakülte ve bölüm düzeyinde özerk karar alma süreçlerini
zayıflatmaktadır. Rektör ve dekan atamalarında merkezi aktörlerin belirleyici
rolü, akademik özerkliğin sınırlarını daraltmakta ve üniversitenin kendi siyasalarını
bağımsız olarak belirleme kapasitesini azaltmaktadır (YÖK, 2022). Vakıf
üniversitelerinde, rektör ve üst yönetim seçimlerinde devlet müdahalesi sınırlı
olmakla birlikte, bağışçı ve merkezi aktörlerle kurulan ilişkiler aracılığıyla
dolaylı müdahaleler gözlemlenmektedir. Özellikle üst düzey atamalarda, merkezi
aktörlerin veya güçlü bağışçıların beklentileri, yöneticilerin karar alma
özgürlüğünü gölgelemekte ve akademik özerkliğe yönelik görünmez baskılar
yaratmaktadır (Karakaya, 2023). Bu durum, vakıf üniversitelerinin kuramsal
olarak özerk olmasına karşın finansal bağımlılıklar ve çıkar ilişkileri
nedeniyle merkezi müdahalelere karşı kırılgan bir yapıya sahip olduğunu
göstermektedir.
Değerlendirmek
gerekirse, merkezi müdahaleler, Türkiye’de akademik özgürlüğü sınırlayan somut
ve ölçülebilir bir etmendir. Rektör ve dekan atamalarında merkezi onay
mekanizması, akademik karar süreçlerinin bağımsızlığını azaltmakta ve
uluslararası özerklik ölçünleriyle uyumsuzluk yaratmaktadır. Bu bulgular,
araştırmanın ana varsayımı olan “merkezi aktörlerin yükseköğretimde görünmez
müdahaleleri” ile doğrudan ilişkilidir ve olgusal kanıtlara dayanmaktadır.
Akademik
Kadrolaşma Süreçlerindeki Müdahalelerin Üniversitelerin Eğitim, Araştırma ve
Toplumsal Hizmet İşlevlerine Etkileri
Akademik
kadrolaşma süreçlerine merkezi aktörlerin müdahalesi, yalnızca rektör ve dekan
atamaları ile sınırlı kalmayıp, öğretim üyelerinin atama, yükselme ve ders
dağılımı süreçlerini de etkilemektedir. Türkiye’de devlet üniversitelerinde,
akademik personelin kadrolaşma sürecinde merkezi onay mekanizmaları ve yönetsel
beklentiler, öğretim üyelerinin uzmanlık alanlarına göre ders seçimi, araştırma
konularının belirlenmesi ve proje geliştirme özgürlüklerini sınırlamaktadır
(Taşra Üniversiteleri, 2023; YÖK, 2022).
Eğitim
İşlevine Etkileri: Müdahaleler,
akademisyenlerin ders içeriklerini bağımsız olarak planlamalarını sınırlamakta;
merkezi beklentilere uygun dersler sunulması yönünde bir baskı oluşturmaktadır.
Bu durum, öğrencilerin eleştirel düşünme, bağımsız araştırma ve yenilikçi
yaklaşım becerilerinin gelişmesini engelleyebilir (Karakaya, 2023). Ayrıca,
öğretim yüklerinin aşırı ve düzensiz dağılımı, akademisyenlerin ders hazırlığı
ve öğrenci rehberliği gibi temel eğitim etkinliklerine yeterli zaman ayırmasını
kısıtlamaktadır.
Araştırma
İşlevine Etkileri: Akademik
kadrolaşma üzerindeki müdahaleler, araştırma önceliklerinin belirlenmesinde
merkezi aktörlerin etkili olmasına yol açmaktadır. Bu durum, bilimsel üretim
üzerinde dolaylı bir yönlendirme oluşturmakta; eleştirel veya tartışmalı
konulara odaklanan çalışmaların azalmasına neden olmaktadır. “Scholars at
Risk” (2021) verileri, Türkiye’nin akademik özgürlük sıralamasının
düşüklüğünü araştırma alanında akademisyenlerin bağımsız hareket etme
kapasitesinin kısıtlanması ile ilişkilendirmektedir.
Toplumsal
Hizmet İşlevine Etkileri: Üniversitelerin toplumla etkileşim ve toplumsal hizmet projelerine
katılımı kadrolaşma süreçlerindeki müdahalelerden doğrudan etkilenmektedir.
Merkezi aktörlerin etkisi altında üniversite projeleri ve toplumsal hizmet
programları öncelikle merkezi hükümetin siyasalarıyla uyumlu alanlarda
şekillenmekte ve yerel toplumsal gereksinmelere yönelik bağımsız girişimler
sınırlı kalmaktadır (Taşra Üniversiteleri, 2023). Bu durum,
üniversitelerin toplumsal sorumluluk ve toplumla etkileşim işlevlerinin
zayıflamasına yol açmaktadır.
Sonuç olarak
belirtmek gerekirse, merkezi müdahaleler, akademik kadrolaşma süreçlerinin
eğitim, araştırma ve toplumsal hizmet işlevleri üzerinde doğrudan ve
ölçülebilir etkiler yarattığını göstermektedir. Bu etkiler, akademik özgürlük
ve özerklik ölçünleri ile uyumsuzdur. Üniversitelerin ulusal ve uluslararası
düzeyde yarışabilirliğini sınırlandırmaktadır. Dolayısıyla akademik
kadrolaşmanın bağımsız ve demokratik yöntemlerle yürütülmesi hem bilimsel
üretimin hem de toplumla etkileşimin kalitesi açısından kritik öneme sahiptir.
Akademik
Tasfiye Yöntemleri
Türkiye
üniversitelerinde özellikle 2016 sonrası dönemde gözlemlenen akademik tasfiye süreçleri
hem bireysel hem de kurumsal düzeyde çeşitli yöntemlerle uygulanmıştır. Bu
yöntemler, akademik özgürlüğün sınırlandırılması, ideolojik uyumun sağlanması
ve merkezi siyasal otoritenin denetiminin güçlendirilmesi amacını taşımaktadır.
Yönetim
ve Atama Yoluyla Tasfiye: Üniversite yönetim kademelerine (rektörlük, dekanlık, bölüm başkanlığı) siyasal
veya ideolojik olarak güvenilir kişilerin atanması, tasfiye sürecinin temel
mekanizmalarından biridir. Bu atamalar, akademik ve yönetsel kararların siyasal
çizgiye göre şekillenmesini sağlamış ve üniversitelerin özerkliğini
zayıflatmıştır. Örneğin, Boğaziçi Üniversitesi’nde 2021 yılında gerçekleşen
rektör ataması sonrası yönetim kadrolarının değiştirilmesi, akademik
muhalefetin bastırılması ve ideolojik uyumun pekiştirilmesi sürecine işaret
etmektedir.
İşten
Çıkarma ve Görevden Alma: Akademisyenlerin disiplin soruşturmaları, usulsüzlük savları, başarım
düzeyi eleştirileri veya “uyumsuz davranış” gibi gerekçelerle görevlerinden
uzaklaştırılması yaygın bir uygulamadır. 2016 sonrası çıkarılan Kanun Hükmünde
Kararnameler (KHK) ile özellikle FETÖ bağlantısı savıyla binin üzerinde
akademisyen kamudan ihraç edilmiştir. Bu süreçler hem bireysel akademik
özgürlüklerin kısıtlanmasına hem de üniversitelerde oto-sansür ve korku
ortamının oluşmasına neden olmuştur.
Akademik Başarım
Düzeyi ve Yükseltme Süreçlerinin Yönlendirilmesi: Doçentlik ve profesörlük atamaları
gibi akademik yükseltme süreçlerinde liyakat yerine siyasal veya ideolojik
uyumun önceliklendirilmesi akademik kalite üzerinde olumsuz etkiler
yaratmaktadır. Yayın, atıf, ders yükü ve araştırma fonlarına erişim gibi
kriterlerin siyasal bağlantılar doğrultusunda uygulanması akademik üretkenliğin
ve araştırma çeşitliliğinin daralmasına yol açmaktadır.
Öğrenciler
Üzerinden Akademik Özgürlük Baskısı: Öğrenciler ve akademisyenler, üniversite yönetimlerini veya
devlet siyasalarını eleştiren eylem ve paylaşımları nedeniyle disiplin
soruşturmalarına maruz bırakılmıştır. Burs, yurt ve ders seçimi gibi
mekanizmalar üzerinden uygulanan dolaylı baskılar akademik tartışmaların
zayıflamasına ve oto-sansürün pekişmesine yol açmıştır. 2021 Boğaziçi
Üniversitesi protestoları bu duruma somut bir örnek teşkil etmektedir.
Araştırma
ve Akademik Konuların Sınırlandırılması: Araştırma fonlarına erişimin kısıtlanması veya belirli
konularda araştırma yapılmasının engellenmesi, akademik özgürlüğün bir diğer
sınırlandırma biçimidir. Kürt meselesi, devlet siyasalarını eleştiren
araştırmalar ve toplumsal haklar gibi alanlarda uygulanan sınırlamalar akademik
üretkenliğin ve araştırma çeşitliliğinin daralmasına yol açmıştır.
Kurumsal
ve Yapısal Müdahaleler: Üniversitelerin özerkliğini zayıflatan yasalar ve yönetmelikler, merkezi
otoritenin denetimini güçlendirmiştir. Bölümlerin ve fakültelerin kapatılması,
birleştirilmesi veya yeniden yapılandırılması, yeni fakülteler ve kadrolar
oluşturularak ideolojik uyumun sağlanması, kurumsal düzeyde tasfiyeyi
desteklemiştir. Bu müdahaleler, üniversitelerde eleştirel düşünce alanının
daralmasına ve akademik kalite kaybına yol açmıştır.
Toplumsal
ve Maddi Baskılar: Akademisyenler
üzerinde uygulanan mali yaptırımlar (araştırma fonlarına erişim engeli, ek
görev ve projelerle yük artırımı) ve toplumsal yalnızlaştırma (akademik
çevrelerde saygınlığın azaltılması, konferans ve iş birliklerinden dışlanma) da
tasfiye yöntemlerinin önemli bileşenlerindendir. Bu baskılar, akademik
üretkenliği ve meslek güdülenmesini olumsuz etkilemiştir.
Bu
çerçevede, akademik tasfiye yöntemleri bireysel ve kurumsal düzeyde bir bütün
olarak ele alınmalı ve akademik özgürlük, özerklik ve araştırma çeşitliliği
üzerindeki etkileri sistemli bir şekilde çözümlenmelidir.
Akademik
Tasfiye Yöntemleri ve Somut Örnekler
Yönetim
ve Atama Yoluyla Tasfiye: Boğaziçi Üniversitesi’nde (2021): rektör atamasının ardından yönetim
kadroları ideolojik uyumlu kişilerle değiştirildi. Akademik tepkilerin
bastırılması ve yönetsel kararların siyasal çizgiye göre yönlendirilmesi
sağlandı. 2013–2015 döneminde bazı toplumsal bilimler fakültelerinde ideolojik
uyumlu dekan atamaları yapılması akademik kararların merkezi etkilenmeye
başlamasına yol açtı.
İşten
Çıkarma ve Görevden Alma: Disiplin soruşturmaları, ihraçlar, geçici uzaklaştırmalar veya
emekliliğe zorlama.
Somut
Örnekler:
KHK
İhraçları (2016): 15
Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ bağlantısı savıyla 1000’den fazla
akademisyen kamudan ihraç edildi. İstanbul Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi
ve Ankara Üniversitesi başta olmak üzere birçok üniversite etkilendi.
Maltepe
Üniversitesi’nde (2024) toplam 23 akademisyen, bölüm kapatma ve küçülme
gerekçeleriyle işten çıkarıldı. Akademik kadro yapısında ciddi bir değişim
gerçekleşti.
Akademik Başarım
Düzeyi ve Yükseltme Süreçlerinin Yönlendirilmesi: Uygulama: Doçentlik ve profesörlük
atamalarında liyakat yerine siyasal/ideolojik uyumun önceliklendirilmesi.
2022–2023
döneminde doçent ve profesörlük atamalarında siyasal/ideolojik uyum ölçütleri
öne çıkarıldı. Bazı kadrolar siyasal yakınlık gösteren akademisyenlere verildi.
Öğrenci
ve Akademik Özgürlük Baskısı: Disiplin soruşturmaları, burs/yurt haklarının kısıtlanması, toplumsal
yalnızlaştırma.
Boğaziçi
Üniversitesi (2021): Rektör atamalarına karşı protestolara katılan öğrencilere
disiplin soruşturmaları açıldı. Destek veren akademisyenler de uyarıldı veya
soruşturuldu. Öğrencilerin ve akademisyenlerin toplumsal medya paylaşımları
nedeniyle baskıya maruz kalmaları akademik tartışmanın zayıflamasına neden
oldu.
Kurumsal
ve Yapısal Müdahaleler: Üniversite özerkliğinin sınırlandırılması, fakülte/bölümlerin yeniden
yapılandırılması.
YÖK Kanunu
değişiklikleri (2016 sonrası) ile rektör seçimlerinin kaldırılması ve merkezi
atamaların güçlendirilmesi.
İstanbul
Üniversitesi’nde ve Boğaziçi Üniversitesi’nde bazı fakültelerin kapatılması ve
bölümlerin birleştirilmesi ile akademik kadroların siyasal uyumlu hale
getirilmesi.
Toplumsal
ve Maddi Baskılar:
Araştırma fonlarına erişim kısıtlamaları, ek görevlerle akademik yükün
artırılması, toplumsal izolasyon.
Akademisyenlerin
ulusal ve uluslararası konferanslara davet edilmemesi, araştırma fonlarının
engellenmesi ve akademik çevrelerde itibarsızlaştırılması.
Maltepe
Üniversitesi’nde (2024) işten çıkarılan akademisyenler, bölümlerin küçültülmesi
gerekçesiyle mesleki ve toplumsal baskıya maruz kaldı.
Türkiye’de
Akademik Özgürlük ve Özerkliği Güçlendirmek İçin Uygulanabilir Stratejiler ve Siyasa
Önerileri
Türkiye’de
akademik özgürlük ve özerklik, hem devlet ve vakıf üniversitelerinde farklı
düzeylerde etkilenmekte olup, uluslararası ölçünler ve iyi uygulamalar
çerçevesinde güçlendirilmesi olanaklıdır. Yazında ve uluslararası belgelerde (Lima
Declaration, 1988; Magna Charta Universitatum, 1988; Scholars at Risk, 2021) vurgulandığı
üzere, akademik özgürlük ve özerklik yükseköğretim kurumlarının eğitim,
araştırma ve toplumsal hizmet işlevlerini etkili biçimde yerine getirebilmeleri
için temel ön koşullardır. Bu bağlamda Türkiye’de uygulanabilecek stratejiler
ve siyasa önerileri şu şekilde özetlenebilir:
Rektör ve
Akademik Yönetici Atama Süreçlerinde Demokratik Katılımın Sağlanması: Akademik yöneticilerin seçim ve atama
süreçleri, üniversite bileşenlerinin katılımıyla yürütülmelidir. Bu bağlamda,
devlet üniversitelerinde rektörlerin ve dekanların atanmasında merkezi
müdahalelerin sınırlandırılması ve akademik toplulukların oy hakkının
artırılması, özerkliği güçlendirecek önemli bir adımdır (Taşra Üniversiteleri,
2023).
Vakıf
Üniversitelerinin Finansal Bağımsızlığının Desteklenmesi: Vakıf üniversiteleri, kar amacı
gütmeyen kuruluşlar olmalarına karşın finansal bağımlılık nedeniyle merkezi
veya özel aktörlere bağımlı duruma gelmektedir. Devlet bütçesinden sağlanacak
desteklerin artırılması ve saydam mali denetim mekanizmalarının kurulması
akademik kararların dış müdahalelerden bağımsızlaşmasını sağlayacaktır
(Özdemir, 2021).
Akademik Başarım
Düzeyi ve Yük Dengesinin İyileştirilmesi: Türkiye’de akademisyenler yüksek ders yükü, yönetsel
görevler ve araştırma beklentileri arasında denge kurmakta zorlanmaktadır. Ders
yükünün makul düzeye çekilmesi, araştırma fırsatlarının artırılması ve bilimsel
altyapının güçlendirilmesi akademik özgürlüğün gerçeğe dönüştürülmesine katkı sağlayacaktır
(Scholars at Risk, 2021).
Uluslararası
İşbirliklerinin Desteklenmesi: Akademik toplulukların uluslararası araştırma ve eğitim
ağlarına erişimi artırılmalıdır. Erasmus, Horizon Europe gibi programlar ile
üniversitelerin küresel ölçekte iş birliği yapması, akademik özgürlük ve
özerkliğin güvence altına alınmasına destek olacaktır (Magna Charta
Universitatum, 1988).
Yasal ve
Kurumsal Reformlar: Yükseköğretim
Kanunu ve diğer ilgili düzenlemelerde, üniversitelerin özerkliğini
güçlendirecek değişiklikler yapılmalıdır. Örneğin, YÖK’ün yetkilerinin akademik
karar süreçleri üzerindeki sınırlı etkisi ve denetim mekanizmalarının
güçlendirilmesi özerkliğin hukuksal çerçevede korunmasını sağlayacaktır (Taşra
Üniversiteleri, 2023).
Akademik
Kültür ve Farkındalığın Geliştirilmesi: Akademisyenlerin ve öğrencilerin akademik özgürlük ve
özerklik konularında bilinçlendirilmesi kurum içi demokratik kültürün
gelişmesini sağlayacaktır. Seminerler, atölye çalışmaları ve düzenli akademik
toplantılar bu farkındalığı artırıcı mekanizmalar olarak değerlendirilebilir
(Rapoport, 2010).
Saydamlık
ve Hesap Verebilirlik Mekanizmaları: Üniversitelerde yönetsel ve mali karar alma süreçlerinin saydam
olması akademik kadrolaşma ve kaynak kullanımında nesnel ölçütlerin
uygulanmasını sağlayacaktır. Bu sayede, dış müdahaleler ve çıkar odaklı
yönelimler en aza indirilebilir (Özdemir, 2021).
Sonuç
olarak, Türkiye’de akademik özgürlük ve özerkliği güçlendirmek yalnızca yasal
düzenlemelerle sınırlı bir çaba olmayıp aynı zamanda kültürel, yapısal ve
finansal önlemlerin bütüncül bir biçimde uygulanmasını gerektirmektedir. Bu
stratejiler, yükseköğretim kurumlarının uluslararası ölçünlere uyum sağlamasına
ve ‘eğitim-araştırma-toplumsal hizmet’ üçlemesinde etkili başarım düzeyi
göstermesine olanak tanıyacaktır.
Tablo 9 Öneriler (Özet) |
||
Strateji / Siyasa
Önerisi |
Açıklama / Uygulama |
Kaynak / Kanıt |
Demokratik Yönetici Seçimleri |
Rektör, dekan ve diğer akademik yöneticilerin seçim
ve atama süreçlerine akademik topluluğun katılımının artırılması. Merkezi
müdahalelerin sınırlandırılması. |
Taşra Üniversiteleri, 2023 |
Vakıf Üniversitelerinin Finansal Bağımsızlığının
Desteklenmesi |
Devlet bütçesinden sağlanacak desteklerin
artırılması, saydam mali denetim mekanizmalarının kurulması. |
Özdemir, 2021 |
Akademik Başarım düzeyi ve Yük Dengesinin
İyileştirilmesi |
Ders yükünün makul düzeye çekilmesi, araştırma ve
bilimsel altyapı imkanlarının artırılması. |
Scholars at Risk, 2021 |
Uluslararası İşbirliklerinin Teşviki |
Erasmus, Horizon Europe gibi programlarla
üniversitelerin küresel iş birliği ağlarına erişiminin artırılması. |
Magna Charta Universitatum, 1988 |
Yasal ve Kurumsal Reformlar |
YÖK yetkilerinin akademik karar süreçlerindeki
etkisinin sınırlandırılması, özerkliği güçlendiren düzenlemelerin yapılması. |
Taşra Üniversiteleri, 2023 |
Akademik Kültür ve Farkındalığın Geliştirilmesi |
Akademisyen ve öğrencilerin akademik özgürlük ve
özerklik konularında bilinçlendirilmesi; seminer ve atölye çalışmaları ile
kurum içi demokratik kültürün geliştirilmesi. |
Rapoport, 2010 |
Saydamlık ve Hesap Verebilirlik Mekanizmaları |
Yönetsel ve mali süreçlerin saydamlığı; kadrolaşma
ve kaynak kullanımında nesnel ölçütlerin uygulanması. |
Özdemir, 2021 |
BASINA
YANSIYAN OLGULAR VE BULGULAR
Türkiye’de
akademik özgürlük ve özerklik konusundaki sorunların somut göstergeleri,
sıklıkla basın ve medya aracılığıyla kamuoyuna yansımaktadır. Bu bölümde,
devlet ve vakıf üniversitelerinde yaşanan olaylar, protestolar, akademik
açıklamalar ve medya raporları üzerinden olgular incelenmektedir.
Boğaziçi
Üniversitesi Direnişi (2021–2025): Boğaziçi Üniversitesi’nde 2021 yılında yaşanan rektör
atama süreci, Türkiye’de üniversite özerkliği tartışmalarını ulusal gündeme
taşımıştır. Rektör atamasının Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılması, akademik
topluluk ve öğrenciler tarafından tepkiyle karşılanmış ve basında geniş yer
bulmuştur (Özdemir, 2022). Direnişler sırasında öğrenciler ve akademisyenler,
üniversite yerleşkesinde düzenledikleri protestolarla, toplumsal medya
paylaşımları ve afişlerle durumu kamuoyuna duyurmuşlardır. Bu olay, merkezi
iktidarın üniversite yönetim süreçlerine doğrudan müdahalesinin somut bir
örneği olarak değerlendirilmektedir (Taş, 2023).
Tablo 10 Boğaziçi Üniversitesi
Direnişi – Medyada Çıkış Sayısı ve Türleri |
||||
Ay |
Yazılı Haber |
Görsel Haber |
Dijital/Toplumsal Medya |
Toplam |
Ocak 2021 |
45 |
12 |
112 |
169 |
Şubat 2021 |
38 |
9 |
97 |
144 |
Mart 2021 |
27 |
8 |
86 |
121 |
Mezuniyet
Törenlerinde Afiş ve Pankartlar: Çeşitli devlet ve vakıf üniversitelerinde, öğrenciler yıl
sonu mezuniyet törenlerinde akademik özgürlüğe dikkat çeken afiş ve pankartlar
kullanmıştır. Örneğin 2022 mezuniyet döneminde bazı üniversitelerde,
“Öğrencinin Sesi Kısılamaz” ve “Akademik Özerklik Şartsızdır” gibi ifadelerle
yürütülen eylemler, öğrencilerin akademik karar süreçlerine müdahalelere karşı
duruşlarını göstermektedir (Demir & Yıldız, 2022). Bu tür etkinlikler,
basında görsel ve yazılı olarak belgelenmiş ve üniversite özerkliği
tartışmalarına katkı sağlamıştır.
Köşe
Yazıları ve Akademik Görüşler: Ulusal gazetelerde ve akademik platformlarda yayınlanan köşe
yazıları, üniversitelerdeki kadrolaşma uygulamaları ve akademik özgürlük
ihlalleri üzerine nitelikli veri sağlamaktadır. Örneğin, Erdem (2022)
tarafından kaleme alınan yazıda, merkezi aktörlerin rektör ve dekan atamaları
ile ilgili süreçleri, akademik topluluğun eleştirel değerlendirmeleri eşliğinde
incelenmiştir. Benzer şekilde, Kaya (2023) Türkiye’de vakıf üniversitelerinin
mali bağımlılıklarının, akademik özerklik üzerinde nasıl dolaylı baskı
oluşturduğunu tartışmıştır.
Medya
Arşivi ve Görsel Kanıtlar: Görsel medya, akademik özgürlük ihlallerinin belgelenmesinde önemli bir
kaynak oluşturmaktadır. Boğaziçi Üniversitesi protestolarında çekilen
fotoğraflar, video kayıtları ve televizyon haberleri hem öğrenci hem de
akademisyen tepkilerini somut olarak ortaya koymaktadır. Bu tür kaynaklar,
olgusal temelli araştırmalar için kritik veri sağlamaktadır.
Akademik
Toplulukların Açıklamaları ve Bildiriler: Üniversite akademisyenleri, çeşitli platformlarda
yaptıkları açıklamalar ve yayınladıkları bildiriler aracılığıyla akademik
özerklik ve özgürlük ihlallerine dikkat çekmiştir. Bu belgeler, üniversitelerin
toplumsal hizmet ve eğitim işlevlerini yerine getirirken karşılaştıkları
görünmez baskıları ortaya koymak açısından önem taşımaktadır (Taş, 2023).
Basına
yansıyan olgular, Türkiye’de hem devlet hem de vakıf üniversitelerinde akademik
özgürlük ve özerkliğin çeşitli boyutlarda kısıtlandığını göstermektedir.
Özellikle merkezi aktörlerin yönetim süreçlerine müdahaleleri, mali bağımlılık
ve siyasal baskılar, akademik topluluk tarafından hem yazılı hem de görsel
olarak belgelenmiştir. Bu bulgular, niceliksel ve niteliksel araştırmalar için
sağlam bir temel sunmakta ve akademik özgürlük ihlallerinin sistemli olarak
incelenmesine olanak tanımaktadır.
GENEL
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Bu çalışma,
Türkiye’de son yıllarda üniversitelerde yaşanan akademik tasfiye süreçlerini
kapsamlı biçimde ele almıştır. Çözümlemeler, merkezi yönetim müdahaleleri,
disiplin soruşturmaları, yönetsel atamalar, öğrenci ve personel baskısı gibi
mekanizmaların akademik özgürlük ve özerkliği önemli ölçüde zayıflattığını
göstermektedir. Özellikle Boğaziçi Üniversitesi ve diğer vakıf üniversiteleri
örnekleri, bu süreçlerin sistematik ve planlı biçimde yürütüldüğünü ortaya
koymaktadır.
Tablolar ve
kronolojik veriler, tasfiye yöntemlerinin çeşitliliğini ve etkilerini net
biçimde göstermektedir. Akademik tasfiye süreçleri yalnızca bireysel
akademisyenleri etkilemekle kalmamış, kurumların özerk yapısına, akademik
üretkenliğe ve uluslararası iş birliklerine de doğrudan zarar vermiştir. Akademik
Özgürlük Endeksi (2025) verileri, Türkiye’deki akademik özgürlüğün uluslararası
standartlara kıyasla sınırlı olduğunu desteklemektedir.
Bu bağlamda,
tasfiye süreçlerinin akademik kaliteye, araştırma özgürlüğüne ve eğitim ölçünlerine
olumsuz etkileri açıkça ortaya çıkmıştır. Süreçlerin sistemli merkezi müdahale
ile desteklenmesi, akademik kurumların özerkliğinin ve demokratik işleyişinin
ciddi biçimde zayıfladığını göstermektedir.
Sonuç
olarak, akademik tasfiyeler yalnızca bireysel mağduriyetler yaratmakla kalmayıp
Türkiye’de yükseköğretimin kurumsal ve yapısal bütünlüğünü tehdit eden bir olgu
olarak değerlendirilmelidir. Gelecekte yapılacak çalışmalar, bu süreçlerin uzun
vadeli etkilerini, akademik üretkenlik ve kalite göstergeleriyle birlikte çözümleyerek
akademik özgürlüklerin yeniden oluşturulmasına yönelik siyasa önerileri
geliştirmelidir.
KAYNAKÇA
Academic
Freedom Index Update 2025. (2025). The State of Academic Freedom Worldwide.
VDEM Institute. https://academic-freedom-index.net/
https://academic-freedom-index.net/research/Academic_Freedom_Index_Update_2025.pdf
BBC News
Türkçe. (2025) Üniversite öğrencileri protestolarını nasıl sürdürüyor? Akademik
boykot devam ediyor mu? https://www.bbc.com/turkce/articles/ce8447jpr7po
Bianet.
(2021) Kampüste baskının son örneği güvenlik kameraları. https://bianet.org/haber/kampuste-baskinin-son-ornegi-guvenlik-kameralari-243292
Bilim
Akademisi. (2023) Bilim Akademisi Akademik Özgürlükler Raporu 2021-2022. 30
Haziran - 1 Temmuz 2022 tarihlerinde Ankara'da düzenlenen, Türkiye
Yükseköğretim Alanının Yeniden Yapılandırılması Çalıştayının 9 Aralık 2022’de
yayınlanan Sonuç Raporu:
https://univforum.org/images/pdf/Calistay_Sonuc_Raporu_Dijital.pdf. https://bilimakademisi.org/wp-content/uploads/2023/01/21-22-akademik-ozgurluk-170123.pdf
Bilim
Akademisi. (2025) BİLİM AKADEMİSİ AKADEMİK ÖZGÜRLÜKLER RAPORU 2023-2024. https://bilimakademisi.org/wp-content/uploads/2025/02/bilim-akademisi-akademik-ozgurlukler-raporu1222025.pdf
Boğaziçi
Üniversitesi. (2021) Boğaziçi Üniversitesi. Üniversitelerde Yönetim Yapılanması
Çalışma Komisyonu Raporu, Kamu Araştırma Üniversitesinin Geleceği: Akademik
Özgürlük ve Üniversite Özerkliği İlkeleri Temelinde Bir Arayış. https://universitybogazici.wordpress.com/wp-content/uploads/2021/07/uyykrapor13temmuz2021.pdf
Freedom
House. (2022). Freedom in the World 2022: Academic freedom and higher
education. https://freedomhouse.org/report/freedom-world/2022
Hünker,
Olga. (2022). Academic Freedom in Turkey. DOI: 10.4324/9781003306481-10. https://www.researchgate.net/publication/365383126_Academic_Freedom_in_Turkey
Kaya, M.
(2023). Vakıf üniversiteleri ve finansal bağımlılığın akademik özerkliğe
etkileri. Yükseköğretim ve Siyaset Araştırmaları Dergisi, 7(1), 33–51.
Lima
Declaration. (1988). On the autonomy and academic freedom of higher education
institutions. Lima, Peru. https://www.cesaer.org/content/7-administration/legal-affairs/values/lima-declaration.pdf
Magna Charta
Universitatum. (1988). Grand University Convention. Bologna, Italy. https://www.magna-charta.org/
Rapoport,
Nancy A. (2010) ACADEMIC FREEDOM AND ACADEMIC
RESPONSIBILITY. https://www.greenbag.org/v13n2/v13n2_rapoport.pdf
Rozerin Yaşa.
(2024). Öğretim elemanlarının görüşlerine göre üniversite özerkliği ve akademik
özgürlük / University autonomy and academic freedom according to the views of
academic staff. DOI: 10.13140/RG.2.2.12586.02246. https://www.researchgate.net/publication/384767174_Ogretim_elemanlarinin_goruslerine_gore_universite_ozerkligi_ve_akademik_ozgurluk_University_autonomy_and_academic_freedom_according_to_the_views_of_academic_staff/citations
Scholars at
Risk. (2021). Academic Freedom Index: Turkey. Scholars at Risk Network. https://www.scholarsatrisk.org. https://www.scholarsatrisk.org/wp-content/uploads/2021/12/Scholars-at-Risk-Free-to-Think-2021-Turkey-Turkish.pdf
Tekerek, T.
(2023). Taşra üniversiteleri: AK Parti'nin arka kampüsü. İletişim Yayınları. 9750534212
Yetkin
Report. (2025) Türkiye’de akademik mücadele izleri: ODTÜ ve Boğaziçi örnekleri.
https://yetkinreport.com/2025/05/05/turkiyede-akademik-mucadele-izleri-odtu-ve-bogazici-ornekleri/
Yükseköğretim
Kurulu (YÖK) (2023). Üniversite
İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu.
Yükseköğretim
Kurulu (YÖK). (2023). 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu. Resmi Gazete. https://www.resmigazete.gov.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder