V-DEM 2024 VERİLERİ IŞIĞINDA
TÜRKİYE'NİN DEMOKRATİK PERFORMANSI: BİR KARŞILAŞTIRMALI ÇÖZÜMLEME
Prof. Dr. Firuz Demir Yaşamış
1. Giriş
Türkiye, son yıllarda düzenli seçimlerin yapılmasına rağmen, demokratik
ölçünlerdeki gerileme nedeniyle uluslararası rapor ve endekslerde giderek daha
fazla tartışılmaktadır. Oysa demokrasinin sağlığı, yalnızca sandıkla sınırlı
olmayıp, hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlüklerin korunması, siyasal
yarışmanın adilliği ve karar alma süreçlerinde görüşmeci işleyiş gibi çok
boyutlu unsurları içermektedir. Bu bağlamda, Göteborg Üniversitesi tarafından
geliştirilen ve her yıl güncellenen Demokrasinin Çeşitleri (Varieties of
Democracy, V-Dem) Endeksi, demokrasiyi bu çok boyutlu yapısıyla inceleyen
en kapsamlı ve saygın uluslararası çalışmalardan biridir. Bu makalenin amacı,
V-Dem’in en güncel verileri ışığında Türkiye’nin demokrasi profilini
çözümlemektir. Çalışmada öncelikle V-Dem endeksinin yöntembilimsel ve kavramsal
çerçevesi açıklanacak ve ardından Türkiye’nin liberal, seçimli, katılımcı ve
görüşmeci demokrasi boyutlarındaki konumu karşılaştırmalı olarak incelenecek ve
sonunda bu bulgular doğrultusunda Türkiye demokrasisinin genel bir
değerlendirmesi yapılacaktır.
2. Kavramsal Çerçeve: V-Dem Metodolojisi ve Temel Endeksler
V-Dem'in bu çok boyutlu yaklaşımı,
demokrasinin sadece seçimlerle sınırlı olmadığı yönündeki egemen akademik
görüşle (örneğin, Dahl'ın polyarchy kavramı ve modern
'demokratik gerileme' yazını) uyumludur. Bu nedenle, V-Dem endeksleri,
demokratik sistemlerin sağlığını bütüncül bir şekilde değerlendirmek için
giderek daha fazla başvurulan standart bir ölçüt haline gelmiştir."
“Polyarchy” kavramı, (çoğulcu demokrasi,
poliarşi ve çok erkli yönetim) siyaset bilimine Robert A. Dahl tarafından
kazandırılmıştır. Polyarchy, tam anlamıyla demokrasi olmayan
fakat demokratikleşme yönünde kurumsallaşmış siyasal düzeni ifade eder. Dahl’a
göre bu düzen seçimlerin düzenli, rekabetçi ve serbest olması, vatandaşların
siyasal katılımına açık kanallar bulunması, farklı görüşlerin ifade
edilebilmesi ve iktidarın halkın rızasına dayanması gibi temel unsurları
içerir. Dahl, “demokrasi” kavramını ideal bir model (kuramsal şekil) olarak
görürken, uygulamada var olan rejimlerin bu ideale tam olarak ulaşamayacağını
belirtir. Bu nedenle gerçek dünyada gözlemlenebilen, çoğulculuk ve katılım
mekanizmaları üzerinden işleyen sistemlere “polyarchy” adını
verir. Bu bağlamda poliarşi vatandaşların geniş siyasal katılım haklarına sahip
olduğu ve yöneticilerin yarışmacı seçimlerle seçildiği, kurumsallaşmış ve
çoğulcu siyasal düzen biçimidir. Dahl’a göre poliarşi iki boyut üzerine
kuruludur:
Kamusal yarışma (contestation): Siyasal iktidarın farklı
aktörler arasında serbest yarışma yoluyla el değiştirebilmesi. Bu, seçimlerin
düzenli, adil, özgür ve çok partili şekilde yapılmasını içerir.
Katılım (participation): Yurttaşların geniş
kesimlerinin siyasal süreçlere eşit biçimde katılabilmesi. Bu, oy hakkının
evrenselliği, örgütlenme özgürlüğü ve ifade özgürlüğü gibi unsurları kapsar.
Dolayısıyla poliarşi, dar anlamıyla sadece seçimlerin varlığını değil aynı
zamanda örgütlenme özgürlüğü, ifade özgürlüğü, bilgiye erişim, seçme ve seçilme
hakkı, serbest ve yarışmacı seçimler gibi temel demokratik unsurların
kurumsallaşmış halini ifade eder. Kısacası, akademik yazında poliarşi, Dahl’ın
teorisinde demokrasinin “gerçek dünyadaki işlevsel karşılığı” olarak kabul
edilen, çok aktörlü, çoğulcu ve katılımcı siyasal düzen biçimini anlatmaktadır.
2.1. Temel Endeksler
- Liberal Demokrasi Endeksi (LDI): Seçimlerin
adilliği ile birlikte, hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı ve
temel hakların korunması gibi liberal unsurları da kapsar. Bu
çalışmanın birincil odağıdır.
- Seçimli Demokrasi Endeksi (EDI): Evrensel
oy hakkı, özgür ve adil seçimler, ifade ve örgütlenme özgürlüğü gibi
seçim odaklı göstergelere dayanır.
2.2. Bileşen Endeksleri
- Liberal Bileşen Endeksi (LCI): Devlet
gücünün anayasal ve yargısal denetimi, azınlık haklarının korunması ve
hukukun üstünlüğü düzeyini ölçer.
- Katılımcılık Bileşeni Endeksi (PCI): Vatandaşların
siyasete yalnızca seçimler yoluyla değil, sivil toplum, yerel
yönetimler ve sendikalar gibi farklı süreçler üzerinden
katılımını değerlendirir.
- Görüşmeci Bileşen Endeksi (DCI): Karar
alma süreçlerinin niteliğine, tartışma, gerekçelendirme ve kamu
yararını gözetme ölçütlerine odaklanır.
2.3. Veri Toplama ve Yöntem
V-Dem, her ülke için kapsamlı göstergeleri, akademisyenler, araştırmacılar ve
alan uzmanlarının değerlendirmelerine dayandırarak oluşturur. Tüm endeks
puanları 0 (düşük) ile 1 (yüksek) arasında değişmekte olup, daha yüksek bir
puan, ilgili demokrasi ilkesinin daha güçlü olduğunu gösterir.
3. Bulgular: V-Dem 2024 Verilerine Göre Küresel ve
Türkiye Çözümlemesi
V-Dem Enstitüsü'nün 2025 yılında yayınlanan ve 2024 yılı verilerini içeren
"V-Dem Dataset v15" veri seti, küresel demokratik manzarayı ve
Türkiye'nin bu manzaradaki yerini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Aşağıda,
bu veriler ışığında hazırlanan karşılaştırmalı tablolar ve ayrıntılı
çözümlemeler sunulmaktadır.
Tablo 1: 2024 Liberal Demokrasi Endeksi (LDI) – En Yüksek Performans Gösteren 5
Ülke |
||||
Sıra |
Ülke |
LDI Puanı (2024) |
V-Dem Sınıflandırması |
Temel Belirleyici Özellikler |
1 |
Danimarka |
0.883 |
Liberal Demokrasi |
Güçlü sosyal refah devleti, yüksek yargı
bağımsızlığı |
2 |
Estonya |
0.850 |
Liberal Demokrasi |
Dijital devlet, saydam yönetişim, AB
entegrasyonu |
3 |
İsviçre |
0.847 |
Liberal Demokrasi |
Doğrudan demokrasi, federal yapı |
4 |
İsveç |
0.845 |
Liberal Demokrasi |
Güçlü sosyal refah devleti, özgür medya |
5 |
Norveç |
0.839 |
Liberal Demokrasi |
Güçlü sosyal refah devleti, yüksek yaşam
standardı |
*Kaynak: V-Dem Institute (2025). V-Dem Dataset v15.*
Not: Liberal Demokrasi Endeksi (LDI) puanları 0
ile 1 arasında değişmekte olup, 1'e yaklaştıkça liberal demokrasi niteliğinin
en yüksek seviyede olduğu kabul edilmektedir.
Akademik Açıklama:
Tablo 1, liberal demokrasinin kurumsal temelleri en güçlü olan ülkeleri
göstermektedir. İskandinav ülkelerinin (Danimarka, İsveç, Norveç) kararlı
şekilde üst sıralarda yer alması, güçlü sosyal refah devletleri, yüksek
yargı bağımsızlığı ve medya özgürlüğü ile tutarlıdır. Estonya'nın 2.
sırada yer alarak Doğu Avrupa'da lider konuma yükselmesi, dijital
devlet uygulamaları, saydam yönetişim modeli ve Avrupa Birliği ile
bütünleşmenin demokratik kurumların güçlenmesine katkı sağladığının
göstergesidir. İsviçre ise doğrudan demokrasi uygulamaları ve federal
yapısıyla liberal demokrasinin farklı bir modelini temsil etmektedir.
Tablo 2: 2024 Liberal Demokrasi Endeksi (LDI) – En Düşük Performans Gösteren 5
Ülke |
||||
Sıra |
Ülke |
LDI Puanı (2024) |
V-Dem Sınıflandırması |
Temel Belirleyici Özellikler |
175 |
Nikaragua |
0.020 |
Kapalı Otokrasi |
Tek adam yönetimi, muhalefetin tamamen
tasfiyesi |
176 |
Afganistan |
0.020 |
Kapalı Otokrasi |
Taliban yönetiminde teokratik otokrasi |
177 |
Myanmar |
0.020 |
Kapalı Otokrasi |
Askeri cunta, iç savaş ortamı |
178 |
Kuzey Kore |
0.010 |
Kapalı Otokrasi |
Totaliter tek parti diktatörlüğü, mutlak tecrit |
179 |
Eritre |
0.010 |
Kapalı Otokrasi |
Tek parti askeri devleti, sınırsız askerlik |
*Kaynak: V-Dem Institute (2025). V-Dem Dataset v15.*
Not: Liberal Demokrasi Endeksi (LDI) puanları 0 ile 1
arasında değişmekte olup, 1'e yaklaştıkça liberal demokrasi niteliğinin en
yüksek seviyede olduğu kabul edilmektedir.
Akademik Açıklama:
Tablo 2, "Kapalı Otokrasi" olarak sınıflandırılan ve
demokratik kurumların neredeyse tamamen işlevsizleştiği ülkeleri
göstermektedir. Bu ülkelerde çok partili seçimler ya hiç yoktur ya da sadece
göstermeliktir. Kuzey Kore ve Eritre, tek parti diktatörlüğü ve
totaliter kontrol ile en alt sıralarda yer almaktadır. Afganistan,
Taliban'ın iktidara gelmesiyle teokratik bir otokrasiye dönüşmüştür. Myanmar ise
2021 askeri darbesi ile kapalı bir askeri otokrasi haline
gelmiştir. Nikaragua, seçimli otokrasiden kapalı otokrasiye
evrilmiş tipik bir örnektir, muhalefet partileri yasaklanmış, bağımsız medya
kapatılmış ve siyasal karşıtlar hapsedilmiştir.
Tablo 3: 2024 Liberal Demokrasi Endeksi (LDI) – Türkiye'nin Yakınındaki Ülkeler |
||||
Sıra |
Ülke / Bölge |
LDI Puanı (2024) |
V-Dem Sınıflandırması |
Temel Karşılaştırma Özelliği |
137 |
Kongo Cumhuriyeti |
0.120 |
Seçimli Otokrasi |
Kaynak yönetimi, yolsuzluk |
138 |
Filistin (Batı Şeria) |
0.120 |
Seçimli Otokrasi |
İşgal altında sınırlı yönetim |
139 |
Türkiye |
0.120 |
Seçimli Otokrasi |
Resmi seçimlerle yönetilen otoriterleşme |
140 |
Cezayir |
0.120 |
Kapalı Otokrasi |
"Güçlü başkan" modeli, askerin rolü |
141 |
Komorlar |
0.110 |
Seçimli Otokrasi |
Siyasal istikrarsızlık, darbeler tarihi |
*Kaynak: V-Dem Institute (2025). V-Dem Dataset v15.*
Not: Liberal Demokrasi Endeksi (LDI) puanları 0 ile 1
arasında değişmekte olup, 1'e yaklaştıkça liberal demokrasi niteliğinin en
yüksek seviyede olduğu kabul edilmektedir.
Akademik Açıklama:
Tablo 3, Türkiye'nin küresel demokrasi sıralamasındaki konumuna ışık tutacak
karşılaştırmalı bir bakış açısı sunmaktadır. Türkiye, 0.120 puanla 139. sırada
yer alarak Kongo Cumhuriyeti ve Filistin (Batı Şeria) gibi
ülkelerle aynı puan bandında bulunmaktadır. Bu tablo, Türkiye'nin artık liberal
demokrasiler liginde değil, "Seçimli Otokrasi" olarak
sınıflandırılan ülkeler kategorisinde değerlendirildiğini net bir şekilde
göstermektedir. Türkiye ile benzer puanlara sahip ülkelerin ortak özelliği,
şekilsel olarak çok partili seçimlere sahip olmalarına rağmen, yargı
bağımsızlığı, basın özgürlüğü ve temel haklar gibi liberal demokrasi
unsurlarının büyük ölçüde eksik veya zayıf olmasıdır.
Tablo 4: Türkiye'nin V-Dem 2024 Endeks ve Bileşen Performansı |
|||
Endeks / Bileşen Adı |
Puan (0-1) |
Sıra (179 ülke arasında) |
V-Dem Sınıflandırması |
Liberal Demokrasi Endeksi (LDI) |
0.120 |
139 |
Seçimli Otokrasi |
Seçimli Demokrasi Endeksi (EDI) |
0.290 |
122 |
Seçimli Otokrasi |
Liberal Bileşen Endeksi (LCI) |
0.260 |
146 |
Seçimli Otokrasi |
Katılımcılık Bileşeni Endeksi (PCI) |
0.420 |
118 |
Seçimli Otokrasi |
Görüşmeci Bileşen Endeksi (DCI) |
0.180 |
158 |
Seçimli Otokrasi |
Eşitlikçilik Bileşeni Endeksi (EGI) |
0.540 |
107 |
Seçimli Otokrasi |
*Kaynak: V-Dem Institute (2025). V-Dem Dataset v15.*
Not: Tüm endeks puanları 0 (düşük) ile 1 (yüksek)
arasında değişmektedir. Daha yüksek bir puan, ilgili demokrasi ilkesinin daha
güçlü olduğunu gösterir.
Akademik Açıklama:
Tablo 4, Türkiye'nin demokrasi performansındaki çok boyutlu krizi ortaya
koymaktadır. Türkiye'nin tüm endekslerde "Seçimli Otokrasi" olarak
sınıflandırılması dikkat çekicidir. Özellikle Liberal Bileşen
Endeksi'nde 146. ve Görüşmeci Bileşen Endeksi'nde 158. sırada
yer alması, demokratik krizin derinliğini ve niteliğini göstermektedir.
- Liberal Bileşen'deki (0.26) düşük puan, yargı
bağımsızlığı, temel hak ve özgürlüklerin korunması ve kuvvetler ayrılığı gibi
unsurlardaki ciddi zayıflıklara işaret eder.
- Görüşmeci Bileşen'deki (0.18) kritik düzeyde
düşük puan ise, karar alma süreçlerinin saydamlıktan,
katılımcılıktan ve kamusal müzakereden uzak, dar bir çevre içinde
alındığının en net göstergesidir.
Görece daha yüksek olan Seçimli Demokrasi Endeksi puanı dahi (0.29), seçimlerin varlığının, demokrasinin kalitesi ve derinliği için yeterli olmadığının kanıtıdır.
4. Tartışma ve Değerlendirme
Bulgular, Türkiye'nin demokratik kurumlarında ciddi ve
çok boyutlu bir erozyon Bulgular, Türkiye'nin demokratik kurumlarında ciddi ve
çok boyutlu bir erozyon yaşadığını göstermektedir. Türkiye, 0.12'lik LDI
puanıyla küresel ortalamanın (0.49) oldukça altında kalmış, Avrupa Konseyi ve
NATO üyesi bir ülke olması beklenen demokratik standartlardan uzaklaşmıştır.
Özellikle Liberal Bileşen (LCI) ve Görüşmeci Bileşen
(DCI) endekslerinde dünyanın en alt sıralarında yer alması, krizin
niteliğini ortaya koymaktadır.
Türkiye'nin Görüşmeci Demokrasi Endeksi'ndeki (DCI)
kritik düzeyde düşük performans (0.18), sadece bir veri noktası değil, aynı
zamanda karar alma mekanizmalarının katılımcılıktan ve kamusal müzakereden
uzaklaştığına dair güçlü bir göstergedir. Bu durum, Robert Dahl'ın 'polyarchy' kuramında vurguladığı
“aydınlatılmış anlayış” (enlightened understanding) ilkesiyle
doğrudan çelişmektedir. Düşük DCI puanı, siyasal kararların dar bir
çevrede, saydamlıktan uzak ve toplumsal görüş birlikteliğini gözetmeden alındığını
işaret eder. Bu bulgu, Türkiye'deki 'seçimli otokrasi' tanımının,
seçimlerin ötesinde bir yönetişim krizi ile desteklendiğini
ortaya koymaktadır.
Bu durum, Türkiye'deki sistemin "seçimlerle
yönetilen otoriterleşme" olarak tanımlanmasına neden olmaktadır. AGİT
gözlemcilerinin 2023 seçimleriyle ilgili raporları, seçim süreçlerinin devlet
tarafından işletilen medyanın iktidar partisini büyük ölçüde desteklemesi ve
muhalefetin terörizmi desteklemekle suçlanmasıyla gölgelendiğini ortaya
koymuştur. Ayrıca, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) yargıçlarının iktidara yakınlığı,
seçim yasalarındaki değişikliklerle birlikte seçim süreçlerinin tarafsızlığına
ilişkin ciddi endişeler doğurmuştur.
Ek olarak, derinleşen ekonomik kriz ve artan
enflasyon, demokratik erozyonu daha da şiddetlendirmiştir. Dünya Bankası
verilerine göre, Türkiye'deki yoksulluk oranları 2016'dan bu yana ivme
kaybetmiş ve artan eşitsizlikler, demokratik kurumlara olan güvensizliği daha
da artırmıştır. Bu ekonomik zorluklar, siyasal katılımı ve demokratik
müzakereyi baltalayarak, mevcut otoriterleşme eğilimlerini güçlendirmiştir.
Sonuç olarak, Türkiye'nin düşük demokrasi puanları,
sadece siyasal bir krizi değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal bir krizi de
yansıtmaktadır. Bu çok boyutlu kriz, Türkiye'nin demokratik geleceği için ciddi
bir tehdit oluşturmakta ve acilen kapsamlı reformlar gerektirmektedir.
5. Sonuç ve Öneriler
Türkiye'nin mevcut "Seçimli Otokrasi" statüsü, seçimlerin
varlığının demokratik bir rejim için yeterli olmadığının açık kanıtıdır.
Demokratik standartları yükseltmek için aşağıdaki alanlarda acil ve kapsamlı
reformlar hayata geçirilmelidir:
1.
Yargı Bağımsızlığının ve Hukukun
Üstünlüğünün Tesisi: Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun
(HSK) yapısı ve işleyişi, siyasal iktidardan bağımsız, saydam ve tarafsız bir
hale getirilmelidir. Anayasa Mahkemesi'nin içtihatlarının etkili bir şekilde
uygulanması sağlanmalıdır.
2.
İfade, Basın ve Örgütlenme
Özgürlüklerinin Güvencesi: Sansür ve otosansür
mekanizmaları ortadan kaldırılmalı, gazetecilere yönelik keyfi davalar
sonlandırılmalı ve sivil toplum örgütlerinin önündeki yasal engeller
kaldırılmalıdır.
3.
Katılımcı ve Görüşmeci Demokrasinin
Güçlendirilmesi: Yerel yönetimlerin yetki ve
kaynakları artırılmalı, kamu politikalarının oluşturulma sürecine meslek
odaları, sendikalar ve akademik çevreler gibi paydaşların etkili katılımı için
yasal zemin oluşturulmalıdır.
4.
Seçim Güvenliği ve Siyasal
Eşitliğin Sağlanması: Seçim süreçlerinin adilliği
ve saydamlığı uluslararası ölçünlere uygun duruma getirilmeli, tüm siyasal
partilerin eşit koşullarda medyaya erişimi ve seçmenle buluşması güvence altına
alınmalıdır.
"V-Dem 2024 verileri, Türkiye'nin demokrasi
endekslerindeki konumunun, liberal demokrasiler kategorisinden çok 'seçimli
otokrasi' olarak sınıflandırılan ülkelerle aynı kümede yer aldığını
göstermektedir." Bu çalışmanın bulguları,
Türkiye'nin artık demokratik ülkeler arasında değil, otoriter eğilimli
rejimlerle aynı kategoride yer aldığını ortaya koymuştur. Bu olumsuz
tabloyu tersine çevirmek, siyasal iradenin yanı sıra, hukukçu, akademisyen,
gazeteci ve sivil toplum aktörlerinden oluşan geniş bir koalisyonun demokratik
direncine ve ısrarına bağlıdır. Türkiye'nin demokratik geleceği,
yukarıda sıralanan reformları hayata geçirecek cesur ve kararlı adımların
atılması ve liberal anayasal demokrasi ilkelerine geri dönüşle şekillenecektir
EK TABLO: Türkiye'nin Demokrasi Endeksinin Tarihsel Gelişimi (2010-2024) |
||||
Yıl |
LDI Puanı |
Sıralama |
Sınıflandırma |
Küresel Ortalama |
2010 |
0.59 |
86 |
Seçimli Demokrasi |
0.51 |
2015 |
0.48 |
97 |
Seçimli Demokrasi |
0.52 |
2020 |
0.28 |
115 |
Seçimli Otokrasi |
0.50 |
2024 |
0.12 |
139 |
Seçimli Otokrasi |
0.49 |
*Kaynak: V-Dem Institute (2000-2025) *